Çaylak motorculara tavsiyeler

Kısa süreli motosiklet tecrübelerimden süzdüğüm güvenli sürüşe yönelik bir tutam bilgi.

Canımın içi Vecihi.

Vecihi hayatıma giren en güzel şey. İş için, keyif için ne amaçla olursa olsun onunla dolaşmak tarifsiz, benzersiz bir keyif. Ailem ve arkadaşlarım malum kazadan sonra bir daha asla üstüne çıkmayacağımı düşünüyordu ama aksine daha da çok bağlandım.

Canımın içi Vecihi.

Hala çaylaklık döneminde olsam da her gün yeni bir şey öğrendiğim bu süreçte motosiklet kullanmaya yeni başlayacaklara, benim gibi çaylaklara edindiğim tecrübeleri aktarmak istedim.

Motosiklet pek çok araç gibi tepesinde geçirdiğiniz zaman ölçüsünde piştiğiniz bir şey olsa da okuyarak da öğreneceğiniz çok ayrıntıya sahip. Örneğin ben motor sahibi olmadan seneler önce edindiğim Reşat Arbaş’ın Motosiklet Teorisi kitabından çok şey öğrendim. Bütün meraklı, hevesli ve mevcut kullanıcılara tavsiye ederim. Ne mutlu ki Reşat Arbaş (doksanlardan kalma tasarımlı) sitesinde kitabın neredeyse tamamını paylaşmış durumda. Her bir satırı tecrübe dolu ve herkesin anlayabileceği bir dille aktarıyor bilgileri. (her ne kadar daha kitabın önsözünde benim gibi scooter kullanıcılarını yok saysa da 😉

Okuyun, dinleyin, izleyin

Bir başka faydalı kaynaksa Uzman.tv’nin motosiklet kategorisi. Burada seçimden kullanım tekniğine kadar uzmanlardan hayat kurtarıcı birçok bilgiye ulaşmanız mümkün (usandırıcı video reklamlara rağmen okumaktan daha kolay ve zevkli olduğu da kesin).

Bunları okuyup, izleyip sindirdiğinizi varsayarak (elbette bu kaynaklarda da değinilen) kişisel tecrübelerimi aşağıda (önem sırası gözetmeksizin) sıralıyorum. Zaman içinde aklıma, başıma gelenlerle her zaman güncellemeye çalışacağım.

Bu tavsiyeler genellikle güvenlikle ilgili olacak ama motorun sanıldığı kadar tehlikeli olmadığını lütfen aklınızda tutun. Okuyacaklarınız hep kötü durum senaryolarını ve alınabilecek tedbirleri içeriyor. Ayrıca benim bir scooter kullandığımı ve burada okuyacağınız bazı ayrıntıların sadece bu tip küçük motorlara has olduğunu unutmayın.

  • Motosiklette tecrübe diye bir şey yoktur. Her an bambaşka, benzersiz pek çok olayla karşı karşıya kalacaksınız. Ve her gün biraz daha tecrübe kazanacaksınız. Ama asla ‘olmayacaksınız’. Sakın piştiğinizi, olduğunuzu sanmayın. Sakın. Endişe, temkin ve tedirginliğinizi asla kenara bırakmayın.
  • Motosiklet için sıkça kullanılan bir tabir vardır: motosikletin kaportası sürücüsüdür. Bu çok da haksız değildir. Örneğin ben emniyetiyle nam salmış İsveç kökenli bir otomobil kullanıyorum. Her noktasında güvenliğe dair onlarca koruma ve teknoloji var. Motorda ise ne marka / model olursa olsun bedeninizle ilerliyorsunuz ve ne kadar korunursanız korunun, tehlike her an ensenizde.

[youtube=http://www.youtube.com/watch?v=qSYxj1wFULM&w=640&rel=0]

Aşina olduğunuz bu çarpışma testleri genellikle 50-60 km hızla giden otomobillerle yapılıyor. Hava yastıkları, çelik barlar, katlanır sac kaportalar ve şok emme yaylarına rağmen aracın geldiği hali görüyorsunuz. Motosikletle başınıza gelecek bir durumda gördüğünüz bütün şoku bedeniniz kaldıracak. Ve emin olun vücudunuzun hiçbir bileşeni bu kadar dirençli değil. Özetle: HATA YAPMAMAYA ÇALIŞIN!

[youtube=http://www.youtube.com/watch?v=__J6re56PMk&w=640&rel=0]

Bir kere daha tekrar ediyorum. Motosikleti kafanızda kazayla özdeşleştirmeyin. İstatistiki olarak motorla yapılan kazalar otomobillerle oranla çok daha az (adet bazındaki farkı gözardı ediyorum elbette). Aksi mantıkla hareket edince uçağa da binmemek gerekiyor (uçak kazasından kurtulan kaç kişi tanıyorsunuz?).

Diğer birçok şeyde olduğu gibi önemli olan tedbirli, uyanık ve hazırlıklı olmak.

Devam edelim.

  • Kask takmadan motora binmeyin! Bunun mazereti, istisnası, bahanesi yok. Bunu yapmayın. Kasksız ne siz binin, ne de arkanıza birini bindirin. Aksini düşünmeyin bile.
  • Kask kendi içinde birçok alternatife sahip bir koruyucu. Ucuzunun çok işe yaramayacağını tahmin edersiniz. Motor giysi ve ekipmanları pahalıdır. Paranıza kıyın. Pişmanlığı fayda etmiyor.
  • Almayı düşündüğünüz kaskın güvenilirliğini araştırın. (En üst güvenlik seviyesinden bir seçim yapmak da akıllıca olabilir)
  • Mümkünse korumalı bir mont edinin. Onun da çok farklı seçenekleri olduğunu ve hepsinin gerçekten koruyucu özelliği olmadığını bilin. Bir sürüklenme durumunda sürtünme etkisiyle yüzlerce dereceye çıkacak ısıyla derinizi asfaltta bırakmak da var (ben ne yazık ki bu mont kısmını genelde ihmal ediyorum).
  • Motor kullanırken kendinizi bir bilgisayar oyunundaymış gibi hisseddin. Etrafınızdaki herkes size çarpmaya, düşürmeye, engel olmaya çalışıyor ve bunlardan kurtulmaya çalışıyorsunuz. Bu genellikle böyle olmuyor ama bu kafada yola çıkınca hiçbir şey sorun yaratmıyor. Her şey bir oyuna dönüşüyor.
  • Sürekli etrafınıza bakın. Önünüze, sağınıza, solunuza, aynalarınıza HER TARAFA sürekli bakın. Gözünüzle bakın, kafanızı çevirin. Mümkünse etrafınıza 360 derece hakim olun.
  • Söylentilerin aksine 2 olay haricinde bana trafikte bütün araçlar her zaman yardımcı oldu / oluyor. Yol veriyorlar, önümü açıyorlar. Bizde genellikle sürücüler saygılı (Roma’yı hatırlayınca hele!). İri cüsseli bir erkek olmanın getirisi de olabilir belki, bilemiyorum.
  • En önemli tecrübem: iyi bir otomobil şöförüyseniz her zaman avantajlısınız. Trafikte uyuz uyuz seyreden, akışa uymayan, yolu bloke eden sürücüleri bilirsiniz. Etrafımda sıkıştırılmaktan dert yanan arkadaşlarımın çoğu motoru aynen böyle kullanıyor. Trafiğe uyarsanız kimse size sorun çıkarmaz. Akışa bırakın, sürüye uyun. Özellikle cadde ve otoyollarda.
  • Gözünüz hep diğer sürücülerin gözünde olsun. Dikiz aynalarından göz göze gelin. Karşınızdayken gözünün içine bakın. Bu cümleyi dikkatli okuyun: Araç sürücülerinin gözleri yolda genellikle otomobil, kamyon gibi araçları tarar. Motosiklet ve bisiklet GÖRMEZ. Kendinizi gösterin. Göründüğünüzü sandıktan sonra sakın rahatlamayın. Bazen gözgöze bakıştığınız şöförün bile üstünüze doğru geldiğinizi görebilirsiniz. Fark ettiğinde mahçup olur, özür diler. Bakar ama görmez. Buna hazırlıklı olun.

[youtube=http://www.youtube.com/watch?v=wtqUm257bbs&w=640&rel=0]

  • Görünebilmek için renkli şeyler giymeye çalışın. Fosfor şeritli montlar, açık renk ve fosforlu kasklar her zaman işe yarar. Selektör yapın, gerekiyorsa (ama ne olur gerçekten gerekiyorsa) korna çalın. Sizi fark etsinler. Bir sorun çıkarsa olan daha çok size olacak çünkü.
  • Araçların arkasına yapışmayın! Onların çok büyük ihtimalle ABS destekli frenleri var ve yere tutundukları yüzey en kötü durumda sizin 2 katınız fazla (onların 4 kalın tekerleği var). Onlar durur, siz duramazsınız. Bazı üst motor modellerinde ABS var ama yine de onlar sizden hep daha avantajlı. Hız arttıkça, mesafeyi de arttırın.

[youtube=http://www.youtube.com/watch?v=lGz3LQq2xU4&w=640&rel=0]

  • Otomobillerin kapılarının nasıl büyük bir tehlike kaynağı olduğunu öğrenin. Her an duran (ya da bazen hareket halinde olan) bir aracın kapısı açılabilir. Başıma neredeyse her gün geliyor. Kapıya çarpıp devrilmeniz an meselesidir. O yüzden yanından geçtiğiniz araçların içinde kimse var mı, aynasından bir şey görebiliyor musunuz kontrol edin. Sağ, sol fark etmez. (Bir seferinde solundan gittiğim bir taksi inecek yolcusunun bagajdan çantasını çıkarmak için yıldırım gibi kapıyı açıp dışarı hamle yaptı. Son anda durduğumda motorumun farıyla yüzyüze gelen şöförün kirece dönen yüzünü hiç unutamıyorum. Çok daha kötü şeyler de olabilirdi) Kapılardan uzak durmaya çalışın.
  • Motorunuzu boş alanlarda kullanarak tanıyın. Ne kadar yatıyor, ne kadar mesafede duruyor, freni ne kadar sıkınca kızaklıyor bunları bilin. Başkasının motorunu mümkünse kullanmayın. Motora alışmak zaman alır. Aynen at gibi her motor ayrı bir dünyadır.
  • Motorun ön ve arka freni (üst modeller dışında) ayrıdır. Arka frenle yavaşlar, ön frenle durursunuz. Ön frenle yavaşlamayı mümkünse hiç düşünmeyin. Ön freni biraz fazla kaçırırsanız motor kontrolden çıkar ve kendinizi yerde taklalar atarken bulursunuz. Hatta mümkünse ön freni kullanmayın bile. Arka frenle 20-30 km hıza düştükten sonra ön frenle de takviye yapın. Her koşulda parmaklarınız arka frende dursun. Her şeye hazırlıklı olun. Salağın birinin düştüğü durumu seyredelim.

[youtube=http://www.youtube.com/watch?v=fkM_4ddEtlI&w=640&rel=0]

  • Acemi bir artçıyla yola çıkacaksınız ona yatmayı öğretin! Acemi artçılar genellikle refleks olarak siz dönmek için motoru yatırınca düşeceğini zannedip ters tarafa yatmaya (doğrulmaya) çalışır ve sizi asfalta yapıştırır. Bunu binmeden iyice anlatın. Sonra biraz daha anlatın. Sonra tekrar anlatın…
  • Yarışmayın! En mütevazı motor bile otomobile göre çok daha çabuk süratlenir. 250cc hacimli bir motoru orta performans bir otomobilin kalkışta geçmesi pek olası değildir. Ama bu hazzın tutsağı olmayın. Hele hele asla yarışmayın. Motoru keyif için kullanın.
  • Araçların arasında olmaktansa önlerinde olmak her zaman daha iyidir. Yarışmamak kaydıyla trafik ışığının yeşile dönmesiyle önlerinden seyretmeye gayret edin (elbette arkanızdaki trafik akışını bloke etmeden!) Trafik sizin makul hızınızdan daha yüksek bir sürate çıkarsa kenara kayın, bırakın trafik aksın. Yoksa biri sizi kenara itekler. Üzgünüm ama (en azından Türkiye’de) kural böyle.
  • Nereye gitmek istiyorsanız oraya bakın. Bunu motor kullanmayan birine anlatmak güçtür. Refik Arbaş da yukarıda değindiğim kitabında bu konuya geniş bir yer ayırmıştır. Siz nereye bakarsanız motor oraya gider. Yolda bir çukur görürseniz çukura değil, etrafından dolaşacağınız güzergaha bakın. Çukura bakarak çukurdan kurtulamazsınız! Garip ama böyle.
  • Benim gibi scooter kullanıyorsanız küçük tekerleklere sahip olduğunuzu hep hatırlayın. Otomobil çapında tekerlekli motorlar için önem taşımayan çukurlar sizin için ölümcül olabilir. Bu yüzden mümkünse mazgal, rögar kapağı, su birikintisi gibi şeylerden uzak durun.
  • Durakladığınızda (örneğin kırmızı ışıkta) ayağınızı basacağınız yere dikkat edin. Kaygan bir yere basarsanız dengenizi kaybedip yere kapaklanabilirsiniz.
  • Yayalara dikkat edin. Yayalar bile bazen motorları görmeyebiliyor. Teknik olarak motor kullanan birine yandan parmağınızı bile dokunsanız düşer. İlk motor kazamı böyle bir yaya yüzünden yaptım ve sağ aynamı kırdım. Özellikle yaya geçitlerinde dikkatli olun. Otobüs, kamyon gibi geniş hacimli, önünü görmediğiniz araçların yanından geçerken dikkat edin. Her an arasından bir yaya çıkabilir (çıkar!).
  • Emniyet şeridi motorcunun can simidi. Kilometrelerce uzunluğunda kitlenmiş bir trafikte emniyet şeridinden ilerleyerek geçmek keyif verir ama emniyet şeritleri her türlü çöp, kaza artığı, yağ, benzin gibi şeyler barındırır. Gözünüzü dört açın. (bir seferinde karşıma patlamış ve çelik lifleri çıkmış bir kamyon lastiği çıktmıştı. Halimi görmeliydiniz.)
  • Şerit ayrım çizgileri ve uyarı kabartmalarına dikkat edin. Otomobil sürücüleri bu ayrıntıyı çoğu zaman fark etmez. Şerit ayrım çizgileri sanılanın aksine (artık) boya değil kalın, farklı bir katman. Ve fena halde kaygan. Sizi kolayca devirebilir. Çizgilerin üstünden gitmemeye çalışın.
  • Bir aksilik hissederseniz, olaylar kontrolünüz dışına çıkacak gibiyse yavaşlayıp emniyetli bir şekilde durmaya / düşmeye çalışın. Düşerseniz motoru unutun ve hemen çevrenize bakın. Her an etraftaki bir aracın altına girebilirsiniz. Refleksle yapacaksınız ama hemen etrafınıza bakınıp mümkünse emniyetli bir kenara çekilin. Geri kalanı sonra halledersiniz.

[youtube=http://www.youtube.com/watch?v=ZBgrVI0Dyto&w=640&rel=0]

  • Bisiklet kullandıysanız bilirsiniz. İki tekerin doğasında düşmek vardır. Düşeceksiniz. Bunu abartmayın, büyütmeyin. Bu işin doğasında var. Düşmeyi öğrenin ve ayağa kalkabildiğiniz her durumda şükredin.
  • Kuryelerden uzak durun. Dört tekerde taksiciler neyse, iki tekerde kuryeler de ona karşılık geliyor. Bu sınıfa sipariş dağıtanlar da dahil. İşleri gereği çabuk olmak zorundalar ve fazlasıyla bunalmış haldeler. Neredeyse uyanık oldukları her an motor tepesinde olduklarından sizden çok daha tecrübeliler. Dolayısıyla mümkünse onları her durumda mazur görün, uzak durun.
  • Başınıza bir şey geldiğinde büyük ihtimalle size ilk (bazen de tek) yardım eden kuryeler olacak. Siz de kenara çekmiş bir kurye görürseniz yavaşlayıp yardıma ihtiyacı olup olmadığını sorun.
  • Motorcunun en büyük dostu motorcudur. Bütün iki tekerleklileri kardeşiniz gibi görün. Onlarla yarışmayın, didişmeyin, ters düşmeyin.
  • Dolu taksinin önünde, boş taksinin arkasında gitmeyin! Dolu taksi ışık hızına çıkarak müşterisini yerine ulaştırıp yenisini toplama derdindedir. Boş taksiyse her an akıllara zarar bir manevra ve frenle sağa (bazen de sola) çekerek yolcu alacaktır. Bu iki durum da fazlasıyla tehlike içerir. Bu tavsiyeme kulak verin.
  • Motorda en büyük dış etken rüzgardır. Özellikle köprü, viyadük gibi noktalarda anlık şiddetli rüzgarlara hazırlıklı olun. Tokat, tekme gibi etki yapabilir. Bununla ilgili anılarımı seyahat yazılarımdan okuyabilirsiniz.
  • Çok çok çok usta değilseniz yağmurun ilk anlarında ve karda motorunuzdan uzak durun.

Şimdilik aklıma gelen hayati önem taşıyan noktalar bunlardan ibaret. Dediğim gibi aklıma geldikçe eklemeler de yapacağım. Siz de tecrübelerinizi paylaşmak isterseniz yorum olarak yazmaktan çekinmeyin.

Yukarıda okuduğunuz ve seyrettiğiniz korkutucu ayrıntılara rağmen motosiklet dünyanın en zevkli araçlarından biri. Size verdiği keyif ve özgürlüğü tarif etmek imkansız. Bu keyfi yaşayabilmek ve sürdürmek için yapmanız gereken tek şey normalden biraz daha fazla tedbirli ve dikkatli olmak.

Bütün motorculara güvenli sürüşler diliyorum. Yazıyı da motorcu duasıyla bitirelim: tekerimize taş değmesin.



Yayın Tarihi:

Kategori:


Yorumlar

18 yanıt

  1. Nasıl Yapıcam avatarı

    Ya abicim çok yazı okudum da bu kadar detay pes doğrusu,bayıldım tıpkı sizin gibi.Bende bir bisiklet tutkunuyum yazdıklarınızda çok haklısınız.Bu arada bende katıkada bulanayım güvenli sürüş ile ilgili iki video burda=> http://www.nasilyapicam.tr.gg/MOTORSIKLETI-NASIL-GUVENLI-KULLANABILIRIM-f-.htm Muhteşem bilgilendirmeniz için teşekkürler…

  2. Ömer Çakır avatarı

    yüreğine sağlık abicim, yine keyifli ve yararlı bir yazı olmuş. tekerimize taş değmesin. klavyemize çöp düşmesin.

  3. Kerem avatarı

    Gün içerisinde sürekli otomobil kullanan biri olarak motor kullanan arkadaşlardan önemli bir ricam olacak oda şu ; mümkün olduğunca herhangi bir otomobilin sağından önüne geçmeye çalışmayın nolur.. özellikle sol şeritteyken yada hızlı akan kalabalık bir trafikte çok büyük tehlike yaratıyorlar hem kendilerine hem bizlere. Kör nokta da olma ihtimalleri çok yüksek,emin olun bir çok durumda ben onları kendilerinden daha çok düşünüp hareket etmek zorunda kalıyorum. Biri akşam saatlerinde karlı bir yolda farsız gelen bir motor biride kavşakta kamyonun arkasından fırlayan bir motor olmak üzere iki defa aracıma motor çarpmış biri olarak (iki kazada da sürücünün arkasında bir kişi daha vardı ve her ikisindede kask yoktu) motorlara fazladan dikkat etmeye çalışan bir sürücüyüm; ve emin olun motor kazalarında olan sadece size oluyor..

  4. Hakan avatarı

    Selam. Gercekten tekrar tekrar okuyup, bu onemli noktalari hatirlamamizi saglayacak guzel bir yazi olmus. Her zaman oldugu gibi… Bu nedenle tesekkurler. Musadenizle 2 onemli nokta da ben eklemek istiyorum.
    Surekli degisken durumlari degerlendirmek zorunda oldugumuz icin zihnin rahat, aklin bos olmasinda fayda var. Ornek olarak; sevgiliniz – esinizle sorunlu-kavgali oldugunuz (sinirli ve gergin) zamanda ya da is yerindeki asiri gergin zamanlarda motora binmeyin. Takip edilmesi gereken fazla degisken durum oldugundan basa cikmaniz cok zorlasacaktir. Boyle bir durumda basiniza gelebilecek kazada sizi sadece edindiginiz meleke ancak kurtarir. O da yeterliyse…
    Bir diger deginmek istedigim de frenlerde parmak bulundurma durumu. Bize ozel bir kursta bunu yapmamamizi tavsiye ettiler nedeniyse gaz ya da fren kontrolunu bu pozisyonda tam islevli kullanamayacagimizdi. Ne fren sikabilirsiniz nede gaz verebilirsiniz, fren sikmak isterken gazi acmak gibi tehlikeli bir durumla da karsilasabilirsiniz.
    Dort parmakla freni kullanin ve gaz koluna geri donun.
    Tekrar tesekkurler

  5. Merve (@Morveelin) avatarı

    Bende motosiklet almak istiyorum dedim ve babamın can alıcı yorumuyla karşılaştım. ‘Gençlikte iyi de ilerde rüzgardan dizlerin ağrır kızım.’Hayır demenin daha anaç söylenmesi sanırım 😀 Abi bu yazıyı okudum ya çaylak olarak da kalsam motor alıcam. Kesin karar 🙂

    1. Umut avatarı
      Umut

      😀 Dizlik kesin çözüm 6 sene olmuş umarım almışsınızdır.

  6. deniz avatarı
    deniz

    yazınız gerçekten güzel, ancak fren konusunda katılmıyorum. Normal de %70 ön fren , %30 arka fren kullanımı yapılmalıdır, ani fren yapılmadığı sürece ön fren motoru devirmez. Tam tersine arka freni sıktığınız anda arka lastiği yanınızda görmeniz an meselesi olabilir.

  7. Serdar avatarı
    Serdar

    Malesef kolayca aldığımız otomobil ehliyetine A sınıfını eklemekte bir o kadar kolay. Ne yazik ki ehliyeti aldığımız tarihle övünürüz ve cebimizde tüysüz dönemde çektirdiğimiz fotoğrafla kırılmış ya da kaplanmış ehliyetimizle gurur duyarız. Gurur duyduğumuz bir başka şeyde hiç kursa gitmeden sınavlardan geçip ehliyeti almış olmamızdır. Şimdileri ehliyet için verilen derslerde tahmin ediyorum hala platin, meksefe, radyatör gibi konular anlatılarak ehliyet veriliyordur. Sistemi bu konuda eleştirelim. Yayalara küçük motolu araçlara ve bisikletlere daha saygılı olmayı gereğinden fazla yaklaşmamak gerektiğini kursta anlatmakta yarar var bu aşamada anlatmak bile çok geç en azından bunu başarsak bile bir adım ileriye gitmiş oluruz.

    Motorsiklet kullanıcısı olarak önem sırasına göre birkaç konuya dikkat çekmek isterim;

    Giyim: En önemli faktör giyinmektir, yukarıda dikiz aynasına çarpan videoyu bir daha izleyin. Kaza sonrası eldivene ve botlara dikkatiniz çekerim. Bu arkadaş soğuk kanlılıkla önce motoru kapadı sonra eldivenin bileklerindeki kilitleri açarak ilk hissetiği acıya yöneldi. Elde kaltesiz bir eldiven olsaydı parmakları kırılabilir yere düştüğünde ilk temas eden eller o anda zımparaya dönüşen asfalt elleri eritebilir. (Eldiven olmasaydı demiyorum olmaması çok ayıp) Dikkatimi çeken ikici detay botlardı motora biniyorsan mutlaka bilek, topuk ve parmakları koruyan bot olmazsa olmaz. Scooter’a biniyoruz bunlarda nereden çıktı gibi düşünenler vardır mutlaka ama öyle düşünmeyin. Yazıda da geçtiği gibi kask, mont önemli ayrıca pantalonu unutmayalım, mümkünse kevlar kullanılmış olmasını tercih edin.
    Dolabınızda yer açın ve ekipmanların en kalitelisini alın, yoksa ekonomik fiyatlara birden fazla aldığınız ekipmanlar hem yer kaplar hemde daha fazla para harcamış olursunuz totalde.

    Eğitim: Eğitim şart, motorunuz var, kıyafetlerinizi aldınız almadıysanız zaten eğitime almazlar.
    Eğitim sonunda bir sertifika veriliyor, bu eğitimi düzenli olarak almakta yarar var, kapalı alanda pratik yapma şansımız yok malesef eğitimde bu fırsatı buluyorsunuz, fiziksel açıdan spor/antreman gibi oluyor. Teorik açıdanda motora binmeden önce yapmaniz gerekenler konusunda bilgi sahibi oluyorsunuz. Fren, panik fren, slalom, düşük hızda manevra, önünüze çıkan birinin neresinden geçersiniz daha bir çok detay. Arama motoruna yazarak bu köklü eğitim derneklerinin iletişim bilgilerini bulabilirsiniz. OMM ve EMOK olarak derneklerine ulaşabilirsiniz.

    Benimde tavsiyem: Işıklarda araçların önünde durmamaya özen gösterin, abiler ya da ablalar tweet atarken farkında olmadan arkadan bindirebilir ve oluyorda. Yolda sürüş yaparkan araçın sizi göreceği posizyonda yer alın bunu eğitimde öğrebilirsiniz. Mümkün olduğunca sağ dikiz aynasından sizi görecek şekilde sürün ve kendiniz her zaman kaçmak için cep posizyonu bulundurun. Arabanın arkasında gitmek sadece ani durmasından dolayı oluşacak tehlike dışında yurdumuzun bozuk yolları ve arabanın ortalaması sonucundan sizin küt diye çukura düşmenize neden olabilir. Son olarak çok fonksiyonlu alet edevat aleti birde motor için ilk yardım çantası, tabi ilk yardım bilgiside olursa tam olur. Kitap olarak OMM ve EMOK (Küçük motorlarla başlangıç eğitimine katılanabiliniyor bir değişiklik olmadıysa) derneğinden alabileceğiniz Tam Hakimiyet isimli kitabı temin edebilirsiniz isterseniz. Ayrıca kitap okumayı sevenler için Zen ve Motorsiklet Bakım Sanatı tavsiye olunur.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Kevlar
    http://www.emok.org/
    http://tr.ommriders.com/t/10/
    https://www.riderdenim.com/

    Hakan beyin dediği gibi yorgunsanız, kafa doluysa binmeyin. Tam koruma şart, tekeriniz hep yere bassın.

    Sevgiler.

  8. ahmet avatarı
    ahmet

    düşük hızlarda ön fren kullanmak hem motorun hem sizin dengenizi bozar.iyi bir bakış ve planlamayla ön freni hiç kullanmayabilirsiniz diye de dusunuyorum.

  9. Armağan Can Ercan avatarı
    Armağan Can Ercan

    Barkın Bayoğlu bu konuda yetkin biri sanırım.Altın elbiseli adam adında bir tv serisi vardı fakat maddi problemlerden dolayı kaldırılmıştı.Yararlı olacağına inanıyorum

  10. deniz avatarı
    deniz

    Teşekkürler oncelikle 3 kere kaza yaptım. Scooter surucusuyum. Tum kazalarim yere dokulen ya mazor yüzünden yada sicak asfalt dokulup yola yağ cikarmasindan dolayi. Yollara dikkat edilmiyor. Si ne kadar dikkat li olsaniz da bi baskasi dikkat etmeyince gene olumcul kazalara n eden oluyorlar.

  11. Mustafa ozal avatarı
    Mustafa ozal

    Emniyet şeritinden gitmek yasak ve zaman zaman ceza geliyor adrese. Sivil plakalı araçlardan fotoğraf çekiyorlar ve cezaya ekleniyor. Bu güne kadar ceza gelmediyse çok şanslısınız.

    1. M. Serdar Kuzuloğlu avatarı

      Polis kontrol ve uygulama noktalarından geçerken bile bir şey demiyorlar. İçiniz rahat olsun.

  12. Nazım avatarı
    Nazım

    “Dolu taksinin önünde, boş taksinin arkasında gitmeyin!” savı kısmen doğru olmakla birlikte tamamen doğru değil. Cümle şöyle olmalıdır “Taksi, dolmuş ve otobüslerin yakınında bulunma!”. 1 defa dolu taksiye boş yolda en sol şeritte arkadan çarpmış, 1 defa da servis otobüsü tarafından yandan çarpılmış (şoförü görmediği söyledi!) biri olarak doğru olanın bu olduğunu söyleyebilirim.

  13. Uğurcan avatarı
    Uğurcan

    “Motorun ön ve arka freni (üst modeller dışında) ayrıdır. Arka frenle yavaşlar, ön frenle durursunuz. Ön frenle yavaşlamayı mümkünse hiç düşünmeyin. Ön freni biraz fazla kaçırırsanız motor kontrolden çıkar ve kendinizi yerde taklalar atarken bulursunuz. Hatta mümkünse ön freni kullanmayın bile. Arka frenle 20-30 km hıza düştükten sonra ön frenle de takviye yapın.”allahaşkına bu kadar cahilce bir yorum yapıp insanları gerçekten zor duruma düşürebileceğiniz hiç mi aklınıza gelmiyor? Ön freni kullanmayın ne demek ya, süs mü o? Siz gidin de önce bir ileri sürüş eğitimi alın böyle ahkam kesmeden önce. Vespa kullanan biri olarak söyleyeyim, kombine fren vespayı durdurmanın en iyi yoludur her zaman.

  14. Onur Özdemir avatarı

    Frenleme konusu dışında katılıyorum 🙂 Frenleme konusuna yabancı kaynaklardan tekrar göz atmalısınız. Belki düşük cc’li motosikletler için “birazcık” doğru olsa da, daha yüksek hacimli motorlarda arka fren highside düşüşe neden olacak ve lowside’a göre daha kötü sonuçlar doğuracaktır.

  15. Motorcu avatarı
    Motorcu

    Motor ön fren ile durur. Reşat Hocanın kitabını tekrar okuyun lütfen…

  16. Bora avatarı
    Bora

    Fren konusunda size katilmiyorum.. Zira motorda turu ne olursa olsun esas on frendir… Onemli olan fren yapma aninda motorun dikey durumda olmasi ve frene uygulanacak baski gucunun dengeli olmasidir… Arka fren daha ziyade viraj alirken daha ziyade dusuk hizlarda kullanilir…

Görüşlerinizi paylaşın: