Ne demiş eskiler; “İstanbul’a kar düşmeden, memlekete kış gelmez“. Meşhur rutubetle birleşince kılıca benzeyen rüzgarıyla soğuk mu soğuk bir İstanbul haftasında, 5 – 11 Ocak 2015 tarihleri arasında sizinle paylaşmaya değer bulduğum gelişmeler şöyle sıralanıyor:
Genel Yaşam
- Bu haftaya damgasını vuran olay şüphesiz Fransa’nın başkenti Paris’teki Charlie Hebdo’ya yönelik terör saldırısıydı. Guardian gazetesi bu olayı çok güzel bir arayüzle derledi. Bakmanızı tavsiye ederim. Bu olayda benim için en şaşırtıcı detay teröristlerin saldırıyı yaparken yanlış adrese gidip iki inşaatçıyla karşılaşması, onlardan doğru adresi alması (ve onları da öldürmesi) oldu. Bu çok garip değil mi? Böyle bir eylem keşif çalışması yapmadan nasıl gerçekleştirilmiş olabilir? Terör tarihinde bir ilk olarak değerlendirilebilir. Öte yandan olay o kadar korku yarattı ki haber siteleri konuyla ilgili görsellerinde dergiyi sansürlediler. Bu terör eyleminin hedefine fazlasıyla ulaştığı anlamına gelir.
- Olayın ardından #JeSuisCharlie etiketiyle gerçekleşen Twitter paylaşımları aşağıdaki gibi gerçekleşti.
- Bu mesaj daha beklenmedik yerlerde de karışmıza çıktı.
- Çizerler ise çizginin intikamını yine çizgiyle aldılar.
- Facebook’un Kurucusu Mark Zuckerberg ise bu olayın ardından “Birileri farklı sesleri susturmak istiyor, Facebook’ta böyle bir şeyin olmasına asla müsade etmeyeceğim” şeklinde görüşünü dile getirdi. Zuckerberg için Facebook’a para vermeden takipçilerinize ulaşmaya çalışmayın da gerisi kolay. Birileri de bir gün o tavrı ‘ses kısma’ olarak algılar mı dersiniz?
- Fransa’nın gölgesinde kaldı ama Nijerya’da da İslamcı Terör Örgütü Boko Haram aynı gün 2 bin kişi öldürdü. 2 değil, 2 yüz değil; 2 BİN!
- Back to the Future, We are the World, Pictionary, NES, Microsoft Windows… Ne mi bunlar? Bu yıl 30 yaşına basan 30 şeyden birkaçı.
- Selfie çubuklarıyla o güzel cemalimizi çektik, paylaştık. Peki o güzelim kalçalarımızı nasıl çekeceğiz? Elbette ‘belfie’ çubuğuyla!
- Türkiye’de de kullanılmaya başlanan otomatik araç plaka tanıma sistemi şehre dağılan kameraların anlık ihbar görevi üstlenmesini sağlıyor. Bu sistemin mucidi İngilizler. Başkent Londra’da doksanlı yıllardan beri kullanılan bu sistemin ayrıntılarına yönelik güzel bir derleme.
- Bu konulara girmişken; tutuklanacak kişileri belirlemek için teknoloji geliştirme adına kıyasıya bir çaba yürütülüyor. Yakın gelecekte algoritmaların insanfına kalmış bir şekilde yaşamayak zorunda kalacağız gibi görünüyor.
- Rusya Başkanı Vladimir Putin iktidara gelir gelmez bütün gücü kendinde topladı, muhalifleri tartışmalı suçlamalarla hapse attırdı, büyük şirketleri ve ihaleleri kendi yandaşlarına yönlendirdi, medyanın başına kendine yakın kişileri getirdi ve medyayı tamamen kendi propagandasını yaymak için kurguladı. Bunlara şahit olan bir gazetecinin kaleminden cidden ilginç -ve yer yer tanıdık gelecek- bir özet.
- Yazı felaket uzun ve İngilizce. Okur musunuz bilmiyorum ama en azından bilin. ABD’de West Virgina/ Green Bank’te devlete ait özel bir teleskop var. O kadar hassas ki hiçbir elektromanyetik (veya benzeri) dalgaya maruz kalmaması gerekiyor. Dolayısıyla bölgede cep telefonu, kablosuz internet; hatta (ateşleme sistemi yüzünden) benzinli otomobil bile yasak. Hayat da hayli ilginç doğal olarak.
- Manyetikten söz etmişken İsveçli bilimcilere kulak verelim. Gerçekleştirdikleri araştırmaya göre cep telefonları ve telsiz telefonlar beyninizde tümör oluşumuna yol açMIyormuş.
- Fakat yine araştırmalara göre cep telefonu yanındaki çocukların uykusu olumsuz etkileniyormuş.
- Instagram hesabına denk gelince Playboy Kızı standartlarının epey değiştiğini gördüm. Pornografinin erotizmi öldürdüğü, her şeyin her şekliyle tek tıklama uzağa serpildiği bu çağda Playboy’un hala yayınını sürdürebilmesini tek bir ayrıntıya bağlayabiliriz.
- 2014’te emoji olarak en çok kalp kullanılmış. Dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey.
- İnsansız hava araçlarıyla dağıtım yapma kervanına Fransız posta idaresi Le Poste de katıldı.
- Bu sene 1 saniye fazlamız olacak. Tartışma büyük. Çünkü 2012’deki artık saniyede havayollarından e-ticaret hizmetlerine kadar birçok yapı saat güncellemesi sırasında oluşan yazılım hataları yüzünden çakılmıştı.
- İspanya / Granada’da polisler Twitter kullanıcı adlarını üniformalarında taşıyormuş.
- Fakirler ölsün, Instagram’dan selamlar.
Bilim / Teknoloji / Cihazlar
- 30 yıl sonra bir antibiyotik daha keşfettik: Teixobactin. 5 yıl içinde kullanıma sunulacak ve verem, kan zehirlenmesi gibi hastalıklarda kullanılacak.
- Sağlık demişken; bu haftaya damgasını vuran gelişmelerden biri Bill Gates’in insan dışkısından içilebilir su üreten OmniProcessor adlı cihazdan bir kadeh yuvarlaması oldu. Bill Gates Nobel ödülü alma stratejisi yolunda emin adımlarla ilerliyor fakat suyun içilmesinden öte böyle bir aletin icat edilmiş olması anlamlı ve kafa yorulası, değil mi?
- Apple’ın telefon tarihini değiştiren ürünü iPhone bu hafta 8 yaşına bastı. Sanki dün gibi geliyor bana. Şu an her telefon birbirine benzer hale geldi ama Jobs’un sunumunu izlerken iPhone’un o dönemki emsallerinden ne kadar farklı olduğunu görebilirsiniz. (bu arada haklı -ve güncel- bir soru: hiçbir teknik eğitimi, bilgisi olmayan Steve Jobs nasıl teknolojinin önderi olabildi?).
- Yazı erbabı için mekanik klavyenin tadı başkadır. Fakat MSI’ın mekanik klavyeli dizüstü bilgisayarı GT80 epey garip bir harman olmuş.
- 2015’te en fazla ürün göreceğimiz kategorilerden biri akıllı saatler. Aralarında en şık tasarıma sahip olanların başında tasarımı Fransa’da, üretimi İsviçre’de gerçekleştirilen Withings modelleri geliyor. CES Fuarı’nda tanıtılan Activite Pop modeli 150 dolarlık fiyatı ve görüntüsüyle fiyat / performansın en mantıklı kesişimini sunuyor.
- Güneş enerjisiyle şarj olan, Swarovski taşlı giyilebilir akıllı cihazlar. Misfit Shine serisinin açıklaması özetle böyle. Kaç adım attınız, ne kadar yattınız, kaçta kalktınız, kaç kalori aldınız; öğrenmenin en ‘rüküş’ yolu. Detaylar sitesinde.
- Giyilebilir cihazların sızdığı yerleri aklınızın alması güç.
- Bütün bu ıvırı zıvırıyla tüketici elektroniğinin yarattığı pazarın ulaştığı boyutu merak ediyor musunuz? 1 TRİLYON DOLAR!
- Bu korkunç rakamın içinde büyük bir dilimi tahmin edeceğiniz gibi cep telefonları oluşturuyor. Sadece geçen sene 1,8 milyar cep telefonu satıldı ve büyük ihtimalle çoğu 18 ay içinde yenisiyle değiştirilecek. Google’ın modüler telefon girişiminden ilham alan Android tabanlı PuzzlePhone 10 sene boyunca kullanabileceğiniz cihaz fikrine oynuyor (sonuçta yeni diye aldığımız da diktörtgen, dokunmatik cam ekranlı bir cisim, değil mi? Demek ki mesele formu değil; bileşenleri ve yazılımları).
- Internet Archive’ın arcade oyun galerisini önceki özetlerde tanıtmıştım. Vakfın eylemleri sürüyor. Buyrun size web tarayıcınızda oynayabileceğiniz DOS döneminden 2 bin 400 oyun! Tamamen yasal ve ücretsiz. Saatlerimi yedi, zor kapattım.
- Google’ın ChromeCast‘inin video için yaptığını artık müzik için de yapmak mümkün. Google Cast‘in yeni haliyle tanışın (bu arada Sony bütün Bravia TV serisinde Android işletim sistemine geçtiğini duyurdu):
https://www.youtube.com/watch?v=8q0yZomXuSw
- Dijital / kripto paralar güzel hoş da akçe sanal olunca hırsızlığı da kolay ve daha olası hale geliyor. Son kurban Bitstamp. Kaybı 5 milyon dolar.
- 1.000 dolara yapay zekalı bir robot sahibi olmak mümkün. Cep telefonlarıyla, bilgisayarlarla kıyaslayınca pahalı da değil ama neden gözümde büyüdü acaba? Vaat ettiğini gerçekleştirmesi zor geldiği için mi?
- Robot demişken; telefon ya da tabletinizle can bulan Ozobot‘u gördünüz mü?
- Haftanın bir diğer önemli duyurusu Intel’in giyilebilir cihazlara özel ‘ceket düğmesi boyutundaki’ platformu Curie oldu. Bu minicik yapı 32 bitlik işlemciyi bluetooth, 6 akslı hareket sensörü, jiroskop ve şarj ünitesiyle güçlendiriyor.
- Intel’in bir diğer mucizesi Compute Stick. USB bellek görünümlü bilgisayar diyebiliriz. 150 dolar.
- Sony’nin akıllı saat serisine de çelik gövde seçeneği eklendi.
- BMW’nin yeni araçlarına entegre etmek için geliştirdiği akıllı saatten önceki özetlerde söz etmiştim. Benzer bir girişim bir diğer Alman otomotiv devi Audi ve LG işbirliğinden çıktı.
- Otomobillere girmişken; güvenlik algısıyla eşdeğer Volvo, 2020’den itibaren yeni araçlarında hiçbir ağır yaralanma ve ölüm olmamasını ana hedef olarak belirledi. Bunu sağlamak için bisiklet binicilerinin varlığını otomobil sürücülerine bildiren özel kask patentlerine dahi kafa yoruyor. Bu konudaki Intellisafe başlıklı teknolojilerini incelemenizi isterim.
- The Eye Tribe: Dediğinizi yapmak için gözünüzün içine bakan sistem. İlginç.
https://www.youtube.com/watch?v=2q9DarPET0o
- Kendiniz hakkında çok fikir sahibi olduğunuzu düşünebilirsiniz. Peki ağzınız nasıl kokuyor, fikriniz var mı? Bunu anlamak sandığınızdan çok daha zordur. Neyse ki onun da bir çözümü var (olacak diyelim).
- Microsoft’un Lumia 215 modeli epeydir unuttuğumuz bir özelliğe sahip: 29 gün idare eden şarj! Üstelik fiyatı sadece 29 dolar. Facebook’a da bağlanıyor. Telefon gibi telefon görmeyeli çok olmuştu. Ciddi ciddi böyle bir şey almayı düşünüyorum. Hayatım daha verimli olur eminim.
- Cep telefonu demişken; Apple Z raporunu yayınladı. Geçen sene uygulama satış geliri yüzde 50 artarak 15 milyar dolar olarak gerçekleşmiş. 2008’den bu yana toplam satış 25 milyar doları aşıyor. Kesemize bereket.
- Apple’ın yeni Macbook Air serisine ait ayrıntılar ortaya çıkmaya başladı. 12 inçlik ekranın kasası incelen çerçeve sayesinde şu anki 11 inçten bile daha dar bir alana yayılıyor. Tuşlarda birkaç milimetrelik küçülme var. Trackpad denen dokunmatik yüzey artık sadece dokunmatik; yani tıklanma özelliği yok (bütün trackpad’lerde ilk kapattığım özellik oydu. Sahiden ne gerek var ki buna? Telefon ya da tablette ekrana tıklıyor muyuz?). Bir diğer devrimsel adım saedce tek (C tipi) USB porta sahip oluşu. Bu port aynı zamanda USB uçlu şarj kablosu için kullanılıyor. Bu yıl Apple’ın heybesi yine dolu. Ama eski günlerin heyecanını tekrar ettirebilecekler mi, göreceğiz.
- Adı geçmişken; paraları denkleştirin; Apple Watch, Mart ayında satışa sunuluyor.
- Epeydir söz edemiyorum ama tarihe not düşelim. Ben bu yazıyı yazarken tam 543 dijital para birimi vardı ve pazar büyüklüğü 5 milyar 26 milyon dolar 592 bin 275 dolara ulaşmıştı. Dahası; ismine inat FAILcoin son 7 günde yüzde 2 bin 124 kazandırmıştı. Aklınızda olsun.
- Her şeyden önemlisi Lenovo selfie’ler için flaş üretti. Rabbime şükürler olsun.
İnternet / Web Siteleri / Girişimleri
- Bloguma sıkça konuk olan kitle fonlama sitesi Kickstarter 2014’te dakikada 1.000 dolar toplamış, (aralarında uzaya pizza yollamanın da bulunduğu) 22 bin 252 projenin hayata geçmesini sağlamış. Bu beni tarif edemeceyeğim kadar heyecanlandırıyor.
- Geçen hafta Kickstarter’ın 2014 özetini yayınlamıştım. Rakibi Indiegogo da dayanamayıp yapmış bir tane.
- Büyük haber: Amazon yakında kitle fonlama, icat ve üretici hareketine dokunan ‘bir şey’ duyurabilir.
- Polis baskınıyla kapatılan The Pirate Bay 1 Şubat’ta yeniden yayına geçmeye hazırlanıyor.
- Bittorrent demişken; put.io‘nun bir klonu çıktı: Bitrot.io. Fiyatlar yarı yarıya.
- Kişisel bulut hizmeti konusunda bir seçenek daha hayata geçti: keupy.
- Fabrikalarda kağıt tabanlı süreç yönetimine savaş açan bir yerli girişim.
- Arama motoru pazarında yüzde 1’lik dilimler bile çok anlam ifade ediyor (Steve Ballmer Bing ile ilgili seneler önceki röportajında her yüzde 1’in 1 milyar dolara denk geldiğini söylemişti). Aşağıdaki grafiği buradan yola çıkarak okumanızı, Google’ın tedirginliği ve Yahoo’nun heyecanını düşünmenizi isterim.
- Ünlü Melek Yatırımcı Jason Calacanis girişiminizi yatırımcılara nasıl sunmanız gerektiğine dair kıymetli tavsiyeler sunuyor.
- Takip ediyor musunuz bilmiyorum ama kenevir ekimi / esrar satışı ABD’nin birçok eyaletinde çeşitli isim ve şekillerle serbest bırakılıyor. Öyle ki birkaç yıl içinde ülkenin tamamında serbest olacağı konuşuluyor. Dolayısıyla ardı ardına girişimler, dükkanlar, markalar da oluşuyor. Silikon Vadisi’nin en meşhur yatırımcılarından Brendan Kennedy bu konuya el attı ve gayet ilginç fikirleri var.
- Twitter’ın Kurucusu Evan Williams yine Kurucusu -ve İcra Kurulu Başkanı- olduğu Medium sitesinde Instagram rekabetiyle ilgili kendisine atfedilenler ve eleştirilerle ilgili çok ilginç bir yazı yayınladı. Borsa, risk yatırımcıları ve teknoloji medyasını sorumlu tutarak “kafamızı genellikle yanlış metriklere takıyoruz” diyor ve gayet dikkat çekici örneklerle iddiasını paylaşıyor. Tık ekonomisinden algı ve dikkat ekonomisine geçişin de güzel bir özeti aynı zamanda.
- Yukarıdaki konuya paralel olarak -şahsen severek takip ettiğim- Chartbeat sitesinin Editörü Tony Haile ise TIME için yazdığı makalede gerçekleri tek tek yüzümüze vuruyor: [highlight]paylaştığımız şeylerin çoğunu aslında okumuyoruz. Benzer şekilde arkadaşımızın paylaştığı şeylere de tıklıyor ama okumuyoruz. Açtığımız sayfaların çok azına göz gezdiriyoruz. Dahası sektörün yeni heyecanı ‘native ad’ zannedildiğinden çok daha az okunuyor[/highlight]. Yani ülke, kültür ve coğrafyadan bağımsız; okumuyoruz. Bunun sebebine yönelik şu ana kadar mantıklı bir açıklama da duyamadım. Yine de tıkları saymaya devam edelim.
- Twitter’ın Youtube benzeri bir video hizmetini kullanıma sunmak üzere olduğunu da haberler arasına sıkıştırmış olalım. Youtube’un aksine gelirin büyük bölümünü video sahibiyle paylaşarak rekabetçi olmaya çalışacak.
- Kullanıcı rakamlarına girmişken: Facebook’un satın aldığı Whatsapp 700 milyon aktif kullanıcıyı geride bıraktığını açıkladı.
- Snapchat ise 200 milyon kullanıcıya merdiven dayadı.
- Ek olarak Facebook bu hafta konuşarak cihazları kontrol etmeyi sağlayan Wit.ai hizmetini satın aldı. Sanal gerçeklik kaskı Oculus Rift‘i de sepetine eklediğini düşününce ister istemez merak ediyorum: Facebook’un kafasında ne var?
- 2014’ün en iyi tasarımlı sitelerinin kronolojisi. Güzel derleme.
- Satın alınabilir güzel tasarımlı şeylere dair bir site.
- Floodwatch, internet reklam platformlarının hakkınızda ne tür bilgiler topladığını gösteren bir Chrome eklentisi. Ziyaret ettiğiniz sayfadaki reklamlar kadar geçmişteki ziyaretlerinizde karşınıza çıkanları da sıralıyor.
- Türk girişimcilerinin ve yatırımcılarının en büyük sorunu yazmaya, paylaşmaya üşenmeleri (bu tavrın Türk geliştiriciler aleyhine bir sığlık yaratması da cabası. Oysa istenince neler mümkün). Bu suskunluğu rekabet avantajı olarak görenler bile var. Bu -ikinci- grubun iş yaptıkları platformun anlamını kavrayamamış olduklarını düşünüyorum. Ama hakkını yemeyelim; yazanlar var. Buyrun size güzel örneklerinden birisi. Her girişimci adayı bir kez okumalı.
- Küçüklerimizi uygulama geliştirciye çevirebilirsek yeni bir kuşakla yukarıdaki eski kuşak tavrını yıkabilir miyiz?
- Bir haber de benden. Ortağı olduğum Gozimo, en fazla kullanıcıya sahip Türk tarayıcı eklentisi oldu. Kafamızda güzel şeyler var, hayata geçirmek için geri sayımdayız. Şimdiden katılmak isterseniz bekleriz (ne olduğu sitesinde de yazıyor ama ben de burada biraz anlatmıştım zamanında)
Tasarım / İnovasyon
- Bisikletle arası hoş bir ülke değiliz. Hatta çoğu kişi için bisiklet çocukluk ile ilişkili bir araç. Danimarka ise tam tersi. Ülkenin yüzde 35’i ulaşımı bisikletle sağlıyor. Kopenhag şehri MIT Üniversitesi ile işbirliği içinde Copenhagen Wheel adlı özel bir (arka) tekerlek geliştirmiş. Kendi bisikletinize takıyorsunuz, hareket süresince şarj oluyor ve ihtiyacınız olduğunda motoruyla güç vererek bacaklarınıza düşen yükü hafifletiyor. Ve daha bir sürü şey. Hayran kaldım (fakat 950 dolar biraz pahalı mı ne?).
- İki teker üstündeyseniz en hayati konu ‘görünmek’. Yayalar da 4 tekerli sürücüler de hep dört tekerleklilere dikkat kesiliği için sizi genellikle görmez. Visijax adlı LED ışıklı yeni bir mont bu tehlikeyi azaltmayı hedefliyor. Aklınızda olsun.
- Dört teker dünyası da yerinde saymıyor elbet. Volkswgen’in Golf R Touch serisinin konsolu dev dokunmatik ekranlı yüzeyiyle akla hayale gelmedik şeyler yapıyor. Büyük ekran Tesla’nın konsolundaki kadar çirkin olmak zorunda değilmiş demek ki. Epey etkileyici. İnsan bununla uğraşmaktan yola çıkamaz.
- Bu kadar otomobilden bahsetmişken değinmesek olmaz. Mercedes’in bu hafta CES Fuarı kapsamında tanıttığı F 105 modeli tasarımın, lüksün, teknolojinin, hayal gücünün kafasını gözünü yardı.
https://www.youtube.com/watch?v=DYTV4d-Gn0s
- Bang&Olufsen denince aklıma üç şey geliyor: pahalı, alüminyum ve ömür boyu kullanılan. Son serilerde anavatanı Danimarka ile özdeş ahşaba da yer veriyor. Bu hafta tanıttığı Beosound serisine ait ses sistemi Moment ise ahşabın ötesinde -bir kere daha- kendi standardını koyuyor. İnternet erişimi ve Deezer işbirliğiyle çok şeye gebe.
https://www.youtube.com/watch?v=sWkAbKUjMnE
- Parrot imzalı Flower Power adlı 60 dolarlık bir ‘akıllı saksı’ duyruldu (aynen öyle). Toprağın nemi düşerse ya da güneş bitkiyi fazla uzatırsa suluyor, mineral oranı azaldıysa gübreliyor. Elbette cep telefonunuzdan bütün süreçleri anlık takip edebiliyor ve elle de kontrol edebiliyorsunuz. Abartı mı gereklilik mi çözemedim.
- Evlerimizde duvardı, parkeydi, fayanstı derken tasarımına karar vereceğimiz ne çok şey var değil mi? Aynı zamanda fikrimizin değişeceği ne çok şey. Dijital çağda bu sorunu da hallediyoruz. Tıkla değişsin! Elektronik mürekkebin en akıl almaz kullanım alanı.
- Ev demişken; Sony’nin akıllı ev çözümü Life Space UX serisi de güncellendi.
- Samsung ise 2017’de ürünlerinin %90’ının internete bağlı olacağını müjdeledi.
- Voxel8: Dünyayı değiştirmeye aday 3D yazıcılarda yeni bir sayfa açıyor. O dünyanın elektronik devre basabilen ilk yazıcısı.
https://www.youtube.com/watch?v=zbm2SSql8V8
- 3D yazıcı demişken, 3Doodler’ın yeni sürümüne de göz atmakta fayda var.
- Online ve offline arasındaki kesişimleri seviyorum. Jordi Parra imzalı (Chumby Hacker Board tabanlı) Spotify’a özel müzikçalarda en çok hoşuma giden LED’lerin yerleşimi ve mıknatıslı yüzeye yapıştırılan disklerle kontrol imkanı oldu. Ambalaj tasarımına girmiyorum bile. 2011’de tasarlamış ama ben ancak gördüm. Paylaşmadan edemedim.
Kültür / Sanat
- Artık HD olmayan bir TV almak mümkün değil. 50 inç neredeyse alt standard. Gelişmiş hoparlörler, zengin içerik hizmetleri, hızlı internet… Bunun sonunda kaçınılmaz olan gerçekleşiyor: (film değil ama) sinema salonu endüstrisi matematiksel olarak çöküşe doğru gidiyor. Washington Post’un blogu sinema salonu işletmeciliğine yatırılan paranın havaya savrulduğu görüşünde. Şahsen IMAX gösterilen filmler dışında sinema salonuna gitmiyorum bile. O kadar yol, çile çekip, para bayılıp yarım saat reklam seyredip abartılı fiyatlarla su ve patlamış mısır tüketmek için yeterli bahanem kalmadı.
- İnternetin itilip kakıldığı konuların başında müzik sektörünü baltalaması geliyor. Azımsanmayacak bir kitleyse tam tersine müziğin internet ile rönesans yaşadığını savunuyor. Sektörün çetelesini tutan Nielsen da aşağı yukarı aynı fikirde.
- Performans sanatının dijitalle buluşmasına harika bir örneğe bakalım.
Özetimizi her zamanki gibi ilham verici bir şeyle bitirelim (yukarıdakiler yetmez gibi). Tekno-illüzyonist (al sana yeni bir meslek dalı işte) Marco Tempest sunum yeteneğini teknolojiyi sihre dönüştürerek aktarıyor. Mutlaka izleyin!
[box type=”info”]Bu derleme hoşunuza gittiyse ilgilenebilecek dostlarınızı yazının sonundaki düğmeler aracılığıyla paylaşarak onları da haberdar edebilirsiniz. Yine altta yer alan ‘Yeni yazılardan ilk sen haberdar ol’ bölümüne e-posta adresinizi girerseniz yeni yazılardan öncelikli haberdar olabilirsiniz.
Fikirlerinizi ve gözümden kaçan detayları yorum bölümünde beklerim.[/box]
Hepinize iyi Pazarlar.
Görüşlerinizi paylaşın: