Haftanın Özeti: 27

27 Nisan – 4 Mayıs 2015 tarihleri arasında Türkiye ve dünyadan haber, site, yazılım, donanım, cihaz, video ve trendler.

[box type=”info”]Pazar günleri saat 10:00’da yayımlanan özetler haberdar olmanızda fayda olan gelişmeleri 5 ana başlık altında sıralar. Diğer kategorilerin bağlantılarını yazının sonunda bulabilirsiniz.[/box]

[nextpage title=”Genel Gündem” ]

Genel Gündem

  • Baltimore şehrinde gözaltında omuriliğinde oluşan ağır hasarlar sebebiyle hayatını kaybeden Freddie Gray için başlayan protestolar ABD’de sıkıyönetim, sokağa çıkma yasağı, asker müdahalesi gibi pek de alışık olunmayan bir dizi önlemi hayata geçirdi. Fotoğraflar olayın boyutlarını göstermek adına yardımcı olabilir.

eylemler

  • Bu ‘ana yüreği’ denen şey dünyanın her yerinde aynı. Baltimore olayları bize bunu bir kere daha gösterdi. Eylemleri televizyondan izlerken oğlunu gören bir anne olay yerine giderek evladını kelimenin tam anlamıyla evire-çevire, döve-döve evine götürdü. Buna Türkçe dublaj yapmak hiç zor olmazdı mesela.

  • Aynı olaylar bize bir şeyi daha hatırlattı. Sosyal medya yanlış / sahte bilgi yayılması için rakipsiz derecede kusursuz bir ortam. Bununla baş etmeyi öğrenene kadar çok canlar yanacak.

  • Hayat her şeye rağmen çok güzel ama ne yazık ki bunun en çok bebekler farkında. Büyüdükçe geçtim kahkahayı, gülmeyi bile unutuyor insan.

  • Yüz binlerce takipçileri var ama ne şarkıcılar ne oyuncu ne de futbolcu. Çoğu zaman ne iş yaptıkları bile bilinmiyor. Takipçi sayısını kişisel bir karneye çeviren sosyal medya zihniyetinin yansımalarını Anil Dash çok güzel bir yazıda kaleme almış. Şöhretli ünsüzlerin dünyasının acı gerçekleri.
  • Nepal’de yaşanan ve 6 bin 500‘den fazla kişinin hayatını kaybettiği 7,9 şiddetindeki korkunç deprem o sırada Everest Dağı’na tırmanmakta olan Google’ın en önemli projelerinde imzası bulunan Mühendisi Dan Fredinburg‘un da canına mal oldu. Aşağıdaki videoda Everest Dağı’nda bulunan bir başka ekibin tesadüfen olay anındaki kaydını ve içine düştüğü dehşeti izleyebilirsiniz.

  • Olay anına dair tüyler ürpertici bir diğer video ise bölgede tatil yapan bir Türk çiftin cep telefonu kamerasına yansıdı. Deprem anında en avantajlı canlı türü kuşlarmış meğer (göçük altında kalanlardan umudun kesildiğini de eklemiş olayım. Fakat bölgede hala yardıma muhtaç çok insan var ve gönüllülerin dahi ulaşması kolay olmuyor).

  • Gallup tarafından 2012’den bu yana güncellenen Dünya Mutluluk Endeksi‘nde Türkiye 76. sırada. İlk 10 ülke: İsviçre, İzlanda, Danimarka, Norveç, Kanada, Finlandiya, Hollanda, İsveç, Yeni Zelanda ve Avustralya.
  • Bu konulara meraklıysanız OECD’nin Daha İyi Yaşam Endeksi‘ne de bakmanızı tavsiye ederim (Türkiye sayfası).
  • Okyanusun dibinde sabırla avını bekleyen ve asla affetmeyen 3 metrelik dev bir canlı keşfettim: Bobbit Solucanı. Evlerden ırak!

  • Orhan Pamuk’tan sonra Nobel Ödülü alan ikinci Türk olmak istemez miydiniz? Bu pekala mümkündü. Çünkü 1927’de verilen Nobel Ödülü 325 bin dolar bedelle açık arttırmada satışa çıktı (ve tek bir artış teklifiyle 395 bin dolara satıldı). Gerçek sahibi Alman biyokimyacı Dr Heinrich Otto Wieland.
  • Elektronik ticaretin düzenlenmesi hakkında kanun 1 Mayıs itibariyle yürürlüğe girdi. Buna göre artık [highlight]önceden izin / onay almadan kişilere SMS, e-posta ve benzeri yollarla toplu mesaj gönderimi yapılamayacak; yapanlar bin liradan başlayan -ve tekrar edilme durumunda- 150 bin liraya kadar çıkan para cezasına çarptırılacak[/highlight]. Şu ana kadar kullanılan ‘redde dayalı’ sistem (yani Türkçesiyle ben senin iletişim bilgini alır ya da bir yerlerden bulur listeme eklerim, hayatını kabusa çeviririm, sen istersen itiraz et, listeden çıkmak iste, paşa gönlüme göre bir ara bakarız) yerini ‘izne dayalı‘ (yani gönderim yapmadan önce yazılı onay / izin alan) bir yapıya bıraktı. Özetle, bu hafta posta kutunuza, cep telefonunuza yağan ‘izninizi istiyoruz’ konulu mesajlar boşuna değildi anlayacağınız. Keşke zamanında isteseydiniz de bu duruma düşmeseydiniz.

  • Haftanın en heyecanlandırıcı gelişmesi Victoria’s Secret’ın yeni meleklerini açıklamasıydı.

[/nextpage]

[nextpage title=”Bilim / Teknoloji” ]

Bilim / Teknoloji / Yazılım / Donanım

  • Modern zaman simyasına dair ilginç bir gelişmeyle kategoriyi açalım. Audi, bir Alman girişimi olan Sunfire ile işbirliği yaparak [highlight]hava ve sudan dizel yakıt elde etti[/highlight]. Üretimin temeli elektrolizle sudan elde edilen hidrojenin havadan alınan karbondioksitin (CO2) iki adımlı kimyasal bir işlemle karbonmonoksite (CO) çevrilmesine oturuyor. Bu yapay dizel yakıtının verimi doğal dizelden daha yüksek ve yüzde 70 oranında yenilenebilir. Üstelik bu yakıtla dizel motorlar daha sessiz ve temiz çalışıyor. Blue Crude adı verilen yeni yakıtın maliyetinin ilk etapta litre başına 1 euro olması hedefleniyor.

  • Haftanın en önemli gelişmelerinden biri Tesla otomobilleriyle tanınan Elon Musk’ın evlerdeki enerji depolamaya yönelik ürünü Powerwall oldu. Lansmanda paylaşılan bilgileri kısaca özetleyelim. Dünya yıllık 20 trilyon kilowatt enerji tüketiyor. Bu bir nükleer enerji santralinin 2 bin 300 yıllık çalışmasına eşdeğer. ABD’de dahi enerji tüketiminin üçte biri elektrik üretimi ve ulaşım amaçlı fosil yakıt tüketimine dayanıyor. Oysa bunun en az yarısı yenilenebilir enerjiyle ikame edilebilir durumda. Powerwall tam da burada devreye giriyor. Mobil cihazlarımızda kullandığımız lityum-ion tabanlı piller güneş enerjisini depolayarak akıllı bir yazılım kontrolünde evdeki cihazlara sunuyor. Olası elektrik kesintilerinde de jeneratör görevi üstleniyor. 7 ve 10 kilowattlık iki seçeneğe sahip ürün 3.000 ve 3.500 dolarlık fiyatlara sahip. Doğrudan ve dolaylı getirileri milyar dolarlık bir pazarın habercisi. Detayları için lansman videosu aşağıda (Elon Musk müthiş bir girişimci ve çok kötü bir konuşmacı).

  • Çinli bilimciler Crispr metoduyla insan genlerine müdahale etmeye başladı. Şahsen bu tip süper ırk yaratma projeleri kadar endişe ettiğim bir heves yok. Bilimin bu tarafları insanlığın en tehlikeli zaaflarına teşne.
  • Sınırsız enerji mümkün olabilir mi? Erke Dönergeci’ni hatırlatan iddiaya göz atalım.

  • Project Helium Tears adlı bir İngiliz astronom grubu 6 aylık çalışma ve bin 800 dolarlık bütçe sonunda sepetine X-Wing maketi bağlı bir meteoroloji balonunu 36 bin 100 metre yukarı çıkararak gerçek Star Wars ortamı yarattı. Amaç Yönetmen J. J. Abrams’tan serinin yakında gösterime girecek son filmi The Force Awakens galası için 2 VIP bilet kapmak. Vermezsen Allahından bulasın Abrams!

  • Bir sanatçı ve bir bilimci bir araya gelirse ne yapar? DNA molekülüne şarkı kaydeder. Bu birleşimden doğan diğer ilginç projeler ise burada.
  • Bu hafta Hubble Uzay Teleskobu 25. yaşına girdi. NASA bu yıldönümü anısına dünyadan 20 bin ışık yılı uzaklıktaki Westerlung 2 içinde yer alan 3 bin yıldızı içeren bir görselleştirme paylaştı. Evrenin kusursuzluğu ve boyutlarına dair küçük bir hatırlatma (tam ekran izlemenizi tavsiye ederim).

  • Teleskop demişken bağlantılı ilginç bir gelişmeyi de paylaşayım. Hawaii’de bulunan Thirty Meter adlı teleskopun sitesi çevreci eylem grubu Operation Green Rights tarafından işlemez hale getirildi.

tmt

  • Uzay demişken; Amazon’un Kurucusu Jeff Bezos’un girişimi Blue Origin uzay görevlerinde rol almanın yanısıra yönünge altı turistik uzay uçuşları için de kendini hazırlıyor. Şirket bu hafta ilk roketini uçurdu. İzleyelim.

  • Akıllı saat akımının mucidi Pebble’ın Smartstrap girişimini incelemenizi tavsiye ederim. İhtimaller sonsuz.
  • The New York Times diyor ki ‘hiçbir şirket sonsuza kadar büyüyemez’. Apple’ın rakamlarını IBM’in tarihiyle karşılaştırınca ortaya makul bir tespit çıkıyor (bu satırları okuyan kaç kişi hatırlar bilemiyorum ama IBM altın yıllarında bugünün Apple’ına -değer değil, hacim ve oran olarak- havlu attırırdı).
  • 1939’da kurulan HP de altın yılları çok geride bırakmış markalardan biri. Kurumsal pazara sıkışmış marka eski günlere dönebilmek adına cesur ve çok uzun soluklu bir yeni strateji üstüne çalışıyor. Hedef bilgisayarların çalışma mantığını değiştirmek. The Machine adlı bu projeden 8. sayıda bahsetmiştim.
  • Korsan yazılım kullanımında liderliği Çin açık arayla göğüslemiş durumda. Ekürisi Rusya ise korsana yardım ve yataklık yapan web sitelerine yasal uyarı göndermeye başladı.
  • BKM Express’in bu haftaki basın toplantısında açıkladığı rakamlara göre mobil bankacılık kullanımında Türkiye almış yürümüş. Bunun sebepleri üstünde düşünmek gerek.

  • Twitter’dan canlı video yayını çılgınlığını başlatan, Periscope’u adam eden Meerkat sonunda Android’de.
  • Pazar payı yüzde 31’den yüzde 24’e düşmesine rağmen Samsung akıllı telefon alanındaki liderliği Apple’dan geri almayı başardı. (Öte yandan Apple son üç aylık bilançosunu açıkladı: [highlight]58 milyar dolar gelir[/highlight])
  • İnternetin en fütursuz, destursuz, eyvallahsız mıntıkası 4chan bir teknoloji lansmanına katılıp izlenimlerini yazsaydı
  • ‘Kurşun adres sormaz’ deyimi artık anlamını yitirdi. Exacto adlı ‘akıllı mermi’ hedefini hareketli olsa dahil takip ederek vuruyor.

  • Kategoriyi ürpertici bir icatla kapatalım. Kasların elektrik akımıyla tetiklenebildiğini biliyorsunuz (kalbi duranlara uygulanan elektroşoklar da aynı mantığı kullanıyor). Peki bu yeteneği [highlight]insana yönelik bir uzaktan kumanda[/highlight] olarak kullanmak nasıl olurdu? Hakkımızda hayırlısı diyelim.

  • MIT tarafından geliştirilen NailO, tırnak boyutunda bir kontrol arayüzü. Gayet mantıklı bir çözüm gibi görünüyor.

  • Microsoft bu haftaki basın toplantısında en iddialı olduğu yeni alanlardan yapay gerçeklik gözlüğü HoloLens ile ilgili detayları açıkladı. Paylaştığı yeni videodan platform hakkında biraz daha bilgi sahibi olabilirsiniz.

  • Dizi ve filmler için altyazı peşinde koşanlara birçok özelliği içinde barındıran Türkçe bir (Windows) uygulaması: Novaroma.
  • Oyun dünyasında Pong, Pacman, Tetris ya da Solitaire gibi evrensel değerler vardır. Bir kuşak için de Snake; ya da Türkçeye yerleşmiş ismiyle YILAN! Tekrar hatırlama ve hatırlatma vakti gelmiştir.
  • Kahrolası fakirler gibi standart Apple Watch aldınız ama gönlünüz altın kaplama olanındaydı. Watchplate ile 400 dolara bir üst seviyeye atlayabilir, 10 bin doları cepte tutabilirsiniz.

[/nextpage]

[nextpage title=”İnternet / Girişimler” ]

İnternet / Girişimler

  • 2011’de Twitter hesabı açan Google+ ilk mesajını 1 Mayıs 2015’te attı. Hayırdır?

  • Haftalardır aklımda; hep unutuyorum. Hafta özetlerine gelen en yoğun eleştiri linklerin -sıklıla- İngilizce sayfalara yönelmesi. Bu konuda yapacak bir şeyim olsun çok isterdim. Ama ne yazık ki Türk kullanıcılar yazmak ya da üretmektense tüketmeye daha iştahlı. Yani her içerik için tek tek, uzun uzun aramama rağmen çoğu zaman bahsettiğim konular için Türkçe link bulamıyorum. Kimsenin İngilizce bilmek zorunda olmadığını da kabul ediyorum ama ne kadar acı olsa da bu devirde İngilizce bilmemek neredeyse okuma-yazma bilmemek anlamına geliyor. Bu konuda sıkıntı yaşayanlardansanız sizi internetin altın anahtarlarından biriyle tanıştırmak isterim: Duolingo. İngilizce; hatta Klingon dahil birçok dili ücretsiz öğreten mucizevi, takdir edilesi bir hizmet.
  • Beslenmek tüm canlılar için biyolojik bir ihtiyaç ama insanoğlunun yemekle ilgili yeni bir beklentisi de var: tabağı sosyal medyada paylaşmak. Birileri bunu kafaya fena takmış ve ortaya Foodography çıkmış (Cübbeli Hoca duymasın).

  • Business Insider bir dönem Youtube’da fırtınalar estiren videolardaki kahramanların bugün ne halde olduğunu ve ne yaptığını araştırmış. Bu hafta okuduğum en keyifli haberlerden biriydi. Aşağıdaki ikiliyi gözünüz bir yerlerden ısırdı mı?

charlie

  • Google ve Amazon halka açılırken kendi alanlarındaki açık ara en büyük oyuncuydu. Ama hiçbirinin değeri 1 milyar dolar değildi. Bugün daha ismini yeni duyduğumuz birçok girişim için milyar dolar çerez oldu. Forbes dergisi bu garip durumu incelemiş.
  • PayPal Mafia terimi internet tabanlı ödeme sistemi PayPal’dan ayrılarak başarılı girişimler kurmuş kişileri temsil eder. Görünen o ki artık bir Twitter Mafia da var.
Büyük hali için tıklayın.
Büyük hali için tıklayın.
  • Voatz adlı mobil uygulama cep telefonumuzdan oy kullanabilmeyi sağlıyor. Türkiye’den bakınca ne kadar uzak bir hayal gibi geliyor, değil mi?
  • BlogBytes, blog okumaktan keyif alanlar için ilginç bir alternatif sunuyor. En faydalı, etkileyici, önemli yazıları sesli formatta e-posta olarak yolluyor. Bunun Türkçesi olsa hiç de fena olmazdı sanki.
  • Yukarıdaki girişim ilginizi çektiyse bağlantılı bir tavsiye de vermek isterim. Seslenen Kitap adlı Türkçe sesli kitap girişimi Forbes dergisinden seçme makaleleri her ay ücretsiz sunuyor. Nimet gibi hizmet. Bir deneyin derim.
  • Şirketlerin sosyal medya kullanım kurallarına yönelik güzel bir (Türkçe) derleme.
  • Bu hafta Instagram için bir kapsamlı bir veri analiz uygulaması yayına girdi: Minterio. Takipçi dağılım ve detayları, en iyi gönderim zamanları, en iyi gönderiler ve dahası. Fakat ücretli.

5

  • Instagram ile ilgili bir diğer güzellik ise Innbx. Tek bir cihazdan birden fazla hesabı yönetebilmenizi sağlıyor.
  • Önemli bir gelişme: Youtube kendi içeriğini üretme kararı aldı.
  • Enteresan bir ayrıntı. İlk yayına girdiği zaman özetlerde tanıttığım Internet Archive tarafından oluşturulan DOS oyunları arşivinden bir oyun linkini Twitter’dan paylaştığınızda doğrudan mesajın içinden oynayabiliyorsunuz. Aşağıdaki gibi.

  • Birkaç hafta önce de değindiğim Avrupa Birliği’nin Google’a karşı yürüttüğü anti-tekel mücadelesi sürüyor. Takipte kalmalı.
  • Mart ayında Türkiye’de en çok trafik alan siteler.
  • Yazılımcı adam hayat boyu kod mu yazacak? Arada eğlenmesi, kafayı dağıtması da gerek. Ama fazla dağıtmasa iyi olur. Code Deck bunu mümkün kılıyor.

5

  • SoundCloud sonunda podcast desteğine kavuştu! Oynatıcısıyla, sosyal medya desteği, iTunes uyumu ve yorum desteğiyle. Bak yine parmaklarım kaşındı…
  • 10 yıl önce kurulan (ve telif davaları yüzünden başı beladan kurtulmayanı) müzik stream hizmeti Grooveshark yapım şirketleriyle anlaştı ve… KAPANDI! [highlight]Hakkında açılan 4 bin 907 dava karşılığında 736 milyon dolar tazminat talep edilen[/highlight] bir site için gayet beklenen bir karar diyebiliriz.
  • MailBridge, MailChimp üstünden bülten gönderimi yapanlara yönelik güzel bir çözüm sunuyor. Geri dönen (artık geçerli olmayan) e-postaları otomatik olarak gönderim listesinden çıkartarak gereksiz trafiği ve bütçe harcamalarını engelliyor. Birkaç ek optimizasyonu da katınca -kendi iddiasına göre- gönderim bedellerini 20 kat düşürüyor.
  • Kullanıcı deneyimi konusuna meraklılar için (tanıdık bir formatta) Türkçe UX notları.
  • 300’den fazla Türkçe eğitimi aylık 20TL’ye sınırsız sunan bir platform: Vidobu.
  • Google, Chrome tarayıcılar için geliştirdiği Password Alert adlı eklentiyle Gmail hesabınızı ele geçirmek isteyen kişi ve sitelere karşı erken uyarı sistemi geliştirdi. Yükleyin derim.
  • Twitter reklamlarındaki en büyük ilgi kaybı (kullanıcı trafiği olarak dünya beşincisi olan) Türkiye’de.

twitter-ads-by-country

  • Kitle fonlama akımı sayesinde uzaya araç yollamaktan müzik albümü çıkartmaya kadar neredeyse her hayal gerçeğe döndü. Ama internetin her detayında öncülük görevi üstlenen bir sektör nedense uzak durdu. Evet; sonunda porno sektörü de kitle fonlamaya giriyor. Onlar senaryoyu, oyuncuları ve ihtiyaç duydukları bütçeleri yazacak, ‘meraklıları’ fonlayacak. Cumfundme sitesinde geri sayımda!
  • Arkadaşlarınıza eşek şakası yapmak için harika bir araçla kategoriyi kapatıyorum: CloneZone. Dilediğiniz sitenin adresini giriyorsunuz, sayfayı olduğu gibi çekiyor. İstediğiniz yerini istediğiniz gibi değiştirip linkini yolluyorsunuz. Oluşturulan link esas siteninkine benzediği için ilk bakışta anlaması da zorlaşıyor. Buyrun cümbüşe (insan gibi kullanın lütfen, yüreğine indirmeyin kimsenin).

[/nextpage]

[nextpage title=”Tasarım / İnovasyon” ]

Tasarım / İnovasyon

  • Selfie çubuğunu öğrendik; hadi diyelim biraz da kabullendik. Peki ya selfie kolu??? Neden bizi bu kadar zorluyorsunuz erenler?

armselfie

  • Kayıtlara geçmiş bir sunumumda da değindiğim gibi (35. dakikaya buyrun) birçok fırsatım olmasına rağmen ABD’ye yerleşmeme sebebim (vallahi de billahi de) tuvaletler. Taharet borusu olmayan bir ortamda yaşayabilme ihtimalini düşünemiyorum bile. Neyse ki Yeni Dünya da yavaştan benim kafaya gelmeye başladı. Yıkama-yağlama hizmeti sunan klozetleri üreten Kohler‘in Pazarlama Müdürü Jerry Bougher diyor ki “çamura bulandığınızda kuru kağıtla silmiyor; duş alıyorsunuz. Peki kakanızı niye sadece kağıtla siliyorsunuz?”. Ah Bougher kardeşim ben yıllardır bunu söylüyorum da ne oldu? Kohler’in ‘sulu’ klozeti biraz da olsa aramızdaki buzları kıracak gibi görünüyor. Fakat 250 ile 1.700 dolar arasındaki fiyatları hala yaygınlaşma konusundaki en büyük engellerden biri. Yazıyı okurken öğrendim ki bunun portatif olanları da varmış. Bekle beni Amerika! (tuvalet meselesi önemli)

  • Kimbilir kaç kere sörf yapmak istediniz ama takım elbiseli olduğu için yapamadınız. Artık bu acı kadere boyun eğmek, razı olmak zorunda değilsiniz. Quicksilver’ın True Wetsuits serisi suya girebileceğiniz takımlarla karşınızda. Dünya her geçen gün biraz daha yaşanabilir bir hal alıyor.

  • Yağmurla beraber (toprak altında çıkan ninjalar misali) beliren satıcıların geçim kaynağı şemsiyelerin en büyük özelliği tasarımlarının yüzyıllardır değişmemiş olması. Bunu kafaya takan (Kıbrıs doğumlu bir İngiliz) Jenan Kazim oturmuş bunu nasıl geliştirebiliriz diye kafa yormuş. KAZbrella adlı bu yeni kategoriye sahip olmasanız da hayat devam eder. Ama insanın daha iyiye yönelik arayışının devamı olmasa dünya gerçekten yaşanılmaz bir yer olurdu.

  • Siva Cycle’ın Atom adlı 130 dolarlık bisiklet aksesuarı, pedal çevirirken bir yandan da elektronik cihazlarınızı şarj edebilmenizi sağlıyor. Modern zaman dinamosu ışık yakacak değildi ya?

  • IKEA efsane tasarım stüdyosu IDEO ile 2025’in mutfağını hayal etmiş. Ortaya harika şeyler çıkmış. Üstelik fütüristik tasarımlarda görmeye alışkın olduğumuz tarzın aksine alabildiğine sade ve ‘görünmez’ bir teknoloji kullanımıyla (inovasyon konusunda IKEA adeta bir Kutup Yıldızı). Örneğin bir tezgah kaç işlev üstlenebilir bakalım:

  • Yukarıdaki kadar görsel olmasa da Fast Company’nin 2020’de alışverişin geleceğine yönelik derlemesi de ilgiye değer.
  • Japon ANA havayolu filosundaki Boeing 787 uçaklardan biri Star Wars’un meşhur droidi R2-D2 deseninde uçacak. Harika görünüyor!

  • Fark ettim ki epey zaman önce sosyal medyada paylaşmış olmama rağmen özetlerde hiç değinmemişim. Avustralya’nın Melbourne şehrinde yaşayan Raul Oaida, [highlight]1 milyon LEGO tuğlasını bir araya getirerek sıkışmış havayla çalışan 256 silindirli bir araç[/highlight] yaptı. Azmine, sabrına ve yaratıcılığına bir kere daha takdirlerimi sunuyorum.

  • Rice Üniversitesi mobilya tasarımına el attı. Fakat hedef kitlesi biz değiliz. Onlar Ay ve Mars’ta kullanmak için.

  • Bir yapay zekanın elinden çıkmış bir şeyler yemek fikri size nasıl geliyor? Chef Watson size birkaç seçenek sunuyor.

[/nextpage]

[nextpage title=”Sinema / TV / Kültür / Sanat” ]

Sinema / TV / Kültür / Sanat

  • Herbie, Volkswagen’in ‘tosbağa’ modelini dünyaya bir kere daha sevdiren 6 filmlik bir seriydi. Bu hafta ABD’de gerçekleştirilen bir açık arttırmada filmde kullanılan Herbie’lerden biri satıldı. [highlight]126 bin 500 dolara![/highlight]

184198_Front_3-4_Web

  • Teknoloji kategorisi altında DNA molekülüne şarkı kaydından bahsetmiştim. Bilim ve sanatın kesişimi her örnekte ayrı bir mucize ortaya çıkarıyor. Stanza imzasını taşıyan The Emergent City adlı yerleştirme, internetten çektiği Londra’ya ait gerçek zamanlı verileri sergideki makete yansıtıyor. Yaşayan sanat böyle bir şey olmalı.

  • Fotoğraf dünyasının en prestjli yarışmalarından Sony Dünya Fotoğrafçılık Ödülleri’nin 2015 sonuçları açıklandı. Videonun altın çağında dahi fotoğrafın etkisi tartışılmaz.

ebola-sony

  • Haftanın şarkısı LEGO Technic’ten geliyor. Play House!

  • Severek takip ettiğim io9 sitesi izlememiz gereken 30 kült filmi sıralamış. Çoğunu izlememiş olduğumu fark ettim. Listeme yazdım, sizin de aklınızda bulunsun.

a0vompfq52me8lb30fd0

  • Quentin Tarantino imzalı filmlerinin kaç çeşit okuması yapıldı bilmiyorum. Müzik ve otomobil bagajı takıntısını eminim biliyorsunuzdur. Ama aşağıdaki kolajda fark ettim ki ‘araç sürme’ ayrıntısı da epey belirginmiş. Hatırlayalım.

  • Tarantino deyince aklıma Pulp Fiction, o vesileyle de Pulp geldi. Bu hafta keşfettiğim güzel bir Twitter hesabı tam da bu konuyu takip ediyor: Pulp Librarian!

  • Bilim-kurgu edebiyat ve sinemasının tasarladığı şehirlere odaklanan çok güzel -ve uzun- bir yazı.

1429029984937228

  • İki hafta önce fragmanını paylaştığım, şahsen sabırsızlıkla beklediğim Batman v Superman filmine ait bilgi kırıntıları sızmaya devam ediyor. Bobby Burns her iki kahramanın eski halleri üstünden güzel bir derleme yapmış. Çok hoşuma gitti (Batman’in 1960’lardaki kostümüne her görüşümde gülüyorum).

  • Batman demişken dünyanın ilk Batman filminin 1973’te Türkiye’de ‘Yarasa Adam Bedmen‘ ismiyle çekildiğini biliyor muydunuz? Buyrun size tam bir Pazar Sineması!

Geçtiğimiz 7 güne dair benim aklımda kalanlar, paylaşmaya değer bulduklarım böyleydi. Hepinize sağlıklı, mutlu ve bereketli bir hafta dilerim.

[box type=”info”]Bu derleme hoşunuza gittiyse hemen altta yer alan sosyal medya düğmeleri aracılığıyla paylaşarak ilgilenebilecek diğer arkadaşlarınızı haberdar edebilirsiniz. Yeni yazılardan öncelikli haberdar olmak için aşağıdaki forma e-posta adresinizi girmeniz yeterli.

Fikir ve katkılarınızı ise aşağıdaki yorum bölümünden iletebilirsiniz. Benim için son derece yol gösterici ve fikir verici olduklarını bilmenizi isterim.[/box]

[/nextpage]

Yorumlar

28 yanıt

  1. Korkmaz Varış avatarı

    Duolingo konusunda bende tavsiyede bulanabilirim. Kasım ayından beri düzenli olarak kullanıyorum. Şu an 14. seviyedeyim ve tüm aşamaları bitirmek üzereyim. İngilizce seviyem sadece rakamsal olarak değil gerçek anlamda da farklılık göstermeye başladı. Hikaye kitapları okuyabilir, dizileri ingilizce altyazılarla izleyebilir duruma geldim. Fakat unutulmaması gereken bu hizmeti kullanırken disiplinli olmanın şart olduğu.

    Genellikle benzeri çabalara girişirken ilk baştaki hevesimiz ve azmimizi koruyamamız sonunu getiremememize sebebiyet veriyor. Ayrıca sadece duolingo değil diğer yardımcı kaynaklarla da desteklemek şart. Sonuçta tüm gün Türkçe iletişim kuruyor ya da önümüze fırsat geldiğinde kendimizi denemekten çekiniyoruz. Bu nedenle ek yardımcı olarak kelime öğrenmek için https://babadum.com/ , günlük yaşam içinde BBC’nin http://www.bbc.co.uk/turkish/specials/2222_phrase_a_minute/index.shtml sitelerini önerebilirim. Bunun dışında internette youtube’da yer alan ingilizce ders anlatım videolarını da indirip mp3 olarak kaydederek mobil cihaza atmak ve işe giderken, eve dönerken dinlemek yardımcı olacaktır (başlangıç olarak https://www.youtube.com/watch?v=3-3grVHLDh4&list=PLtc5s9M6yBS2oA-crNPKzWYHYNYjOdack).

    Bir sonraki aşamada yandex’ten ayrılan bir kişinin desteği ile hayata başlayan vimbox.com ile eğitime devam etmeyi düşünüyorum.

    Serdar hocam haftanın özetlerinden birinde (17’nci sanırım) kapanış videosunda 1 yıl boyunca düzenli çalışarak masa tenisinde baya bi level atlayan birini örnek vermiştiniz. Becerebilir miyim bilmiyorum ama bende 1 yıl içinde sadece kendi kendime yeni bir dil öğrenmek için çalışmamı azimle, yılmadan, üşenmeden, usanmadan sürdürmeye gayret gösteriyorum.

    Umarım bir daha ki sefere size tamamı ile ingilizce bir mesaj atabilirim.

  2. lec avatarı
    lec

    “Korsan yazılım kullanımında liderliği Çin açık arayla göğüslemiş durumda” degil gibi görünüyor => ABD daha da “önde”

  3. Ergin Önayak avatarı
    Ergin Önayak

    amirim, tuvalet sorunu önemli ama elini “kana” bulamadan önce su linke bir bak… son bes yillik mutlulugumu buna borcluyum.
    (Rossmann Türkiye’de de olmali)

    http://www.rossmann.de/produkte/4305615272986.html

    1. Çağrı avatarı
      Çağrı

      Rossmann’ı doğru mu anladım bilmiyorum ama Türkiye’de ıslak tuvalet kağıdı var. Tuvalete attığınızda eriyor, tıkamıyor. Hastanede sıkıntı çeken bir akrabama almıştım.

      http://www.sanalmarket.com.tr/kweb/prview/4108316-32092-hops-islak-tuvalet-kagidi-kutu-70-yaprak

      1. Ergin Önayak avatarı
        Ergin Önayak

        Çağrı Bey, konu şey’e sarmadan küçük bir not: tuvalet kağıdı çok kuru, dolayısıyla temizleniyor; yaş tuvalet kağıdı çok ıslak temizlik hissini yok ediyor. Bu dediğim ikisinin ortasında ve suda çözünüyor diye biliyorum.
        Düzeltme: 5 yıl değil beş ay olacaktı.

  4. bulent avatarı
    bulent

    Çok akıcı. Sıkılmadan begenerek okuyorum. Sağolun. Farklı bir gözle bakıyorsunuz.

  5. HK avatarı

    Serdar bey benzer eleştiriler alıyor musunuz bilmiyorum ama “haftanın özeti” blogu takip edilemez hale getirdi. Format çok güzel, ara ara girip bakıyorum fakat keşke farklı bir blog veya anasayfayı işgal etmeyen bir kagegori olsa. Çünkü “Haftanın Özeti 3-5” gibi neredeyse bir şey ifade etmeyen anonim başlık ve uzun yazılar, özgün başlıkla yazılmış başka yazı yokmuş gibi yaptı blogu. Mesela eskiden böyle bir eleştiri getirecek olsam blogda mutlaka bu eleştiriye verilmiş bir cevap vardır diye yazılara bakar, bazen bulur bazen bulamazdım ama bu defa üşendim, çünkü rakamlardan oluşan 20 küsur başlığa vakit ayırmaya üşendim. Bence haftanın özeti meselesini bi daha düşünün. Değerli bir emek, güzel bir format ama blog’u domine etmesi iyi olmadı gibi. Sevgiler 🙂

    1. mserdark avatarı
      mserdark

      Blogun içeriği yan menüdeki kategorizasyonla hala ulaşılabilir durumda. Bloga eskisi kadar ‘normal’ yazı yazamadığım ise ne yazık ki doğru. Birkaç hafta içinde bu özetler başka bir adres altına taşınacak ve orada devam edecek. Dolayısıyla bu derdiniz de ortadan kalkacak.

      Gerçi o zaman da ‘bloga neden artık hiç yazı girmiyor’ şikayetleri başlayacak ama yapacak bir şey yok. Tek başına en fazla bu kadar oluyor 🙂

  6. ahmet ercüment avatarı

    Tıp öğrencisi olarak anatomiyi az çok bilirim. “İnsanları uzaktan kumanda ile yönetmekle ilgili video yüksek ihitmalle “fake”. Basitçe yürümek için kas grubu olarak sadece ayak ve bacaklarımızdakileri kullandığımız gözükse de kalça ve dengeli yürümek için kol kasları da kullanılır. Videodaki diğer bölümde bacağın üst iç yüzüne yerleştirilmiş elektrotlar gösterildiği hareketi yapmıyor, bacak içe doğru hakeket etmeliydi

    1. mserdark avatarı
      mserdark

      Ahmet Bey, bilginize saygı duymakla beraber saygın bir üniversitede gerçekleştirilmiş ve hakemli bir dergide yayımlanmış bir çalışmaya ‘fake’ demek biraz iddialı olmuyor mu? Yazıdaki linklerde ayrıntıları var, iyice inceleyip tekrar düşünmenizi tavsiye ederim.

      1. ahmet ercüment avatarı

        Evet biraz aceleci olmuş 🙂 Kas grupları ve hareketleri düşününce öyle düşünmüşüm, neyse. Cevabınız için teşekkürler. Belki yine özetlerinizde olmuş olabilir ama konuyla ilgili şöyle bir ted konuşması vardı izlenebilir;
        http://www.ted.com/talks/miguel_nicolelis_brain_to_brain_communication_has_arrived_how_we_did_it

  7. Çağrı Hoca avatarı

    Ben de kaç haftadır dil konusundaki yorumlara cevap yazacağım ama anca bu hafta fırsat bulabildim. Kaç kişi okur bilmem ama bir kişi de olsa katkım olsun.

    Duolingo’yu önermiyorum. (Nedenini yorumun en altına ayrıntılı yazıyorum)

    Peki alternatif olarak ne öneriyorum?

    Google Ventures’un da yatırım yaptığı englishcentral.com ve Cambridge Üniversitesi ile British Council’in önerdiği http://www.voscreen.com . Bu iki sitenin mantığı aynı. English Central yazma ve konuşma ile de cevap kabul ettiği için Voscreen’den bu açıdan önde. Ama videolarında kalite standartı tutturamadığı için, arayüzü gereksiz karışık olduğu için ve temel özellikleri dışında ücretli olduğu için bu yorumda tamamen ücretsiz olan Voscreen’den bahsedeceğim. Duolingo gibi Voscreen’de de gönüllü tercümanlık yapıyorum ve sistemin tüm işleyişini incelemek için hem kendim oynuyor hem öğrencilerime oynatıyorum.

    Voscreen’e üye olduktan hemen sonra karşınıza ortalama 10-15 saniyelik gerçek hayattan videolar geliyor. Film, belgesel, çizgi film, şarkı, futbol maçı, haber aklınıza gelebilecek her yerden kırpılmış videolar. Videoyu izledikten sonra iki seçenek çıkacak, sizden doğru tercümeyi işaretlemenizi isteyecek. Nasıl kullanacağınızı kurcalayarak öğrenirsiniz zaten. Nasıl yararlı olacağını anlatayım ben. Voscreen’le çalışırken defter tutun. İzlediğiniz videoda geçen cümleyi defterinize not alın. Cümleyi videoda duyduğunuz gibi aynı tonlama ve telaffuzla tekrar etmeye çalışın. Yeni öğrendiğiniz kelimeyi not alın, gerekirse tam tercümesini yazın. Bu şekilde “düzenli olarak” hergün 20 dakika çalışırsanız 2 yılda sıfırdan ileri seviyeye rahatça çıkarsınız. Dost acı söyler, kısa yol yok. Voscreen’e ek olarak okulda vs ders alıyorsanız kendi çabanızla kitap okuyorsanız veya 20 değil de 40 dakika oynarsanız bu süreyi kısaltabilirsiniz tabi ki. Kullanıcı deneyimlerini stories.voscreen.com adresinden okuyabilir motivasyon kazanabilir ve farklı çalışma teknikleri öğrenebilirsiniz.

    Bonus 1: lyricstraining.com adlı siteyi de eğlence için kullanabilirsiniz. Yine kurcalayınca çok rahat kullanımı anlarsınız. Şarkılardan dil öğrenmenizi, özellikle gramer öğrenmenizi tavsiye etmem. Ama telaffuz, kelime vs öğrenebilirsiniz ve eğleneceğiniz için motivasyonunuz artar.

    Bonus 2: miniversite.org adlı siteden ise okulda, sınavlarda kullanacağınız İngilizce için dilbilgisi öğrenebilirsiniz. Tüm seviyeler sırasıyla mevcut, ücretsiz, hatta üye olmanıza bile gerek yok.

    Online sistemler dışında özellikle İstanbul’da kaliteli, ücretsiz ders imkanları mevcut ama o bugünün konusu değil. Umarım faydası olur, herkese iyi çalışmalar.

    Duolingo:

    reCaptcha’nın mucidi Luis von Ahn tarafından kurulan Duolingo, ilk çıktığında tasarımı, kurgusu ve oyunlaştırması ile beni de heyecanlandırmıştı. Birçok öğrencime önerdim, kendim de Almancasını uzun süre kullanıp, İngilizcesini bitirdim ( https://instagram.com/p/zsrBy9iLWE/?taken-by=cagrihoca ). Söylendiği kadar verimli olmadığını anlamam biraz uzun sürdü. Duolingo’nun web sitesinde yayınladığı akademik kanıt raporu, diş macunu tavsiye eden üniversite laboratuvarları kadar tarafsız sadece. Duolingo Jason R. Levine başta olmak üzere eğitim teknolojilerini çok iyi kullanan İngilizce öğretmenleri tarafından eksi not almıştır. Kerstin Hammes’ın incelemesi şurada: http://fluentlanguage.co.uk/blog/duolingo-review-fluentlanguage Özetle Duolingo’nun çevirileri onun istediği gibi, robotik yapmadığınızda yanlış sayması, seslendirmelerin yine robotik olması, dildeki en önemli unsurlardan vurgu ve tonlamanın bulunmaması, yeterince pekiştirme imkanı vermeden bitirmesi Duolingo’yu dezavantajlı duruma getiriyor. Bu ve benzeri eleştirileri dikkate alıp bazı değişiklikler yaptılar ama yeterli değil. Gönüllü olarak tercümelerine katkıda bulunmaya devam ettiğim Duolingo’nun yapacağı düzeltmelerle ileride harika bir eğitim aracına dönüşeceğini umut ediyorum.

    1. ozay avatarı
      ozay

      Çagrı hocam Hocam internette sayısal ingilizce diye bi kavram var. inceledim epey akla yatkın duruyor. sizin bu konuda ki fikrinizi alabilirmiyim…

      1. Çağrı avatarı
        Çağrı

        Merhaba. Yorumunuz için herhangi bir mail gelmedi, o yüzden yeni görüyorum kusura bakmayın. Sayısal İngilizce diye isimlendirdikleri sistem yabancı olduğumuz veya yeni icat edilmiş bir şey değil aslında. İngilizceyi Türkçeyle kıyaslayarak dilbilgisi ve yapı ağırlıklı bir öğretim yöntemi benimsiyorlar. Farklı isimlerde bu şekilde benzer sistemler mevcut. Özellikle dile ve sözel konulara yeteneği olmadığını düşünen sayısal bölümlerin öğrenci ve mezunlarını hedefliyorlar. Bazıları için kısmen işe yarayabilir ama ben doğal bir öğrenme olacağını ve dili kullanmada pratiğe dönüşeceğini sanmıyorum. İyi çalışmalar.

  8. Zaur avatarı
  9. Ahmet Sahin avatarı
    Ahmet Sahin

    Batman bayagı bildiginiz g.t gobekmiş.Simdiki Batman’lere bakınca 60lardaki Batman figuru karakter olarak zayıf,kitle olarak güçlü duruyor :)Haftalık özetlerinizi sabırsızlıkla bekliyoruz.

  10. gkferit avatarı

    İngilizce öğrenme konusunda engvid.com u mutlaka incelemelisiniz. Gun gectikce buyuyor.

  11. memogedo avatarı
    memogedo

    Amirim bu bedmen filmi erotik filmmiş yav. Pazar gecesi sinemasında böyle şeyler oluyor muydu?

  12. Muhammet avatarı
    Muhammet

    Microsoft’un duyurdugu how-old.net’i atlamissiniz 🙂

  13. Mehmet Sarkın avatarı
    Mehmet Sarkın

    Yazılar bundan sonra nerede yayınlanacak amirim bizi sensiz koma

  14. kadir avatarı
    kadir

    Sayın amirim ufak bir önerim olacak, kitap dağarcığınıza saygı duymamak mümkün değil. Her hafta tavsiye edeceğiniz, sizde iz bırakmış bir kitap olursa beni çok mutlu edersiniz .Saygılar. Kadir Kulak

  15. Kudret Sabancı avatarı
    Kudret Sabancı

    Selamlar Serdar Bey,

    Batman ülkemizde 1973’te sinemaya aktarıldı ancak bunun dünyada ilk olduğu bilgisi doğru değil. Daha önce 1943, 1945 ve 1949’da serial olarak sinemaya aktarıldı. O zamanlar sinemalarda böyle serialler gösterilirdi. “32 kısım, tekmili birden” deyimi de o dönemden kalmadır. Örneğin 1943’teki serial 15 kısımdan oluşuyor ve toplam süresi 260 dakika. Sinemada izlenmesi için üretilmeleri sebebiyle bu serialleri “film” olarak değerlendiriyoruz.

    1966 yılındaysa Adam West’in oynadığı Batman adlı tv dizisinin sinema filmi versiyonu yapıldı.

    Batman değil ama Zagor, Tom Braks, Kaptan Swing gibi İtalyan orjinli çizgiromanlar ilk kez ülkemizde sinemaya aktarıldı. Özellikle “Zagor”lar, türü sevenler arasında efsanedir.

    1. mserdark avatarı
      mserdark

      Serileri bilmiyordum. Bilgilendirme icin cok tesekkurler.

  16. Murat Ozkan avatarı
    Murat Ozkan

    Kardeşim ABD’de yaşıyor ve kendisini ziyaretimizde teharet musluğu sorunsalı bizi de olumsuz etkilemişti. Babam o kadar dert etti ki kendine, gitti yapı marketten boru filan aldı, çakma teharet sistemi ekledi… Yazınızı okuduktan sonra Kohler sitesini ziyaret ettim ve 6.000$’lık modeli görünce dumur oldum. İnsan o kadar para verdiği klozete hacet etmeye kıyar mı bilemedim.

  17. Taner Yavuz avatarı

    Birkaç haftadır bazı sorunlar nedeniyle blogunuzu takip edememiştim ancak şimdi okuma fırsatı bulabiliyorum. Bloğunuzu okurken aynı zamanda not alma ihtiyacı da duyuyorum çünkü sonradan ihtiyaç duyabileceğim çok bilgi ihtiva ediyor. Keşke bu not aldıklarımı toplu olarak kaydedebileceğim bir sistem olsaydı sitede. Belki bugün yapılacak bir işlem değildir ama fırsat bulduğunuzda yada sitenin tasarımı ile ilgili yeni bir şeyler düşündüğünüzde belki kullanıcıların diledikleri gündem maddesini favorilerine ekleyebileceği bir sistem de ilave edebilirsiniz. Hatta istediği gündem maddesini Facebook Twitter üzerinden paylaşabilecek bir sistem de ilave edilebilir. Teşekkürler.

  18. Erkan Tekman avatarı

    watt enerji değil güç birimidir. enerji birimi watt-saat’tir. yani “Dünya yıllık 20 trilyon kilowatt enerji tüketiyor.” cümlesi yanlış, olsa olsa “Dünya yıllık 20 trilyon kilowatt-saat enerji tüketiyor.” olur. aynı şekilde “7 ve 10 kilowattlık iki seçeneğe sahip” yerine “7 ve 10 kilowatt-saatlik iki seçeneğe sahip” olmalıydı. ufak bir anımsatma / düzeltme…

Görüşlerinizi paylaşın: