Zihnimin Kıvrımları – 7: Usul, adap, görgü meselesi

Karnımızı doyurmanın sebebi hayatta kalmak. Peki sofra kültürünü neyle açıklayabiliriz? Ya da evlenirken törenler yapıp, türlü şekle girmemizi?

Bölüm başlıkları

05:47 Kaynakça.
08:35 Genel Tanım ve Kavramlar.
15:07 İki gönül bir olunca… (Evlilik)
23:06 Sofra Adabı.
29:31 Geleneklerin, Görgünün ve Kuralların Dönüşümü.
36:30 Kıyafetlerin İdeolojisi.
41:07 Devletlerin ‘Ahlaklı Vatandaş’ Sevdası.
44:42 Estetik Kaygının Zararları.
51:12 Son Sözler.

Kaynaklar

Yorumlar

21 yanıt

  1. Enes avatarı
    Enes

    6’yı 7 olarak yazmamışsın abi bende diyorum niye eskisini koydu 😂

    1. M. Serdar Kuzuloğlu avatarı

      Düzelttim, teşekkürler 🙂

  2. Ramis Alay avatarı
    Ramis Alay

    Kültür Ziya Gökalp’e göre yanılmıyorsan 260 çeşit anlamı olan sihirli sözçük.Alt başlıklarıyla alt kültürün kodları yansıtılıyor.Güzel kaynakça verilen hoş sahbetle menü tercihiniz .Kültürel deyişmelere,toplumsal alışkanlıklara,merdeven dayamak,kısaca geçmişten gelecege köbrü kurmak.

  3. Murat Uysal avatarı
    Murat Uysal

    Haklısınız, hemen abone oldum youtube kanalına 🙂 sanırım farkında değiliz ama böyle bir refleks cidden gelişmiş 🙂

  4. Mert avatarı
    Mert

    Serdar Bey güzel ve güneşli bir Pazar gününden günaydınlar, merhabalar, maalesef at, avrat ve silah kültürü olmak üzere desinleri çok seven bir toplumuz, üniversite mezuniyet sonrasından bu yana yaklaşık 3 ay önce sona erdirme kararı aldığım(iz) evlilikten dönen bir arkadaşlık yaşadık, bağışlayin beni kira dert yok, mevcut ekonomik koşullar da Büyükdere güzergâhta bir otelde ben çok gönüllü olmasam da ailemin düğün yapma isteği o dönem ki arkadaşın yoğun düğün ısrarı olabilir saygı duymak gerekir, neden mi yollar ayrıldı, ofisler de kullandığımız bir kağıt size ile aynı şekilde olan bir araç – araç modelim sözde olmaması sebebiyle çok önemli olmasa da ya da kafaya takmasak da güzel bir yorum gelmişti karşı taraftan biraz tebessüm edelim şu Covid 19’lu günler de 😀 Şu da var bizlerin de hatası olur, herkesin, maddi manevi olmuştur ama her aklımıza geleni konuşur, söylersek ayna da kendimize nasıl bakacağız, kötü eksi yanlarımi sayacak olursam 1 rüzgar sörf board, komple 2 yelken takımı, 1 snowboard, 1 yol bisiklet ve 1 dağ bisiklet ile evlilik kurumuna gidecektim 😀 Arabam maalesef yoktu gerçi hâla yok babamın araç iş görüyor 😀 Bir an sizin eski videolarınizdan Ferrari içerikli geldi,

  5. yusufsonmezcomtr avatarı

    Serdar Abi,

    Değerli derlemeleriniz ve şaşırtıcı bilgiler için teşekkür ederim. Özellikle fes kültürünün bir modernleşme çabasının sonucu olmasına şaşırmakla birlikte, din “kültürü” dersinin Evren cuntası tarafından müfradata sokulması beynimde bazı kıvılcımlara sebep oldu.

    Size bir sorum, ve iletmek istediğim bir rica olacak;

    Gerek sizin, gerek Özgür D. hocam gibi bazı aklı başında kişilerin videolarında sürüsüne bereket kitaplar görüyorum. Kitap okumanın bazı teknikleri vardır. Ben bir kitabı, bir hikayeyi, bir blogu veya bir haberi okurken genellikle yavaş yavaş, sindirerek ve mümkünse anlatılanı yaşayarak okumayı sevdiğim için oldukça yavaş, bazı yerleri ise birkaç kez okurum. Zaten ders kitaplarından da diğer metinlere çok bir zaman ayırmak mümkün olmadığı için bu okuma hızıyla okuduğum kitapları yanyana dizsem 2 metreyi geçmez. Peki sizin okuma tekniğiniz nedir? Göz gezdirerek mi okursunuz, içerisinde olduğunu bildiğiniz bilgileri ihtiyaç duyduğunuzda açıp bakmak için okumadığınız kitapları kütüphanenize ekler misiniz? Yoksa rastgele gördüğü 10 kelimeden paragrafın bütünlüğünü kavrayan kişilerden misiniz?
    Ben mesela bir kitabı okuduktan 1 hafta sonra genel anlamıyla detayları unutan birisiyim, sizde bu bilgilerin kalıcılığı nasıl hasıl olmaktadır? Bu konuda tavsiyeleriniz var mıdır?

    Ricam ise şu şekilde, puro kültürüyle ilgili internette (çoğu eline yakışmayan kişiler tarafından) bir takım videolar ve kanallar oluşturulmuş. Şu güzel kültürü yeni başlayacak kişiler için bir derleseniz de nasiplensek?

    Bu karantina günlerinde gülmeme challenge ve kışkırtma videoları çekmediğiniz için teşekkürler.

    Sağlıklı Günler Dilerim..

  6. Hayat Erkeği avatarı

    başımıza gelen her şey, birileri tarafından onaylanma ihtiyacımızdan kaynaklı. onaylanma ihtiyacımız ise görgüye, kültür vs dönüşüyor. oysa onaylanma için değil de, birilerine veya doğaya zarar vermemek üzerine bir hayat yaşamaya odaklansak bütün sorunlarımız çözülecek. en azından benimkiler çözüldü 🙂 kafam rahat, keyfim yerinde.

  7. Baris avatarı
    Baris

    Serdar Bey merhaba, şöyle adam öldürülmeli gibi kalıp olmaz dediğinizde benim aklıma bazen adabı oluyor diye süsündüm.. özellikle racon denilen bir kavram var. Örneğin Düelloda arkadan vurma, ya da çanakkale savaşında aksamları ateş kesip yaralı ve ölülerini iki tarafın alması, ya da ne biliim hırsızların kendi mahallesini soymaması, capkın birisinin arkasının sevgilisi ya da karısına goz dikmemesi gibi bazen ahlaksızlıgın da bir kültürü olabilir diye dusundum.. sizi dinleyince bunlar geldi aklıma belki katkım olur diye paylaşmak istedim. Emeğinize ağzınıza sağlık. Selamlarımla

  8. Ayşe Coşkun avatarı
    Ayşe Coşkun

    Zihnimin Kıvrımları -7, birinci cümlede “Karnızımızı doyurmanın sebebi hayatta kalmak” yeralan “karnızımızı” kelimesi “karnımızı” olarak yazılmalıydı, değil mi? İyi günler dileğiyle.
    Ne kadar zamanlı bir konu, teşekürrker.

    1. M. Serdar Kuzuloğlu avatarı

      Haklısınız. Düzelttim. Teşekkürler.

  9. Gökhan Yakan avatarı
    Gökhan Yakan

    Amirim bu müzik nedir acaba 😉

  10. Kemal Baransel avatarı

    Serdar Bey, bir noktada “kötülüğün adabı olmaz” dediniz, beki ben farklı anladım ama bana Serdar Turgut’un Şahsi Bir New York Biyografisi kitabında bahsettiği mafyanın raconu’nu hatırlattı. New York’ta 80’ler öncesi hakim olan İtalyan mafyasının net kuralları olduğundan, örneğin, kadın ve çocuklara kesinlikle el kaldırılmadığından, bir şekilde “yamuk yapanların” cezalandırılma şekillerinden, keyfi sebeplerle güç gösterisi yapmadıklarından vs bahseder, sonrasında sokakları ele geçiren Rus mafyasının ise bu görgü (!) kurallarını tamamen hiçe sayması ve sokakta makinalı tüfeklerle etrafı taradıklarından bahseder. Bu bağlamda sanki kuralsızlığın da kuralları ve adabı olabilir gibi geldi bana, ya da kötülük yapmanın dahi görgü kuralları çerçevesinde olabileceğini… Ne dersiniz?

  11. D.P. avatarı
    D.P.

    Serdar Bey merhaba, daha önceki bölümlerinizden birinde dilin ne kadar önemli olduğunu, kullanılan kavram ve terimlerin sadece tınıdan öte olduğundan bahsetmiştiniz ki buna katılıyorum. Ve gelinen çağda bazı terim ve deyimlerin kadını aşağılamaya zemin hazırladığını düşünüyorum. (Kastınızın bu olmadığına eminim) Bir kelebek etkisi misali, dilimizden bazı deyimleri elersek kadına zihnimizin derinliklerinde de daha saygın, cinsiyetinin ötesinde eşit bir yer sağlayabiliriz, ya da en azından sonraki nesillere bir faydamız olur. Örneğin bir gofretin şeffaf paketini açıp yeme isteğini gelinliği sıyırmaya benzetmeniz, buradaki edilgen sahiplik ifadesi en azından beni irrite etti açıkçası. İlgiyle takip ediyorum, eleştirimi iletmek istedim. Saygılar.

    1. M. Serdar Kuzuloğlu avatarı

      Programın başında gelinliğin sembolize ettiği kavram ile düşünürseniz taşlar yerine oturur. Yoksa son derece haklısınız.

  12. Ceren avatarı
    Ceren

    Yıllardır blogunu takip ettiğim bir ismin şimdi kendi sesinden fikirlerini duymak çok keyifli. Teşekkürler.

  13. Melih avatarı
    Melih

    Merhabalar, nasılsınız
    Uzatıp sizin vaktinizi çalmak istemem. Kültür ile ilgili videonuzu izledim de aklıma takılan bir soru vardı. Folklör kurslarının kapatılması ile ilgili niye kadın – erkeğin beraber dans etmesini bağdaştırdınız ?
    Bu arada videolar çok keyifli, lütfen corona geçince bizi bırakmayın 🙂 iyi çalışmalar.

  14. Elif avatarı
    Elif

    Çok teşekkürler, zihnimin kıvrımları serinizi ilgiyle takip ediyorum. Belki biliyorsunuzdur, 18. yüzyılda Istanbul’daki adab-ı muaşeretle de ilgili çok ilginç ve eğlenceli bir metin var, Hayati Develi tarafından hazırlanmış olan “18. yy Istanbul’a dair Risale-i Garibe”. Kitabevi, 1998.
    Iyi günler dilerim, selamlar

  15. M.A.F avatarı
    M.A.F

    İyi günler hocam, Programınız son derece etkili ve gündelik hayat içerisinde mükemmel ilintileri yakalatıyor. Erasmus’un görgü kurallarını bir kenara bırakıp, günümüz zamanında mevcut medeniyetimiz dahilinde taşra ve kent modeli ile ben ve öteki kavramı yargılarında görgü ayrımcılığı son derece kırıcı durumda olduğu açık. Henüz yolun çok başında olduğumdan eksiksiz bir yorum ortaya koyamıyorum, sizin bu konuya değinmenizi sabırsızlıkla bekledim ama olmadı. Sanırım bunun prangası süre, kavram çokluğu ve talep azlığıdır.

    1. M. Serdar Kuzuloğlu avatarı

      Bu konunun bir kısmına 8. bölümde değindim. Çokça bölümde tekrar işleyeceğim temalardan biri.

  16. Murat Özcan avatarı
    Murat Özcan

    Merhaba Serdar Bey,
    Yaş olarak 40’ların ortasında mühendis bir takipçinizim.
    Bölümün başında yaptığınız ‘YouTube kanalına üye olmadan dinleme’ tespitinizde bir şeyi gözden kaçırdığınızı düşündüm. Ben mesela Apple podcast’ten arabayla işe gidip gelirken programı dinliyorum. Evde nadiren takip ediyorum. O zaman YouTube’u tercih ediyorum. Özetle fazla erişim opsiyonu olduğundan abone olunmuyor olabilir.
    Saygılar, selamlar.

  17. […] Zihnimin Kıvrımları – 7: Usul, adap, görgü meselesi […]

Görüşlerinizi paylaşın: