Birleşme ve satın alma adına bol sıfırlı çekler ilk olarak 1900’lerin başında ABD’nin demiryolu şirketleri için yazılır. Ardından sıra ulaşım ve taşıma ile doğrudan ilişkili akaryakıt sektörüne gelir. “En değerli şirketler” listelerinin gedikli üyelerini barındıran ulaşım ve enerji sektörü, 2000’li yılların başına dek yatırımların neredeyse tamamını kendine çeker.
Devrin değişimine yönelik en bariz işaret 2000 yılında dönemin en büyük internet erişim sağlayıcısı AOL ile medya devi Time Warner’ın birleşmesi oldu. Yeni binyıla yaraşır bir çılgınlıkla Time Warner bugünkü karşılığıyla 322 milyar dolar gibi akılalmaz bir bedeli dijital çağa ayak uydurma hevesiyle gözden çıkardı. (Ne var ki bu maya tutmadı ve ortaklık 2009’da bozuldu. Bugün AOL’in değeri 4 milyar doların altında.)
İnternetin altyapı ve içerik sağlayıcıları arasındaki boşluğu doldurma amacıyla kullanılan paraların bir sonraki durağı sosyal medya girişimleri oldu. YouTube, Instagram, WhatsApp gibi bir avuç çalışana sahip küçük yapılar yine milyarlarca dolara el değiştirdi.
Bugün “milyar dolar” seviyesindeki yatırımlar tuvalette oynadığınız mobil oyunların üreticilerine has. Trilyon dolarlık şirketler çağının yeni yıldızı “yapay zeka”. En çok parlayanı ise sağlık alanındaki yapay zeka girişimleri.
Algoritmalar ile sağlığın kesişiminde erken teşhis, kişiselleştirilmiş tedavi, ilaç geliştirme, uzaktan sağlık gibi pek çok vaat ve potansiyel var. Bu girişimcilerin hayalleri gerçekleşirse, bir dönem nasıl olup da tedavi için hastalanmayı beklediğimizi ya da eczanelerde satılan birörnek (kişiye özel hazırlanMAmış) ilaçları kullandığımızı anlamlandırmaya çalışacağız.
Genetik kopyala / yapıştır: CRISPR-Cas9
Bedenimizin işletim sistemi olarak düşünebileceğimiz DNA, hücrelerimizin içinde yer alan ve anne – babamızdan aldığımız genetik özelliklerin kaydını saklayan; çift sarmallı, zincire benzer bir yapı. İnsan DNA’sı yaklaşık 3 milyar parametreye sahip. Bunu yan yana dizilmiş 3 milyar harflik bir kod gibi düşünebilirsiniz. Bu dizilimdeki değişkenler boyumuz, kilomuz, göz rengimiz gibi temel verilerin yanısıra hastalığa sebep olacak bozuklukları içeriyor.
CRISPR-Cas9 tekniğinde önce DNA’nın değiştirilecek kısmı belirleniyor. Ardından “suçlunun” eşgali Cas9 proteini içindeki rehbere (RNA) verilerek hücre içine yollanıyor. Cas9 aranan şüpheliyi tespit ettiği anda DNA zincirinden koparıp atıyor. Hazırlanan doğru dizilim aynı yöntemle DNA zincirine yerleştiriliyor ve böylece hücrenin yazılımı en son sürüme güncellenmiş oluyor.
Biyo-yakıtlar ya da GDO olarak anılan genetiği değiştirilmiş organizmaların hemen hepsi CRISPR-Cas9 yöntemle düzenleniyor. İnsan üstündeki ilk deneme 2019 yılında 34 yaşındaki bir “orak hücre anemisi” hastasında gerçekleştirildi.
Ek bilgi: Tekniğin mucitleri Emmanuelle Charpentier ve Jennifer A. Doudna, 2020 yılında kimya dalındaki Nobel Ödülü’nün sahibi oldu.
Sağlık ile teknolojinin en heyecan verici meyvelerinden biri gen düzenleme tekniği CRISPR(Cas9). Birçok hastalığın ve genetik bozukluğun çözümü olma iddiasındaki bu yöntemin yapay zeka ile birleşimi ise çok daha büyük bir vaat paketine sahip.
2022 yılında ABD’de hayata geçen Profluent adlı girişim, yapay zeka desteği ile protein tasarımı ve CRISPR uygulamaları alanında çözümler geliştiriyor. Bu ay duyurduğu “OpenCRISPR-1” adlı çözüm, şirketin kendi geliştirdiği geniş dil modeli (LLM) ve üretken (generative) yapay zekası ile çalışan bir gen düzenleme aracı. İki sıradışı ayrıntısı daha var: adından anlaşılacağı gibi açık kaynaklı ve ticari alanda dahi kullanımı ücretsiz. Kullanmak için tek şart, Profluent’tan lisans almak. Firma bunu etik ve yasal kullanımı garantilemek için talep ediyor.
OpenCRISPR-1, insan yaşamını geliştirecek yeni moleküller üretmek, aşı ve ilaç geliştirmek gibi heyecan verici bir geleceğin kapısını aralıyor. Ne var ki henüz klinik deneyleri sonuçlanmadığı için geleneksel CRISPR kadar etkili olup olmadığı belli değil.Önümüzdeki dönem, sağlık sektörünün gayet makul gerekçelere dayanan temkinli yapısı ile teknoloji sektörünün “hemen piyasaya sür, sonra düzeltirsin” hoyratlığı arasındaki çekişmelerle geçecek gibi. İnsanın işletim sisteminde oluşacak hataların cep telefonunuzundakilerden çok daha hayati olacağı kesin.
Trilyon dolarlık bu yeni sektörün iştahlı ve telaşlı yatırımcılarını dizginlemenin kolay olmayacağı da ortada.
(3 Mayıs 2024 tarihli Oksijen gazetesindeki yazım.)
Görüşlerinizi paylaşın: