7 trilyon dolarlık yapay zeka bahsi

OpenAI şirketinin CEO’su Sam Altman sadece teknoloji sektörünün değil; insanlık tarihinin en büyük yatırımının peşinde dünyayı turluyor.

Yapay zeka sektörünün açık ara lideri OpenAI’ın olaylı CEO’su Sam Altman, geçtiğimiz hafta Birleşik Arap Emirlikleri’ndeydi. Seyahatin amacı, geleceği şekillendireceği şimdiden aşikar bu sektörün hammaddesi olan çiplerin üretimini artıracak ve hızlandıracak maddi kaynağı bulabilmekti. Gayretini sıradışı hale getiren ayrıntı ise bu uğurda talep ettiği bedeldi: 7 TRİLYON dolar!

Karbon salan fosil yakıtlardan elde edilen gelirin silikona dönüşümü kulağa hoş gelse de dünyanın en büyük ekonomisi ABD’nin gayrısafi hasılasının dörtte birine yakın bu arayış, petrol sarhoşluğuyla dahi kabul edilebilir türden değil. Dünyanın en değerli iki şirketi Apple ve Microsoft’un toplam değerine denk bedelin nasıl bir projeksiyona sahip olduğu da belirsiz. Ancak çip sektörünün yıllık cirosunun 527 milyar dolar olduğunu ve ancak 2030 yılında 1 trilyon dolar gelir hedeflendiğini düşününce Altman’ın gerçekten büyük bir hayali olduğu kesin. Bu süreçte görüşülenler arasında BAE Varlık Fonu’nun yanısıra ABD hükümeti, teknoloji alanındaki yatırımlarıyla tanınan Japon yatırım grubu SoftBank ve dünyanın en büyük çip üreticisi Tayvanlı TSMC de yer alıyor.

OpenAI, gelecek stratejisinin temelinde çip, enerji ve veri merkezi alanlarındaki küresel altyapının ve tedarik zincirinin geliştirilmesinin yattığını söylüyor. Yine de bu üç sektörün mevcut toplamı dahi hedeflenen yatırımın ölçeğini açıklamakta aciz kalıyor.

Rakipler de durmuyor

Bu alandaki arayış OpenAI ile sınırlı değil. Yüzde 80 pay ile sektörün açık ara lideri ABD merkezli Nvidia, bu hafta kurduğu bulut bilişim ve yapay zeka uygulamalarına özel birimiyle 30 milyar dolarlık yeni bir yatırımı duyurdu. Geçtiğimiz yıla kıyasla değerini 3 kat artırarak 1,7 trilyon dolara ulaştıran şirketin bu yatırımla üreteceği “H100” kodlu çiplerin tanesi 100 bin dolar bedele sahip olacak.

Diğer yandan İsrailli yarıiletken şirketi Tower, bu hafta 8 milyar dolarlık yatırımla Hindistan’da kurmayı planladığı çip fabrikası için hükümete teklif sundu. Ancak bu tesisin üretmeyi hedeflediği 65 ve 40 nanometrelik çipler yapay zeka algoritmalarının ihtiyaç duyduğu kapasiteyi sunmaktan uzak. (Hindistan yönetiminin benzer girişimler için 10 milyar dolarlık bir teşvik paketi açıkladığını da bilgilerimiz arasına ekleyelim.)

Bu alandaki varlığını artıran Çin ise ABD’nin bütün yaptırım ve ambargolarına rağmen gelişimini sürdürüyor. Ülkenin en büyük çip üreticisi SMIC, Şanghay’daki tesisinde Huawei tarafından geliştirilen “Kirin” kodlu 5 nanometrelik çipi imal etmeyi başardı. Hedef, şu anki zirveyi temsil eden 3 nanometrelik çip üretimi.

Bu kadar anmışken “nanometre” kavramını da açmakta fayda var. 1 metrenin milyarda birine denk gelen nanometre (nm), çip jargonunda otomotiv dünyasındaki beygir ya da tork oranı benzeri bir değeri temsil ediyor. Çipin temel bileşeni olan silikon transistörler ne kadar küçülürse, sayısı da o kadar artıyor. Dolayısıyla işlem kapasitesi o oranda yükseliyor. Örneğin 3nm ölçekli bir çipte yaklaşık 19 trilyon transistör yer alıyor. 2030 yılında 1nm seviyesine ulaşması bekleniyor. (Karşılaştırma adına bir bilgi: Grip virüsünün boyutu 100nm!)

Oyunun tek kaybedeni

Bugün ABD ve Çin arasında süregiden bu teknolojik rekabet, esasında Avrupa’da başlıyor. 1891’de Hollanda’da kurulan ve teyp kasedi, CD, DVD, Blu-ray gibi onlarca teknolojinin mucidi Philips, pek bilinmese de yarıiletken alanındaki dünya devlerinin neredeyse tamamının kurucusu.

2000’lerin başında dünyanın en büyük ikinci yarıiletken şirketi unvanına sahip şirket, bu alandaki stratejik hataları sonucu 2006 yılında fabrikalarını NXP’ye sattı. NXP’nin bugünkü değeri Philips’in 4 katı. Çip sektörünün küresel lideri TSMC’nin üretiminini mümkün kılan makinelerini üretebilen dünyadaki tek şirket ASML de yine Philips’in 1984 yılında kurduğu ve 4 sene sonra satarak bünyesinden uzaklaştırdığı bir diğer yapı. ASML ise bugün Avrupa’nın en değerli markalarından biri. Dahası, TSMC de yine Philips’in 1986 yılındaki yatırımıyla hayata geçen ve yüzde 27,5 ortağı olduğu bir oluşum. Ne var ki o da birkaç sene sonra markanın elden çıkardığı yatırımlar listesindeki yerini aldı. TSMC’nin pazar değeri bugün 530 milyar dolara yakın. Bir başka deyişle Philips’in 27 katı.

Çip üretimindeki rekabetin yumuşak karnı ise üretimde ihtiyaç duyulan nadir elementler. Özellikle germanyum ve galyum gibi bazı kritik hammaddelerde Çin neredeyse tekel konumunda. ABD’nin belaltı hamleleri sebebiyle ihracatına kısıtlama getirdiği bu elementler olmadan sektörün üretim yapması mümkün değil. Bu sebeple Avrupa ve ABD’deki bazı madenlerin yeniden faaliyete geçmesi için çalışmalar hızlandırıldı.

Dünya gündemini işgal eden yapay zeka konusunda genellikle yazılım şirketlerini duyuyoruz. Ancak sektörün geleceğinde en az onlar kadar arka planda amansız bir rekabet yürüten üreticiler de belirleyici olacak.

(16 Şubat 2024 tarihli Oksijen gazetesinde yayımlanan yazım.)


Yorumlar

Görüşlerinizi paylaşın: