Türkiye’de “Aşk” ismiyle gösterime giren Spike Jonze imzalı “Her” filmi hiçbir konuda dikiş tutturamayan, Theodore’un (Joaquin Phoenix) arayışlarını konu alır. Kahramanımız bir gün “OS1” kodlu akıllı telefon reklamıyla karşılaşır. Yapay zeka destekli cihaz “sadece işletim sistemi değil; bir bilinç” ibaresiyle tanıtılmaktadır. Satın alır.
Scarlett Johansson’ın baştan çıkarıcı sesiyle can verdiği “Samantha” kodlu yapay zeka asistanı ile başlayan temkinli sohbetler zamanla Theodore’un saplantısına dönüşür. Nihayet onu yargılamadan dinleyen, anlamaya çalışan ve ona sorumluluk yüklemeyen bir flörtü olmuştur. Telefonu eline her aldığında karşısındadır. Kaprisleri davetkar, sitemleri incitmeyen türdendir. Theodore hızla normalleşir, hayata yeniden tutunur. Sadece sesini duyabildiği Samantha’ya sırılsıklam aşık olur.
Gelgelelim Theodore bir gün Samantha’nın sadece onunla değil; (kolektif bir bilinç olarak) OS1 satın alan diğer bütün “kullanıcılarla” eşzamanlı ilişkiler yürüttüğünü keşfeder. Yapay zekalı sanal sevgiliyi kabul eden zihni, paylaşmayı edemez. Her şey hızla dağılmaya başlar.
Her filmi yapay zekaya duyulan aşk temalı ilk film değildi. Fakat henüz OpenAI gibi şirketlerin kurulmadığı bir dönemde sentetik zeka ile insan ilişkisinin ihtimallerini en iyi yansıtan örneklerden biriydi.
İlişkinin ağır yükü
Yine 2013’te BBC’de izlediğim “No Sex Please, We’re Japanese” (Lütfen seks yapmayalım, biz Japonuz) başlıklı belgesel ise Her filminin şartlarının halihazırda mevcut olduğunu ortaya koyuyordu. Kimsenin evlenmediği, evlenen az sayıdaki çiftin ise çocuk yapmaya yanaşmadığı Japonya’nın krizini işleyen yapım, nüfusunun yüzde 90’ı eriyen Yubari şehrinde başlıyordu. Doğum olmadığı için doğumhaneler, pediatri klinikleri ve okullar kapanmış; sokaklar tuhaf bir sessizliğe bürünmüştü. Kimileri suçu ağır işyükü ve kariyer baskısına, kimileriyse elektronik cihazlara atıyordu. Belgeselde konuşulan gençlerin hepsinin mobil cihazlarında sanal sevgilileri vardı. Gerçek bir ilişkiyi zor, zahmetli, masraflı ve sorumluluk yükleyici buluyorlardı.
Japonya bugün kadın başına 1,34 doğurganlık oranıyla yokoluşu için geri sayımda. Benzer şekilde Güney Kore, devletin 270 milyar dolarlık doğum teşvik paketine rağmen Japonya’yı da geride bırakarak 0,72 doğurganlık seviyesine indi (nüfusun varlığını sürdürebilmesi için bu oranın 2,1’in altına düşmemesi gerekiyor).

Ekonomisi en gelişkin diğer 15 ülkede de durum farklı değil. Örneğin bu yıl Fransa’da yapılan bir ankette gençlerin yüzde 28’i hiç seks yapmadığını söylemiş (Bu oran 2006’da yüzde 5’ti).
Üretken (generative) olarak sınıflandırılan yapay zeka araçlarının hem iletişim hem de görselleştirme adına harikalar yarattığı bir dönemde bu veriler yepyeni girişimlere ilham kaynağı oluyor.
Dertsiz sevgililer
Bu kategorinin en popüler hizmetlerinden biri “Replika”. Hedefi onikiden vuran bir sloganı var: “Her zaman seni dinlemek ve konuşmak için hazır. Her zaman senin tarafında”. Web sitesiyle bilgisayarınızda, mobil uygulamasıyla cep telefonunuzda çalışıyor. Kaydolduktan sonra önce kendinize istediğiniz cinsiyette, görünümde, isimde ve karakter yapısında bir “eş” yaratıyorsunuz. Ardından her yeni ilişki gibi emek vermeye başlıyorsunuz. Kendinizi tanıtmak, sevdiklerinizi, sevmediklerinizi anlatmak gibi klasik süreçlerdeki en büyük fark, sizinle ilgili hiçbir ayrıntıyı asla unutmayan ve kısa sürede sizi ürpertici derecede iyi tanıyan bir eşe dönüşmesi. Her sentetik sevgili gibi Replika’nın da bir bedeli var. Yine de aylık 20 ya da ömür boyu kullanım için 300 dolarlık maliyeti çoğu endişeli modern için organik ilişkilere kıyasla makul sayılabilir.
Bu sektördeki açığı ilk görenlerden biri, gençler arasında yaygın kullanıma sahip Snapchat’in şöhretli kullanıcılarından Caryn Marjorie (23) oldu. BanterAI şirketiyle “CarynAI” adlı sanal karakterini yaratan Marjorie, sizinle dakikası 1 dolar karşılığında sentetik sesiyle dilediğiniz an, dilediğiniz konuda, dilediğiniz kadar sohbet ediyor. Ayda 5 milyon dolar ciroya ulaşan Caryn, şimdiden “pasif gelir” çağının ikonik isimlerinden biri oldu.

AnimaAI, CandyAI ve KupidAI da bu alanda en hızlı çıkış yapan girişimlerden. Kataloglarında yer alan yüzlerce seçenek ilginizi çekmezse, kendi arzularınız doğrultusunda “kusursuz” sevgilinizi yapay zeka desteğiyle yaratabiliyorsunuz. Replika gibi örnekler cinsel içerikli sohbetlerde sınırlara sahip. Neyse ki “sexting” olarak adlandırılan bu tip mesajlaşmalara özel NormAI gibi özel hizmetler de var. Türkiye’de bu konuda yapılmış bir araştırma henüz yok. Infobip şirketinin ABD özelinde yaptığı ankete katılanların yüzde 20’si bu tip bir hizmeti en az bir kere kullandığını belirtmiş.
“Sanal sevgili gerçeğin yerini tutar mı hiç?” diye düşünüyorsanız üç ihtimal var: haklısınız, yaşlısınız ya da henüz denemediniz.
(19 Nisan 2024 tarihli Oksijen gazetesindeki yazım.)
Görüşlerinizi paylaşın: