Farklı olana, ayrı düşünene tahammülü olmayanlar, sıranın er ya da geç kendilerine geleceğini bilmeyenlerdir.

Farklı olana, ayrı düşünene tahammülü olmayanlar, sıranın er ya da geç kendilerine geleceğini bilmeyenlerdir.
Çorbayı sadece tekkeyi tutanın değil, karnı aç olanın da içebildiği, dünyayla entegre, şeffaf ve özgür bir Türkiye hayalinden kesitler.
Yeni soruların sorulduğu, çözümlerin arandığı; eski yetkinlik ve mesleklerin önemini yitirdiği bir çağda, Türkiye’nin geleceğine eğitim ekseninden bakış.
Oyunun araçlarının ve kurallarının değiştiği bir dönemde, tarihin önemli bir eşiğinde, koca bir ülkenin koskoca dertlerine ‘gençlik’ ekseninden bir bakış.
Şu ‘ötekiler’ olmasa her şey ne güzel olurdu. Ne hakikatı görür ne de laftan anlarlar. Ne düşünmeyi bilirler ne de konuşmayı. Neyse ki sonları yakın.
Memleketin haline dair yüz yıldır konuştuk ve ne yazık ki fayda etmedi. Bir yüz yıl da ‘kendimizin haline’ yönelik konuşmaya var mısınız?
Hayattaki en büyük başarınız neydi? Peki ya en büyük hayalkırıklığınız? Peki tek kelimeyle beklentiniz ne olurdu? Gelin bakalım.
Türkiye’nin üçte biri gidişattan memnun, yüzde 79’u inançlı, dörtte üçü evde oturup TV izlemeyi seviyor. Peki başka? Buyrun beraber bakalım.
Hafta boyunca ekranımdan akanlardan aklımda kalan uygulama, site, cihaz, trend ve videolar (ve biraz daha fazlası).
Parende atarak muz yemek sağlığa faydalı mı? Çarşamba günü çekilen tespih daha mı sevap? Dış borç çok mu önemli? Hepsi bu yazıda!