Devletin özel sektörle ilişkisinin sadece vergi toplamayla sınırlı olduğu zaman çok da uzak bir geçmişe dayanmıyor. Ancak dünyanın 16. büyük ekonomisi olan ve 100. kuruluş yıldönümüne denk gelen 2023’te (yani 11 sene sonra) dünyanın en büyük 10. ekonomisi olma hedefine sahip Türkiye’de devletin özellikle teknoloji, yenilikçilik (inovasyon) ve ARGE (araştırma-geliştirme) alanında seyirci kalması pek de akıllıca değil.
Bu konuda bir süredir KOSGEB‘den TÜBİTAK‘a kadar farklı kurumlarda yürütülen destek, kredi ve hibe çalışmaları çok daha yapıcı ve heyecan verici bir dönemece doğru ilerliyor.
Cumhurbaşkanı’nın ABD ziyareti kapsamında heyette bulunan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ile sohbetimizden aldığım bazı notlar sanıyorum özellikle teknoloji alanında faaliyet gösteren, fikri olan ve umut taşıyan herkes için ilgi çekici olacaktır:
- Türkiye’de mevcut 45 teknopark hizmet veriyor.
- Sunulan teşvikler kapsamında 150 şirket en az 50 mühendis barındıran ARGE merkezi kurdu.
- Bursa, Konya, Kocaeli ve Kayseri’de yeni bilim-teknoloji merkezleri için çalışmalar sürüyor.
- Sabiha Gökçen Havaalanı yayında Gebze Teknoloji Merkezi’ne yönelik arazi yeni ve bağımsız bir yapılanma için ayrılmış.
- Tekno Girişimci programı kapsamında 150 milyon TL’ye çıkan bütçeyle yeni fikir ve girişimciler destekleniyor.
- ABD, Rusya, Hindistan, Kore, Çin, İngiltere ve Almanya’da gönüllüler tarafından yürütülen Bilim ve Teknoloji Ateşelikleri kurulmuş. Bu ateşeliklerde hem bilgi alışverişi, hem de karşılıklı fayda için çalışılıyor.
- Tekno Girişim programı kapsamında 2012 yılında 150 milyon TL bütçeyle teknoloji projeleri destekleniyor.
- Bu kapsamda 2009-2011 yılları arasında 472 proje desteklenmiş.
- 2012’de toplam 500 yeni projenin desteklenmesi hedefleniyor.
- Desteklenen projeler içinde uygun görülenlere sunulacak karşılıksız destek tutarı 550 bin liraya çıkacak (bu pek çok internet projesi için fazlasıyla yeterli bir rakam)
- Bakanlık tarafından desteklenen projelerden seçilecek 20 tanesi bu sene ilk defa ayrı bir kategoride değerlendirilecek. Bu kapsamda proje sahipleri bütün masrafları devlet tarafından karşılanarak 3 ay boyunca ABD başta olmak üzere çeşitli ülkelere gönderilerek yurtdışındaki fırsatları kovalayacak.
- Aynı kapsamda TÜBİTAK da yeniden yapılanıyor.
- Dünyanın çeşitli ülkelerinde görev yapan Türk biliminsanlarından seçilecek 100 kişinin davet edileceği İstanbul merkezli bir zirve düzenlenecek. Buradaki hedef bilgi alışverişi, tecrübe takası ve ulusal stratejinin çizilmesi. Bu toplantı her yıl tekrarlanacak.
- Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen yeni tasarıya kabul edilirse yeni düzenlemede Türkiye’de yerli ya da yabancı melek yatırımcı (şahıs ya da fon) 5 yıl boyunca firma, kişi ve projelere yatırdığı bedeli vergiden düşecek.
- Yine 5 yıl boyunca bu yatırımlar üstünden elde ettiği gelirlerde vergiden muaf olacak.
- Bu 5 yıl içinde hiçbir şekilde şirketin yüzde 50’sinden fazlasına ortak olamayacak.
- Yatırımcı mantığı içinde 5 yıl içinde şirketteki hissesini satmak zorunda.
Yukarıda paylaştığım 4 madde Türkiye’deki internet girişimleri için yeni bir dönemin habercisi. Yerli-yabancı ayrımı yapılmaması da dikkatten kaçmamalı. Bu konunun detaylarına ileride ayrıca girmeyi düşünüyorum. Ana hatlarıyla bir incelemeyi Osman Arıoğlu’nun Bugün gazetesindeki yazısından inceleyebilirsiniz.
Son olarak bunca bahsi geçen desteklerle ilgili Bakan Ergün’den aldığım güncel rakamları paylaşayım:
- 2009 yılında destek için 140 başvuru yapıldı ve 72’si seçildi.
- 2010’da 30’u Türkiye dışından 700 proje başvurdu.
- 2011’de 800 proje başvurdu ve 300’ü desteklendi.
- 2012’de desteklenecek 500 proje için 2 bin 500 başvuru yapıldı.
- Desteklenen 472 projeden sadece 2’si hayata geçemeden şirketini kapattı.
Türkiye’nin bu alandaki hevesi ortada. Bunun daha iyi tanıtılması durumunda çok daha fazla sayıda kişiyi içine alacağını, proje sayısını patlatacağını düşünüyorum. Özellikle genç girişimcilerin mevcut Türk melek yatırımcı dünyasındaki çaresizlik, hayalkırıklığı ve umutsuzluğunu düşününce devletin teşvik ve destekleri çok daha heveslendirici geliyor.
Bakan Ergün’e şu ana kadarki desteklerin ne kadar amaca hizmet ettiğini sorduğumda ilginç bir cevap aldım: “Ben gençlere bizzat diyorum, alın bu desteği, vicdanınız elveriyorsa har vurup harman savurun. Bugüne kadar kimler devletin parasını sömürüp çarçur etmiş. Biraz da sizin gibi kafası çalışanlar etsin gerekiyorsa. Devletin kaynakları içinde yüz bin lirayı kaybetmişiz çok değil. Bu gençlerden çok daha fazlasını kazanacağız.” .
Bir Bakan için oldukça cüretkar bir açıklama.
Neyse ki şu ana kadarki süreç kimsenin böyle bir motivasyonla hareket etmediğini açık seçik gösteriyor.
Ergün’ün bahsettiği bir diğer ilginç fikirse üniversitelerin yenilikçilik ve girişimcilik karnesinin yayınlanması. Buna göre Türkiye’deki üniversiteler patentleri, buluşları, yayınladığı makale ve daha da önemlisi bu makalelere yapılan atıflar, SANTEZ ve Tekno Girişimci katılımları, akademisyenlerinin kurduğu firmalara göre değerlendirilerek sıralanacak. Böylece farklı bir üniversite kalite sıralaması oluşacak. Akademisyenlerin buna pek olumlu bakmayacağına adım gibi eminim.
Özetle bir fikriniz ve kendinize güveniniz varsa KOSGEB ve Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı kapsamındaki Tekno Girişim ve SANTEZ desteklerini yakından takip etmenizde fayda var.
Cebinizde paranız ve etrafınızda iyi fikirlere sahip gençler varsa, yatırım için güzel bir ortam da çok yakında…
Görüşlerinizi paylaşın: