El yazım hiçbir zaman güzel değildi; zamanla daha da kötüleşti. Yine de her dönem takıntılı bir not tutma hastasıydım. Takıntı kelimesini öylesine kullanmadım. Kaydetme iştahı bir yana; kendime has çabalarım da vardı.
Örneğin ilkokul yıllarında -o dönem sahip olduğum en değerli şey olan- kol saatimin içinde, birkaç kez katlanmış minik bir kağıtta (içeriğini şu an hatırlayamadığım) ve kendime ait bir şifreyle yazdığım notlar olurdu (yıllar sonra Death Note ile karşılaştığımda ne kadar şaşırdığımı tahmin edebilirsiniz). Üstelik o saat içindeki notları her hafta büyük bir özenle yenilerdim. Dahası notlarımın hepsi -niyeyse?- şifreliydi. Kripto için kullandığım ve matah bir şey sandığım yöntemin tarihinin en eski (ve basit) Sezar metodu olduğunu çok sonraları öğrenecektim.
Yıllar boyu defterlere, kağıtlara aktardığım notların tamamı farklı sebeplerle yitip gitti (oysa şimdi nasıl da isterdim göz atmayı). Bilgisayarıma aktardıklarım ise bir hırsızlık sonucu beni terk etti. O günden sonra tamamen internet (bulut) tabanlı seçeneklere yöneldim.
Bu arayışta kullandıklarım arasında beklentilerimi en iyi şekilde karşılayan Evernote oldu. Profil bilgime göre 24 Mayıs 2009 tarihinden bu yana kullanıyormuşum (Evernote’un kuruluş tarihi 24 Haziran 2008). Tahmin edeceğiniz üzere aradan geçen 6 sene boyu sayısız güncelleme ve yeni özellikle güçlendi ve her yeniliğiyle beni biraz daha içine çekti.
Şimdi hem kategoriler halinde not tutma meselesine hem de Evernote’un sunduklarına bakalım (dilerseniz aşağıdaki ‘neden / niçin/ faslını atlayıp doğrudan Evernote ayrıntılarına geçebilirsiniz).
Neden not alıyoruz?
- Bu sorunun cevabına yönelik internet çağı sakinleri büyük ve haklı bir ikilemde. Aradığımız zaman her şeye ulaşabiliyorken not tutmaya gerek olup olmadığı son derece makul bir şüphe. Ancak bu fikir arama sonuçlarının gerçekten, idealinde olması gerektiği gibi en faydalı, işe yarar sonuçları döndürdüğüne yönelik naif bir iyimserlikten besleniyor. Dolayısıyla yanlış. Google ve türevleri arama motoru optimizasyonu (SEO) yapan siteler tarafından sürekli istismar ediliyor. Bu yüzden makbul bilgiye ulaşınca kenarını kıvırmak, araya bir kağıt sıkıştırmak, altını çizmek,kesip bir kenara koymak gerek.
- Makbul bilgiye denk gelince bookmark / yer imleri ile sabitlemek de var ama bu yöntem sadece internette içeriklerin ne büyük hızla yer değişip silindiğini bilmeyenlere bir şey ifade eder.
- Esas unutulmaması gereken konu: her türden bilgi internette yok! Bazı şeyleri sıfırdan sizin yazmanız gerekiyor.
- Düzenli ve sistemli not tutma, ilgi alanlarınıza yönelik sürekli büyüyen bir kelime / fikir bulutu oluşturur. Üstünden geçtikçe birleşim ve kesişimlerinden yeni fikirler yeşerir.
Nasıl not tutmalı?
- Not tutmanın amacı ileride bir sebeple kaynak olarak kullanacak veri yığınları yaratmak. Dolayısıyla iyi bir planlama şart. İlk adım kategori ve anahtar kelimeleri belirlemek olmalı. Örneğin benim an itibariyle 15 ana kategoride (Evernote’taki ismiyle Not Defteri) toplam 1368 notum bulunuyor. Bunlar da 162 etiket ile alt kategorilere ayrılıp birbiriyle ilişkilendiriliyor.
- Not tutarken detaya boğulmayın ama zihninizin çok nankör olabileceğini de unutmayın. Seneler sonra okuduğunuzda hatırlamak zorunda kalacağınız ayrıntılardan kaçının. Bir not ile ilgili önemli ne ayrıntı varsa o nota ekleyin ya da o ayrıntıyı içeren başka bir notla bağlantı kurun (Evernote’ta notları birbirine bağlamak / link vermek mümkün. Ve ister inanın ister inanmayın bunda biraz benim de payım var).
- Düzeninizi her zaman değiştirebilirsiniz ama planlı bir başlangıç sonrası için zaman kazandırıcı olur (fikir vermesi için aşağıda kendi düzenimi paylaşacağım).
Uygulama tercihini nasıl yapmalı?
- Not tutmak için web ve uygulama tabanlı, ücretli-ücretsiz birçok seçenek var. Sizin beklenti ve kullanım şeklinize en uygun olanı seçin. Ancak ne yaparsanız yapın tercihinizi işi sadece not tutmak olan bir şirketin hizmetinden yana kullanın. ‘Arada şu da olsun’ kafasıyla bu konuya eğilen her hizmet ince bir buz tabakasında yürüyor demektir. Yarın kafası başka şeye kayarsa, sizin uygulamanın ucunu bırakır; daha da fenası kapatır (Reader’ın Google’a ne yükü vardı mesela?).
- Akıllı telefonunuzun içinde mutlaka bir not tutma uygulaması vardır. En kötüsü Android ve iOS’in standart uygulamaları da işe yarar. Ama unutmayın; ileride başka bir telefon markasına ya da işletim sistemine geçebilirsiniz. Arşivinizi taşıyabilecek misiniz? Çok az uygulama buna izin veriyor. Hadi diyelim taşıdınız; yeni uygulamanız o verileri kabul edecek mi?
- Tercih edeceğiniz uygulamanın hem web tarayıcınızda hem de kendi uygulamasıyla kullanılabilmesi sizin avantajınıza olacaktır. Hele bir de internet üstünden eşleşme (senkronizasyon) desteği sunuyorsa ne ala (böylece cihazınızı kaybettiğinizde -benim gibi- arşivinizi de kaybetmezsiniz).
- Not uygulamasına yönelik en önemli ayrıntı mobil uygulaması. Sürekli yanınızda (sokakta, tuvalette, yatakta) taşıyacağınız tek cihaz cep telefonunuz. Dolayısıyla hem okuma hem de yazma konusunda kullanışlı bir mobil uygulama hayati derecede önemli.
Neden Evernote?
- Kurulduğu günden bu yana tek işi basit, işlevsel ve güvenli bir not tutma platformu oluşturmak ve başka hiçbir şeye kafa yormadı.
- Eski sürümlerine kefil olamam ama ulaştığı son nokta arayüz tasarımı olarak kesinlikle kusursuza yakın.
- Birçok farklı uygulama, yazılım ve donanım tarafından destekleniyor.
- Android, iPhone, iPad, Windows gibi bütün ana platformlara özel uygulaması var. Uygulama olmasa bile (örneğin Linux kullanıcıları için) mobil web arayüzü de hiçbir ayrıntıda eksik değil.
- Ek uygulamalarla isteğe bağlı çözümler sunabiliyor. Kartvizitlerin tek tıklamayla fotoğrafını çekip rehbere eklemekten IFTTT kuralları yazmaya kadar son derece geniş bir yelpazeye sahip (ben daha önce tanıttığım Clearly dışında bir uygulama kullanmıyorum).
- Plus ve Premium gibi ücretli seçenekleri var ancak ücretsiz temel sürümü de gayet yeterli. Ücretsiz sürüm ayda 60MB not ekleme imkanı sunuyor ki eğer notlarınızı HD video olarak kaydetmiyorsanız yazarak böyle bir kapasiteyi aşmanız mümkün değil (60MB 62 milyon 914 bin 560 karakter ediyor). Diyelim ki bolca fotoğraflı, sesli notlar derlediniz (örneğin seyahatinizde) bir sonraki ay 60MB daha hakkınız oluyor. Bunu internet kotanız gibi düşünebilirsiniz.
- Ücretli üyeliğin en büyük nimeti offline kullanım. Yani internet bağlantınız olmadığında da notlarınıza ulaşabiliyorsunuz. Bazen -örneğin uçak seyahatlerinde- bu gerekli olabiliyor. Aramalarda PDF dosyalarının içeriğini taramak da ücretli sürümde var ve benim gibi sürekli rapor toplayıp arşivleyen biri için iyi olabiliyor. Kimileri için -kem gözleri uzak tutmak için- uygulamaya şifre (PIN) koyma da önemli olabilir. Bunun için de ücretli üyelik gerekiyor.
- Bu kadar anmışken ekleyelim: Plus üyelik yıllık 25, Premium üyelikse yıllık 45 dolar. Yani en pahalı üyeliğin bedeli aylık 3,75 dolar. Bana sundukları karşılığında lafını bile etmeyeceğim bir bedel.
- Türkçe desteği var.
Sizin mutlaka kendinize göre bir kullanım şekliniz olacaktır ama ben kendiminkini kafanızda bir şekil oluşturması açısından yine de paylaşmak istedim.
Öncelikle günlük cihazlarımı sıralayalım. Ana bilgisayarım bir iMac, dışarıda iPad Air ve nadiren (taşımaya üşenmezsem) Macbook Pro kullanıyorum. Telefonum Android işletim sistemi kullanıyor. Hepsinde Evernote’un kendi uygulaması yüklü (Kayıt sonrasında kullanıcı adı ve şifrenize ek olarak Google Authenticator desteğini de açmanızı şiddetle tavsiye ederim. Böylece şifrenizi kaptırsanız dahi hesabınıza girilemez).
Önce Apple uygulaması üstünden not defterlerimin düzeniyle başlayalım.

Tıklayıp büyütebileceğiniz bu görselde inceleyebileceğiniz gibi bütün notlarım Kara Defter, Alıntılar, Sunum Notları, Tekno Kültür, Blog, Eğitim, Projeler, Danışmanlık, Cannes Lions, Kişisel Bilgiler, Radikal Yazıları, Haberler, Genel Bilgiler, Fikirler ve Seyahat Notları şeklinde 15 deftere dağılıyor. Bunları kategori olarak da düşünebilirsiniz (sol kolonun üst kısmında sık kullandığım notların kısayollaru var).
Notlar bu defterler içinde listeleniyor. Bir defter oluşturmadan kullanmak da mümkün ama bunun uzun vadede pek akıllıca olmayacağını tahmin edersiniz.
Dilerseniz Atlas menüsü altından notlarınızı lokasyonlara göre de sıralayabilirsiniz (özellikle seyahatlerdeki notlar için çok işe yarıyor).

Gelelim etiketlere (tags). Etiketler tuttuğunuz her notun içeriğini tanımlamak için kullanılan anahtar kelimeler. Hiçbir sınır yok fakat ne kadar az olursa o kadar iyi. Bendeki liste aşağıdaki gibi (bazılarını bu yazıyı bitirince elden geçirip eleyecek / birleştireceğim).

Bazı etiketlerin alt grupları olduğuna dikkat çekerim. Yani etiketleri yukarıdaki ‘öngörü’ başlığı altında göreceğiniz gibi kendi içlerinde ayrıca alt etiketlerle kategorize edebiliyorsunuz.
Evernote’un bir not üzerinde davet ettiğiniz kişilerle yazışıp ortak düzenleme yapabildiğiniz Chat ve web üstünden notları (herkesle ya da seçtiğiniz kişilerle) paylaşarak yayınlama hizmeti -Google Docs kadar gelişmiş olmasa da- işe yarıyor (örnek olsun diye 2012’de ITU ile ilgili yazdığım bir haber için taslak hazırlık notlarımı paylaşıyorum).
Evernote’u not tutmanın yanısıra aynen Pocket gibi webden makale kırpmak için de kullanabilirsiniz (örneğin benim ‘alıntılar’ başlıklı defterim tamamen bu tip notlardan ibaret). Bunun için Evernote’un tarayıcı eklentisi mükemmel bir çözüm. Dilerseniz tüm sayfayı, dilerseniz belirli bir bölümünü kırpıp, aktarmadan önce etiketleri ve hangi deftere gireceğini belirleyebiliyor, önemli yerleri işaretliyor ya da önemsiz gördüğünüz kısımları atabiliyorsunuz.
Evernote’un en beğendiğim ayrıntılarından biri de web arayüzü. Bu kadar ferah, gereksiz ayrıntıları gerekene kadar ustaca gizleyebilen ve işlevsel çok az örneğe rastladım. Bir de siz bakın:

Başlamışken diğer arayüzleri de gösterelim (Mac uygulaması ve web tarafını yukarıda gördünüz zaten). iPad uygulaması şöyle:

Android arayüzü de aşağıda (iPhone uygulaması hemen hemen iPad ile aynı. Hatta ilginç bir istisna olarak Android sürümü-bence- çok daha başarılı):
Yazı yine uzamış da uzamış. Yavaştan toparlayalım.
Yukarıda da belirttiğim gibi Evernote notlarınızı tutmak, arşivlemek için seçeneklerinizden sadece biri. Seçiminizi yaparken ‘Uygulama tercihini nasıl yapmalı?’ başlığında anlattıklarımı dikkate almanızı tavsiye ederim.
Son hatırlatma: Not konusunda mesele bir şeyler yazmak, biriktirmekten öte onları gerektiğinde işe yarar, görünür hale getirmek. Bu yüzden iyi bir etiketleme ve birbiriyle ilişkilendirme sistemi kurmayı sakın ihmal etmeyin. Böylece bir nota bakarken uygulama size onunla bağlantılı diğer notları da gösterecek, zamanla onlar birleşerek yeni kıvılcımlar çıkaracak. Bir süre sonra arşiviniz harici beyin görevi üstlenecek.
Faydalı şeylere vesile olması ümidiyle.
Görüşlerinizi paylaşın: