Evinden çalışan ve işini de, eğlencesini de büyük oranda teknolojik cihazlar üstünden yürüten biri olarak internet erişimi benim için elektriğin kendisi kadar önemli. Hani o geleneksel “cep telefonları yokken biz nasıl yaşıyorduk?” kalıbı var ya; asıl “internet yokken bilgisayarda ne yapıyorduk?” diye düşünmemiz gerekiyor. Sahi bilgisayar, cep telefonu ya da tablet dediğimiz şeyler internet olmasa (bugün) ne işimize yarardı, düşündünüz mü?

Google hesabım üstünden birbiriyle senkronize çalışan cep telefonu, tablet, bilgisayar gibi birçok cihazım var. Tamamı kablosuz internet erişiminden besleniyor ve birbiriyle haberleşiyor. Test için gelen cihazlar, televizyon(lar), medya merkezi ve yedekleme birimi olarak hizmet veren harici diskim, Playstation ve Wii oyun konsolları, yazıcım (hatta tartı) gibi cihazlar da eklenince internet (ve hepsinin birbiriyle konuştuğu yerel ağ) evin beynine dönüşüyor.
İnternet erişim hizmetini TTNET’in 8mbit’e kadar hız sunan NetLimitsiz adlı bir ADSL paketinden alıyorum. Açıkçası hiç sorun yaşamadım ve gayet memnunum (TTNET’ten dert yananlara nispet gibi olmasın ama cidden böyle. Hadi, çoğu zaman diyelim). İnterneti dağıtmak için kullandığım ana cihaz ise (router modem olarak) Zyxel’in P-660HN-F1Z kodlu modeli. Seçme nedenim bu yazının da sebeplerinden birini oluşturuyor. Kısaca anlatayım.
Eski evin yeni dertleri
Evimiz tescilli bir tarihi eser. Yani evlerin ev gibi yapıldığı dönemden kalma. Kalın taş duvarlı, yüksek tavanlı ve şu anki ev standartlarına göre oldukça büyük. Dolayısıyla yukarıda saydığım bütün cihazları besleyen kablosuz interneti odalar arasında verimli bir şekilde dağıtmak gerçekten bir mesele. Restorasyon sırasında evin bütün odalarına gigabit hızında erişim sunan CAT5 kablolarla döşetmiştim ama TV ve oyun konsolları dışında kabloyla bağlı neredeyse hiçbir cihazım yok. Dolayısıyla çözüm yine kablosuz modemlerde.
Denediğim hiçbir kablosuz modemde (şu an kullandığım dahil) üstünde yazan değerlere ulaşamadım. Farklı çözüm arayışına girdiğimde ilk adım olarak 50W ve 16dBi değere sahip bir güçlendirici antene yöneldim. Bu antenleri kullanabilmek için modeminizin anteninin sökülebilir olması gerekiyor (ki yerine uzun menzilli bu antenleri takabilesiniz).
Zyxel modemimde bu mümkündü. Fakat sonuç yine de yeterli gelmedi. Arkadaşlarımın evinde canavar gibi çalışan bu anten bizim kalın taş duvarları aşamamıştı. Sıra çoklayıcı / tekrarlayıcı (repeater) adlı cihazlara geldi. Tekrarlayıcıları kabaca ana internet erişim noktasından aldığı sinyali güçlendirerek bulunduğu yere yayan cihazlar olarak özetleyebiliriz.
Aşağıdaki şemada tekrarlayıcı ortada yer alıyor. Sağ taraftaki kablosuz modemden aldığı sinyali güçlendirerek uzaktaki cihazlara dağıtıyor. Sanıyorum yeterince açıklayıcı.
O zamanlar yeni yeni duyulmaya başlayan bu kategoride ilk olarak Airties’ın (sanıyorum artık satışı olmayan) AP-301 modelini ve bir prototip olarak geliştirilen, sitede ismi bile geçmeyen bir başka modelini denedim. Fakat B/G/N gibi (sırasıyla 11 / 53 ve 300mbit aktarım hızını destekleyen) birçok farklı standarta sahip kablosuz erişimde Airties’ın da çeşitli router seçeneklerini denememe rağmen yine de verim alamadım.
Sorunun kökeni modem değil; tekrarlayıcıydı. Sinyal sürekli kopuyor, kilitleniyordu.
Tam pes etmişken yine DealExtreme’de tasarımına vurulduğum bir örneğe denk geldim. En güzel özelliği o zamana kadar kullandıklarımın aksine herhangi bir adaptöre, kabloya ihtiyaç duymamasıydı. Doğrudan fişe takılıyor ve epey geniş bir menzile sinyal yayıyordu.
Fakat onda da benzer kopma sorunları yaşamaya başladım. En kötü ayrıntıysa aldığım cihazın bir markasının bile olmayışıydı. Bu yüzden firmware denen yazılım güncellemeleri de hayal oluyordu. Güç bela Çin’deki ana üretici firmanın sitesini buldum ama onlar da herhangi bir güncelleme yayınlamıyordu. Saatler boyu sürdürdüğüm arayışta bir Rus forumunda uyumlu bir yazılım güncellemesi bulup (epey korkarak) yükledim ama o da sorunu tamamen gidermedi.
Özetle bu da (bende) işe yaramamıştı.
Derken Airties’ın Air 500 Power Line kodlu ürünü elime geçti (ilginç bir ayrıntı olarak Airties sitesinde bu ürünü bulmak mümkün değil).
Tasarımı DX’ten aldığım çoklayıcıya çok benzese de yaptığı iş çok farklı. İnterneti evin her köşesini dolaşan elektrik hattı üstünden odalara dağıtıyor. Kutunun çıkan iki adaptörle iki oda arasında paylaşım yapabiliyorsunuz. Hatta isterseniz bir kutu daha alıp 2 ek odaya daha dağıtım yapabilirsiniz. Ne var ki bu ürün son noktada kablolu bir bağlantıya ihtiyaç duyuyor. Yani ikinci adaptörün takılı olduğu odaya interneti kablosuz olarak dağıtamıyor.
Sorun hala çözülebilmiş değil anlayacağınız.
Şimdi önümde Airties Air 4310 ve Zyxel WRE22005 şeklinde iki seçenek var. İkisinden de ümitliyim; ikisini de denemeye çalışacağım. İlk bakışta Zyxel’in modeli kompakt yapısı, ekstra adaptöre ihtiyaç duymayışıyla daha cazip görünüyor ama görüntünün pek de önemli olmadığını birçok -yorucu- tecrübeyle öğrendim.
Hangisinin derdimi çözdüğünü ilk fırsatta paylaşacağım paylaştım.
Görüşlerinizi paylaşın: