Yazılımla tanımlanan sınırlar

Isıtmalı koltuğa sahip bir araca sahip olmanız koltukların istediğiniz her an ısınabileceği anlamına gelmiyor. Her şeyin bir bedeli var.

1971 yılında 21 yaşındaki Steve Wozniak, Esquire dergisini karıştırırken Ron Rosenbaum imzalı bir makaleye denk gelir. “Secrets of the Little Blue Box” (Küçük Mavi Kutunun Sırları) başlıklı yazı, telefon sistemini alt etmeyi mümkün kılan bir cihazdan bahsetmektedir. Ürettiği 2600Hz frekansındaki sinyal sayesinde her çağrıyı bedava yapmaya olanak sağlayan bu ürün Wozniak’ın fena halde ilgisini çeker. Heyecanla en yakın arkadaşı Steve Jobs’u arar ve soluğu o yıllardaki en büyük teknik belge arşivine sahip Stanford Kütüphanesi’nde alırlar. Saatler süren tarama sonucunda telefon sisteminin teknik altyapısını içeren şemaya ulaşırlar.

İkilinin bir sonraki durağı meşhur elektronik mağazası Radioshack olur. Wozniak listesindeki bileşenleri satın alarak denemelere başlar. Bu esnada “mavi kutu” konusunda epey tecrübe sahibi “Captain Crunch” lakaplı John Draper ile tanışarak bilgilerini pekiştirirler. Hobi amaçlı geliştirdiği devrelerden edindiği tecrübeyle Wozniak sonunda çalışan bir mavi kutu üretmeyi başarır. Üstelik ortaya çıkan ürün, piyasada el altından (3 bin 500 dolara varan bedellerle) satılanlardan çok daha iyi ve düşük maliyetlidir.

Steve Jobs, kendi cihazlarına 170 dolar bedel biçer. Kısa sürede yüzlercesini satarak hatırı sayılır bir birikime ulaşırlar. İkili ürününe o kadar güvenir ki, her birinin içine kendi elyazısıyla arıza durumunda tamir garantisi vaat eden bir garanti belgesi ekler. Cihaz kısa sürede FBI ajanlarının da eline geçer. Garanti belgesindeki el yazısı delil olarak arşivlenir ancak sahibine ulaşamazlar.

“Biz senin kim olduğunu biliyoruz”

Wozniak ve Jobs cihazın sunduğu olanakları hayli yaratıcı yöntemlerle sınar. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’ taklit ederek Vatikan’ı arayarak Papa’ya ulaşırlar. Ancak arada epey saat farkı vardır ve Papa uyumaktadır. Birkaç saat sonra yeniden aramaları istenir. Ancak işler istedikleri gibi gitmez. Papa uyanınca durumdan şüphelenip Kissinger’ı kendisi aramış ve kandırıldığını öğrenmiştir.

İkili ardından İstihbarat kurumu CIA’in kriz anında Başkan ile doğrudan iletişim kuracağı telefon numarasını ve kod adı olan “Olympus”u öğrenerek dönemin ABD Başkanı Richard Nixon’a ulaşır. “Kriz nedir?” diye telefonu açan Nixon’a cevapları “Tuvalet kağıdımız bitti” olur.

Steve Wozniak, tasarladığı bir mavi kutuyu “test ederken”.

Neyse ki Wozniak ve Jobs bu macerayı kazasız belasız atlatır ve kazandıkları parayla Apple’ı hayata geçirir. Wozniak mavi kutudan edindiği tecrübeyle Apple’ın ilk iki bilgisayarını tasarlayarak bugün trilyon dolara ulaşan bir değerin ilk harcını karar1.

Blue Box sisteminin çalışmasına olanak sağlayan şey esasen bir açık değil; sistem özelliğiydi. Mühendislerin gerekli durumda altyapıyı test edebilmesi için tanımlanan bir özellik hacker’ların eline geçmiş ve istismar edilmişti. Bugün hemen her sistemin donanım ya da yazılım tabanında benzer “arka kapılar” yer alıyor. Bunların bir kısmı mevcut yeteneklerin kasıtlı olarak kırpılmasını sağlarken, bir kısmı da “ücretli opsiyonlar” oluşturmak için kullanılıyor.

Stratejiyle çelişen kabiliyetler

Örneğin yine Apple imzalı iPhone, yedinci nesle kadar WiFi ve Bluetooth için Broadcom tarafından üretilen çip setini kullanıyordu. Bu çip içinde FM alıcısı da barındırıyordu ancak Apple hiçbir ürününde FM radyo özelliğini aktif hale getirmedi (bu özellik uygulama geliştiricilerinin erişimine de kapalıydı).

Gerekçesini tahmin etmek güç değil. Radyodan bedava şarkı dinleyebilmek, Apple’ın dijital şarkı sattığı iTunes hizmetini baltalayacaktı. (Apple’ın akıllı saatlerindeki S1 çipi de FM alıcısı içeriyor.)

Otomobilden çok bir yazılım platformu olarak nitelendirilmesi gereken Tesla, “Autopilot” adını verdiği kısmi otonom sürüş desteğini 4 bin dolarlık bir opsiyon olarak sundu. Tamamen otonom sürüş için 9 bin dolar ödemek gerekiyordu. Aracın işletim sisteminde gömülü olarak gelen bu özelliklerin aktif hale gelmesi, ödemeyi yaptıktan sonra otomatik yüklenen bir yazılım güncellemesiyle gerçekleşiyordu. Benzer durum aracın menzili için de geçerliydi. Dolayısıyla teorik olarak Tesla’nın yazılımına sızabilen biri pekala bu özellikleri bedava kullanmaya başlayabilirdi.

(Tesla’ların hack edilmesiyle oluşabilecek en dehşet verici senaryoyu Netflix’te yayınlanan 2023 yapımı “Leave the World Behind” adlı filmde izlemiş olmalısınız.)

Bu imkanın farkına varan otomotiv sektörünün kabaran iştahı birçok ilginç teşebbüse vesile oldu. Örneğin BMW, 2022’de koltuk ve direksiyon ısıtma özelliğini “aylık abonelik paketine” bağladı. Koltuğunuzu ısıtmak için her ay 18 dolar, direksiyon içinse 10 dolar ödemeniz gerekiyordu! Aldığı tepkiler sonucu kısa süre sonra her ikisini de yine bir yazılım güncellemesiyle ücretsiz hale getirmek zorunda kaldı.

Bugün hemen her oto sanayi sitesinde araçların yazılımlarına müdahale ederek bu tip opsiyonları “daha uygun fiyatlara” açıveren işletmelerin varlığı, yazılımla tanımlanan dünyanın doğasından kaynaklanıyor.

Üstelik her şey daha yeni başlıyor!

(24 Mayıs 2024 tarihli Oksijen gazetesindeki yazım.)

  1. Bütün bunlar Steve Wozniak adına olmasa da Steve Jobs adına gençlik ateşi olarak da adlandırılabilir. Zira aynı Jobs, sonrasında Apple ile üreteceği her yazılım ve donanımını kapalı kaynaklı ve yüksek duvarlı hale getirecek ve hatta korsan kullanıma karşı herkesten daha cabbar bir mücadele yürütecektir. ↩︎


Yayın Tarihi:

Kategori:


Yorumlar

4 yanıt

  1. Sedat avatarı
    Sedat

    Analog yayın zamanlarında özellikle haber kanallarının yayınlarının yönetmenlerinin seslerini ileten frekansa denk gelmiştim.. O zamanlar ses ve görüntü frekanslarına ayrı ayrı girilebiliyordu sanırım.
    99’larda olacak Ahmet Hakan’ın reklam arası yönetim kısmına teknik bir arızanın nedenini suçlar tarzda soruşuna şahit olmuştum. Kanalı aradığımda bunun normal olduğunu söylemişlerdi. Epey 5 4 3 2 1 geri sayımları dinlemiştim. Sonra tv yayınlarının arka yüzü hiç cazip gelmez olmuştu.

  2. melih özçelik avatarı
    melih özçelik

    1976-77 senelerinde 10 metre bakır kablodan apartmanın çatısına antan yapıp basit diyot devresiyle *umumi telefon kulübesinden * elde ettiğimiz ( ! ) kulaklıkları 20 litrelik yağ tenekesine bantlayıp BBC nin 100 lük top list parçalarını sabaha kadar dinlediğimiz günlerim aklıma geldi. Bu işlerde mutlaka bir arkadaş oluyor.. Az fırlama değilmişiz..

  3. oğuz avatarı
    oğuz

    Başkanı aradıklarına dair bir kaynak bulamadım 🙁

    1. M. Serdar Kuzuloğlu avatarı

      Yazıdaki bağlantıları okumamışsınız demek ki.

Görüşlerinizi paylaşın: