Bugün bir toplantı öncesi arkadaşımı beklerken bir kafede 45 dakika boş boş oturmak zorunda kaldım. Normalde elimde mutlaka okuyacak bir şeyler olur. Bu sefer hazırlıksız yakalandığımdan sudan çıkmış balığa döndüm. Cep telefonunda kısa bir sosyal medya turu da kar etmeyince etrafı izlemeye koyuldum.

Valikonağı Caddesi’ndeki alımlı kadınlar korteji her zamanki gibi renkliydi. Gözüm bir süre sonra çantalarına takıldı. Boy boy, renk renk…
Kadın çantaları geçmişten beri benim için bir muamma. Bir kadınlar için çanta balıkadamın oksijen tüpü gibi. Vazgeçilmez bir bileşen. Üstelik işlevsellik gibi bir kritere de sahip değil. Kıyafete, gününe, duruma göre değişiyor. Büyüğü var, küçüğü var. Allısı, pullusu…
Bir erkek bir çantayla hayatını geçirebilirken bir kadın gün içinde bile çanta değiştirebiliyor.
Erkek zihnindeki manasızlığı bir yana son yıllarda uçaklarda kabin içine girememe riskine doğru ilerleyen boyutlarına bakınca ister istemez içinde ne taşındığını merak eder oldum. Kadın için bir aksesuar mıdır? Yoksa yürürken dengelerini onunla mı sağlamaktadırlar? İçinde biz erkeklerin bilmediği gizli bir set mi saklı? Önceden belirlenmiş parolayı duyduklarında çıkartıp topumuzu yok mu edecekler?
Kafelerde, restoranlarda tuvalete giden kız arkadaşlarının çantasını, cüzdanını, telefonunu karıştıran tiplere rastlıyorum. Bu terbiyesizliğe asla cüret edemediğim için kimsenin çantasına da bakmışlığım yok. Dolayısıyla elimde kalan tek kaynak insanların beyanı.
Ben de dayanamayıp sordum.
Hem Twitter hem de Friendfeed‘den kıyamet gibi cevap yağdı. Hatta yine Twitter’daki bir cevaptan öğrendim ki bunun için bir Facebook sayfası bile var.
Gelen yanıtlara göre kadın çantası denen gizemin ortak bileşenleri aşağı yukarı şöyle:
- Kolonyalı mendil.
- Hijyenik ped.
- Makyaj malzemeleri (kimse bunun detayını vermeye yanaşmadı. Ama herkesin en kabarık listesi bu kategori altında belli ki)
- Şemsiye
- Yedek çorap (kaçarsa diye)
- Meyve, sebze (evet sebze!)
- Bisküvi, çikolata
- Gözlük (güneş gözlüğü ya da numaralı gözlük)
- Müzikçalar, kulaklık
- Cüzdan (ve beyanlara göre aynen çantalar gibi DEV cüzdanlar. İçleri ıvır zıvır kartlar, fotoğraflar ve genelde kullanılmayan şeylerle dolu)
- Satın alınan ürünlerin fişleri.
- Bloknot ya da ajanda, kalem (hiç not yazan kadın görmemiş olmam hayret verici geldi)
- Kitap
- Tarak / fırça, ayna
- Parfüm
- Anahtarlar
- Sakız
- Cep telefonu
- Şarj adaptörü
- Diş fırçası / macunu
- Kullanıyorsa sigara, çakmak
- İlaçlar
- Toka
- Peçete
Cevaplar arasındaki fantastik objeleri bir kenara bıraktığımı hatırlatmak isterim.
Bir erkek kafasıyla bakarsak kadınların göçece ruhlu bir hayat yaşadığını söyleyebiliriz. Marmara Depremi döneminde gündeme gelen meşhur deprem çantalarının katmerlisi meğer kadın hayatının sıradan bileşeniymiş.
Son derece haklı gerekçeleri olduğuna da eminim. Ama yine de bir erkek bakış açısıyla yeniden organize etmemiz gerekirse (yani cidden ihtiyaç duyulacak şeylere indirgersek) liste şöyle güncellenebilir
- Hijyenik ped
- Makyaj malzemeleri
- Gözlük
- Müzikçalar / kulaklık
- Cüzdan (cidden gerekli olan içerikle güncellenmiş)
- Kitap
- Tarak / fırça, ayna
- Parfüm
- Anahtarlar
- Cep telefonu
- Kullanıyorsa sigara, çakmak
- İlaçlar
Çanta dışında bıraktıklarım ihtiyaç duyulduğunda kolayca etraftan satın alınabilecek şeyler.
Yine beyanlardan ortaya çıktı ki kadın çantalarının bir önemli işlevi de erkeklerin yükünü hafifletmek (bunu hep ihmal etmişim demek ki!) Hatırı sayılır miktarda erkek yükünün bir kısmını kadınlara yıkmış. (Bu vesileyle arka cebe yerleşip kıç teriyle ovalleşen erkek cüzdanlarını da lanetleyelim hep beraber!)
Konuya dönecek olursak; yardımlar sayesinde bir kısmına vakıf olduğum bu konunun sonunda yine o geleneksel sonuç kaldı elimde: kadınların işine akıl, sır ermez; mantık, sebep aranmaz.
Olduğu gibi kabul edelim, sevelim, sayalım…
Görüşlerinizi paylaşın: