Süpermarket tuzaklarını anlatan yazı bu blogun en çok okunan yazılarından birisi. İnternet çağında süpermarket ziyaretlerim neredeyse hayatımdan çıktı. Bu bazen günceli kaçırmaya sebep oluyorsa da dert değil. Her şeye yetişmek gibi bir derdim yok. Yakaladıklarımın yanında kaçırdıklarım gayet önemsiz kalıyor.
Ama geçenlerde sırf zevkine (metropol turizmi niyetine diyelim) yaptığım bir ziyaret benim için gerçek bir tecrübe oldu. Elbette girdiğim her koridorda o yazıda değindiğim konular aklıma geldi.

Küçüklüğümden beri okuduğum (ve artık internetten takip ettiğim) Reader’s Digest dergisinde geçenlerde konuyla ilgili güzel bir derlemeye denk gelince buraya da aktarıp önceki yazıyla biriken bilgileri pekiştireyim dedim.
Sizin de işinize yarayacağına eminim.
- Alışveriş arabaları ve sepetleri daha çok şey satın almanız için büyük yapılmıştır. Yapılan deneyler boyutu iki katına çıkarınca tüketimin yüzde 19 arttığını ortaya koymuştur. Arabanızın, sepetinizin boş kalmasını umursamayın. Taşıması kolay olacak diye sevinebilirsiniz hatta!
- Alışveriş arabalarına ‘mesafeli durun’. Marketin yer ve büyüklüğüne göre o alışveriş arabalarını her gün yüzlerce bazen binlerce insan elliyor ve emin olun sandığınız kadar hijyen düşkünü değiller (sizin gibi). Muhtemelen gün boyu dokunduğunuz en pis şey o arabalar ve tutma çubukları olacak. Hele içine çocuğunuzu yerleştirirken birkaç kere düşünmeniz iyi olur. Sizden bir önce kullanan bile yeterince mikrop, mantar ve bakteri bırakmış olabilir.
- En fazla 4 ürünün fiyatını aklınızda tutabilirsiniz. Bu beynimizin genel ortalaması. Dolayısıyla gündelik şeylerin çoğunun fiyatında aldanmasanız da daha seyrek tükettiğiniz ürünlerde fahiş fiyatları fark etmezsiniz bile. Sıradışı şeyler alacaksanız mümkünse karşılaştırma yapın.
- Müşterilerin yarısı kasa sırasında satın almaktan vazgeçer! Bu yüzden marketler kasa sıralarını mümkün olduğunca dar yapar ve sepetinizdekileri çıkartıp koymanıza yol açacak boş yer bırakmazlar. Dolayısıyla almaya emin olmadığınız şeyleri kasaya girmeden bırakmak daha akıllıca olur.
- Alışveriş yaparken kulaklıkla bir şeyler dinleyin. Süpermarkette yayınlanan ses ve müzikler sizi yavaşlatmak üzere kuruludur. Kimi akıllı playlistler sizi yüzde 29 oranında daha yavaşlatır. Yavaşladıkça daha çok şey alırsınız. HIZLANIN!
- Kahraman Bakkal markete girdi. Rekabeti psikolojik olarak da koruyabilmek için et, sebze, meyve reyonunda esnaf tipli uzmanlar göreceksiniz. Sandığınız kadar faydalı olmayabilirler.
- Meyve ve sebzelerin üstündeki çiğ taneleri ne iş? Tazeliği temsil etmek için sprey olarak püskürtülen su taneleri aynı zamanda bu tip besinlerin çabuk bozulmasına da yol açar. Ayrıca özellikle yapraklı sebzeleri (marul, maydanoz, vs) tarttırmadan önce iyice silkeleyip durularsanız suyun ağırlığına boş yere para da vermemiş olursunuz.
- Toptan alım indirimlerine kanmayın! 89 kuruşluk bir içeceğin etiketini kaldırıp ’10 tanesi 10 lira’ yazdığınızda bu çoğumuza avantajlı bir şey izlenimi verecektir (ve 1 yerine durduk yere bir şeyden 10 tane birden alacağız). Gerçek fiyatlarını bilmediğiniz ürünlerin kampanyalarında iyi düşünmekte fayda var.
- Sürüden ayrılan kurttan kurtulur. Mümkünse market alışverişlerinizi haftasonları yapmayın. Etrafta her şeye telaşla saldıranlar sizin de terbiyenizi bozacaktır. Bilinçli alışveriş için en iyi günler Pazartesi ve Salı olarak kayıtlara geçmiş.
Bitti mi? Hayır. Devamını siteden takip edersiniz artık.
Görüşlerinizi paylaşın: