1 ay önce ‘derin posta kutusu temizliği’ fırsatı bulduğum bir günde saatler süren okuma-cevaplama seansının sonunda “bir ara bakarım” diye ayırdığım mektuplardan birine sıra geldi. Yazılalı 6 ay olmuştu. Amerikadaniste.com sitesinin Kurucu Ortak’ı Seyfi Erol izlenimlerimi okurlarımla paylaşmam için o dönem yeni satışa sunulan 3. kuşak retina ekranlı iPad‘den bir tane getirtmişti. Ulaştırmak için adres istiyordu.
Ama ben mektubu 6 ay sonra okuyunca bir anlamı kalmamıştı elbette…
Kendisiyle tanışmadığımdan ne diyeceğimi de bilemedim. Düşüncesi için teşekkür ettim, ihmal için özür diledim. Cevaben bir kontraatak geldi. Başka bir ürün için böyle bir şeyi yineleyebilirdik pekala.
Öyle de yaptık.
10 Eylül’deki yazışmamızda yakında satışa sunulacağı duyrulan Amazon Kindle Paperwhite‘ın wifi sürümünü hedef seçtik ve beklemeye başladık. Cihaz 7 Eylül’de tanıtıldı. Ekim’in ilk haftası da satışa sunuldu. 12 Ekim’de de Amerika’dan İste aracılığıyla elime geçti.
Cihazı tanıtmaya başlamadan önce Amerika’dan İste (bundan böyle Aİ diyeceğim) sistemini biraz anlatmamda fayda var: Mutlaka denk gelmişsinizdir. Bazı ürünler sadece bazı ülkelere satılır. Özellikle ABD ve Japonya’da bunu daha sık görürsünüz. E-ticaret sitelerinde görüp ağzınızı sulandıran nice ürüne niyetlenirsiniz. Ama karşınıza büyük ihtimalle şu mesajlardan biri çıkar:
- Bu ürünün ülkenize gönderimi yoktur.
- Bu ürün sadece ABD içine satılmaktadır.
Aİ’nin sunduğu hizmet ise kabaca şöyle: Aİ sizin için ABD’deki merkezinde bir kayıt açıyor. Böylece ABD’den almak istediğiniz her şeyi kendi isminize, Amerika’daki bu yeni adresinize yolluyorsunuz. Aİ adınıza gelen paketleri daha sonra geleneksel kargo gönderim hesaplamasıyla Türkiye’deki istediğiniz adrese yolluyor. Alan da satan da memnun (kapitalizmde çareler tükenmez!).
Ücretlendirme modeli de basit. Kayıt olurken bir kerelik 15 dolar veriyorsunuz. Ardından her gönderim için geleneksel kargo hesaplama modeli var. Örneğin Paperwhite 210 gram ağırlığında. 17cm en, 24cm boy, 3cm derinliğe sahip bir kutuda geliyor. Yani gönderi maliyeti 28 dolar (aynı gönderimin UPS gönderim bedeli 90, FEDEX bedeliyse 104 dolar).
Sistemle ilgili merak ettiğiniz soruların cevabı yine sitede bulunuyor.
Türk girişimciler bu olaylara el atmadan önce USA2me ve MyUS hizmetlerini kullanıyordum. Bana en büyük faydası ABD’de satılan dergileri çok ucuza alıp okumaktı. Ebay’de Wired dergisine yıllık 5 dolara abone olup okumak harikaydı. Zamanla ipin ucunu bayağı kaçırdığım için kapatmıştım.
İnternet aracılığıyla yurtdışından alışveriş yapma konusunda tek dert ürünü yollamayan şirketler değil elbette (Türkiye’de hiçbir iş eziyetsiz sonuçlanmaz). Devletimiz de bu işe pek hoş bakmıyor. Bu yüzden her geçen gün çıtayı yükselten bir gümrük mevzuatımız var. Çok uzun bir şey değil ve genel kültür açısından dahi okumanızı tavsiye ederim (en önemli ayrıntı: 75 avroyu geçen hiçbir şeyi gümrüksüz getiremiyorsunuz. Bunun üstündekiler için gümrük ve müşavir masraflarını göze almalısınız).
Nedir bu Paperwhite?
En başta Kindle Paperwhite’ın da Türkiye’ye satılmadığını söyleyeyim. Yani bir tane edinmek istiyorsanız mutlaka Aİ benzeri bir hizmeti kullanacaksınız (ABD’den alıp getirecek biri yoksa elbette).
Benim tercih ettiğim wifi sürümünün 2 farklı fiyatı var. Özel teklif içeren sürüm 119, içermeyen 139 dolar. İlk başta hem özel teklif içerip hem daha ucuz nasıl oluyor diye düşünebilirsiniz. ‘Özel Teklif’ terimi başka bir şeyi kast ediyor çünkü.
Bu yapının altında Amazon’un eski bir patenti yatıyor. Özel telif denen şey kişiselleştirilmiş reklam. Hem Amazon’dan aldığınız ürünleri hem de okuduğunuz kitabın içeriğini baz alarak size reklamlar gösteriliyor. (ki bu patentler kendi başına bile çok ilginç bir yazı konusudur. İlgilenirseniz: 1, 2).
Dolayısıyla Paperwhite ekranında reklam görmeye razıysanız 119, değilseniz 139 dolar veriyorsunuz. Tahmin edeceğiniz gibi ben reklamsız sürümü tercih ettim. Üstüne de (Aİ kullandığınızı varsayalım) 28 dolar gönderim bedeli gelince Paperwhite’ın toplam bedeli 167 dolar oluyor (bu yazıyı yazarken ABD dolar kuru 1,80’idi. Böylece Kindle Paperwhite’a sahip olma bedeli 302TL diyebiliriz).
Akçeli işleri hallettiğimize göre asıl meseleye gelelim.
E-mürekkep değil
E-kitap ile Roma seyahatimizde aldığım Bookeen Cybook Odyssey sayesinde tanıştım. Ve tam anlamıyla vuruldum! Benim gibi okuma bağımlıları için bu kadar okunabilir bir ekranda, bu kadar hafif bir cihazda, bu kadar çok şey taşımak inanılmazdı! Bu konuyu uzun uzun yazdığım için tekrar etmeye gerek duymuyorum. (E-kitap, e-mürekkep nedir merak ediyorsanız o yazımı mutlaka okuyun).
Yine de e-mürekkep’in çalışma prensibini hatırlayalım:
Paperwhite da bir e-kitap okuyucu olmasına rağmen yukarıda izlediğiniz geleneksel e-mürekkep ekranını kullanmıyor. Onu temel alarak geliştiriyor. Amazon’un patentli teknolojisine sahip bu ekran şu anki en yüksek çözünürlük, teknoloji ve kaliteyi temsil ediyor.
Çözünürlükle başlayalım.
Örneğin aldıktan kısa süre sonra emekli ettiğim Cybook Odyssey, 6 inç ekranda 167DPI (Dots per inch / inç başına nokta) çözünürlüğe sahipti. Denk birimler olmasa da Paperwhite’ın aynı ekran boyunda çözünürlük 212PPI (Pixels per inch / inç başına piksel) seviyesine çıkıyor. Ekrana yansıyan görüntüyü gerçek kağıttan ayırmak gerçekten güç. Kontrast oranı mükemmele yakın. Bu okuyucular arasındaki en iyi görüntüye sahip bir önceki nesil Kindle’ın 167PPI çözünürlük sunduğunu hatırlatırsam sanıyorum aradaki fark daha iyi anlaşılabilir.
Paperwhite’ın esas özelliği Amazon’un 2 yıldır üstünde çalıştığı aydınlatmalı ekran teknolojisi. Önce tanıtımını izleyelim:
E-kitap okuyucuların tabletlere göre en büyük avantajı, yukarıda da hatırlattığım e-kitap okuyuculara giriş rehberi yazımda da altını çizerek değindiğim arka aydınlatmaları olmayışı. Böylece gözünüzü yormadan saatlerce okumak mümkün oluyor. Ama akşamları işler değişiyor. E-kitap okuyucular karanlıkta mutlaka harici ışık kaynağına ihtiyaç duyuyor. Ben bunun için işportacıdan aldığım bir kitap okuma lambası kullanıyordum (onda bile türlü çeşit seçenekler var). Cihazın kenarına ilişen o küçük ampul fazlasıyla garip duruyordu.
Biraz önce izlediğiniz gibi Paperwhite karanlıkta da kullanılabiliyor. Çünkü aydınlatması var. Fakat tablet ve bilgisayarların aksine ekrana dağılan fiber lifleri sayesinde sadece baktığınız yüzeyi aydınlatıyor. Böylece gözünüze ışık vurmuyor. Bu gerçekten devrimsel bir adım ve çok farklı bir kullanım sunuyor.
Gelin bu teknolojiyi bizzat cihazı geliştirenlerin ağzından dinleyelim (ekran sırrını ekibin başı Rob Zehner, 01:33’ten itibaren anlatıyor. Video İngilizce ama canlandırmalar fikir verecektir)
Paperwhite gerçekten elektronik ortamda kitap okumak için bulabileceğiniz en iyi seçenek. Kusurları yok mu peki? Var elbet. Ama bence kabul edilebilir, makul düzeyde.
Teknik detaylar
Paperwhite ekran teknolojisinin katmanlara ayrımı şöyle:
Diğer teknik ayrıntılara da hızlıca bakalım.
Paperwhite 3G | Paperwhite Wifi | |
Ekran boyutu | 6 inç | 6 inç |
Çözünürlük | 212 PPI | 212 PPI |
Bağlantı | 3G + Wifi | Wifi |
Kapasite | 2 GB | 2 GB |
Boyutlar | 170 x 116 x 9 mm | 165 x 114 x 8 mm |
Ağırlık | 222 gram | 212 gram |
Şarj ömrü | 8 hafta | 8 hafta |
Kontrol | Kapasitif çoklu-dokunuş (multi-touch) | Kapasitif çoklu-dokunuş (multi-touch) |
Veri arabirimi (ve şarj) | Micro-USB port | Micro-USB port |
Desteklenen dosya formatları: AZW3, AZW, TXT, PDF, MOBI (DRM korumasız), PRC, HTML, DOC, DOCX, JPEG, GIF, PNG, BMP.
Kısa kısa (ve dağınık) notlarıma geçelim artık. Öncelikle en genel prensip ve hatırlatmalardan başlıyorum:
- Öncelikle Kindle’ın eğitimle ilgili de dönemsel olarak bizi fena halde ilgilendiren Whispercast adlı bir girişimi var. Yazarken bile ihtimal vermiyorum ama hatırlatmış olayım yine de. Bu cihaz eğitim sisteminin bir parçası olabilir. Keşke birileri seçenekler arasında değerlendirse.
- Ekranını parçaladığım bir önceki cihazımla aynı akıbeti yaşamasın diye bu sefer Paperwhite için özel kılıfını aldım (40 dolar. Yuh!) Umduğumdan da kaliteli çıktı. Mıknatıslı kapağını kapattığınız anda cihaz uykuya yatıyor, açınca uyanıyor. Gerçek deri de kaliteli bir hardcover kitap kapağı izlenimi veriyor.
- Bana en çok sorulan iki soruyu cevaplayayım: Türkçe kitaplar bu cihazda okunabiliyor. Türkçe karakter sorunu yok. Türk sitelerden aldığınız kitaplarsa okunamıyor. Çünkü dijital kopya korumaları Kindle ile uyumsuz. Arka kapılar yok değil. İsmail Arı’nın blogunda şu yazının son kısmında yolu yordamı yazıyor.
- Hazır link vermeye başlamışken Kindle Bilgi Deposu adlı blogu da unutmayayım. Bu blogu kim güncelliyor bilmiyorum ama cidden takdir edilesi bir iş ortaya çıkarıyor.
- Kitap okumaya meraklı değilseniz bu ve benzeri cihazlara para harcamayın. Kimi zaman aklınıza düşen halin aksine bir e-kitap okuyucu alarak kitap okuma alışkanlığı kazanmanız çok zor. iPad alan arkadaşlarımın da ilk dönem hep heves ettiği şeydir ama olmaz. Hadi tablette zor diyelim; ama bu alet de ucuz değil. E-kitaplar da öyle. Parayı sokağa atmayın lütfen.
- Paperwhite’ta kimi emsallerindeki gibi MP3 desteği, ses çıkışı falan yok. Bu bir kitap okuyucu. Kitap okuyorsunuz. Bu kadar! Oyun ağırlıklı birkaç uygulama da var. Fakat yine de makul olmak gerek. Her şeyi yapmak istiyorsanız gidin bir tablet alın.
- Kindle dükkanından e-kitap almak için ABD’den bir adres edinmeniz gerek. Ama bunun için Aİ tarzı bir hizmete gerek yok. Aklınıza gelen, web sayfalarında göreceğiniz herhangi bir adresi yazın gitsin. Elektronik dağıtım olduğu için bunun bir önemi yok. Türk kredi kartınızı da kullanabiliyorsunuz.
- Paperwhite’ın fiziki bir klavyesi yok. Dolayısıyla her şeyi dokunmatik (kapasitif) ekranından yönetiyorsunuz. İhtiyacınız olduğunda ortaya çıkan bu sanal klavye son derece başarılı. Çok kolay alışacağınızı ve hiç zorlanmayacağınızı düşünüyorum. Tepki süresi ve algı aralıkları son derece başarılı.
- Farklı yazı karakteri ve boyutu kullanabilmeye yönelik seçeneklerde çok özel bir şey yok. Kitaplarınızı 7 farklı yazı karakterinde ve 9 farklı karakter boyutunda okuyabilirsiniz.
- Deneysel bir web tarayıcısı var. Çok yetenekli değil. Çok da ihtiyaç duyacağınızı sanmıyorum. Ama Kindle Store’a sorunsuz erişip, kullanabiliyorsunuz.
- Sayfaların değişim hızı gerçekten etkileyici. Bu konuda gördüğüm en iyi performans diyebilirim (ki benim için hiç önemi olmayan bir ayrıntı. Sayfa yenileme 2 saniye de sürse dert değil. Kitap okuyoruz sonuçta).
- İngilizce kitaplarda çok işe yarayan bir sözlüğü var. İstediğiniz kelimeyi seçtiğinizde anlamı ekrana geliyor. Bu güzel.
- Satırların altını çizebiliyorsunuz (aslında yaptığınız fosforlu kalemle işaretlemek gibi daha çok). İstediğiniz bölümlere notlar da alabiliyorsunuz. Kindle serisinin genel özelliği sayesinde diğer okuyucuların da kitap için aldıkları (ve herkesle paylaştığı) notları inceleyebiliyorsunuz.
- Kitaptan pasajları paylaşmak, Facebook ya da Twitter’a aktarmak mümkün.
- Tablet, cep telefonu ya da bilgisayarınızda da Kindle okuyucu uygulamanız varsa hepsi senkronize çalışıyor. Bir kitabı aldığınızda bütün cihazlara yükleniyor. Birinde okumaya başlayıp diğerinde açtığınızda son kaldığınız yerden açılıyor ve devam ediyorsunuz.
- 30 gün ücretsiz deneyebileceğiniz birçok dergi ve gazete aboneliği mevcut. Hepsi bu cihaza uygun formatlarda geliyor.
- Amazon’dan aldığınız kitaplar Paperwhite internete bağlandığı an otomatik olarak cihaza yükleniyor. Kendi yüklemek istediğiniz ekstra dosyaları USB kablosu üstünden ya da sizin için oluşacak özel eposta adresiyle yine internetten yükleyebiliyorsunuz. Örneğin [email protected] gibi bir adresiniz oluyor; bu adrese yolladığınız her PDF, TXT, vs otomatik Paperwhite’a yükleniyor.
Eğer üşenmezsem bir de kısa videolu tanıtım çekip ekleyeceğim. Aklınıza takılan (ve paylaştığım linklerde yer almayan) konuları ve kişisel görüşlerinizi yorumlarda beklerim.
Görüşlerinizi paylaşın: