Tirat ya da kimi zaman kullanıldığı şekliyle tirad, tiyatroda karakterlerin uzun konuşma bölümlerine verilen isim. Uzunluğundan dolayı (elbette yazarın mahareti oranında) genellikle eserin en dikkat çekici bölümünü oluştururlar.
Hoşuma giden bir örneğini başka bir vesileyle vaktinde paylaşmıştım. William Shakespeare’in Othello adlı eserindeki şu örneği de etkileyicidir:
Tanrı sınamak istediğinde beni,
Dert verip dermanımı keseydi,
Bin bir türlü sıkıntı, utanç yağdırsaydı
Göklerden şu çıplak kafama,
Boğazıma kadar beni gömseydi yoksulluğa,
Tutsak edip kırsaydı bütün umutlarımı,
Bir damla huzur bulabilirdim yine de
Ruhumun bir köşesinde.
Ama hayır, küçümseyen dünyanın
Durmadan beni gösteren parmağı
Değişmeyen bir alay konusu ediyor beni.
Buna da katlanabilirdim; dayanabilirdim buna da.
Ne yazık, içime aşkımı sakladığım,
Bana isterse hayat, isterse ölüm getiren o kaynaktan,Sevgisini isterse besleyen, isterse kurutan o pınardan.Çıkarılıp atılmak!Ya da orada kalıp orayı kurbağalarınÇiftleşip ürediği pis bir su birikintisi saymak!Rengin uçtu bak;Sakin ol, genç, gül dudaklı, masum yüzlü melek!Şimdi cehennem kadar korkunç görünüyorsun sen!Seni koklayanı kendinden geçirip acı verenZararlı ot, hiç doğmamış olsaydın keşke.”Ne günah işledim,” diye soruyor bir de!Bu güzel kağıt, bu eşsiz kitapÜstüne ” Orospu ” yazılsın diye mi yaratıldı?Ne günah işlemiş! İşlemiş! Orta malı seni!Senin yaptıklarını söyleseydim eğer,Cayır cayır yanardı yanaklarım ocak gibi,Utanç denen şeyi yakıp kül ederdi.Ne günah işlemiş!Kokusunu duymasın diye gök burnunu tıkıyor,Ay, gözlerini kapatıyor utançtan.Önüne çıkanı öpen çapkın bileToprağın derinliklerine sığınmış işitmesin diye.Günahı neymiş?!! Utanmaz orospu!…
Bazı metinler insanı alıp götürüyor, değil mi? Tirat ve Yeşilçam filmleri demişken; şunu da unutmak olmaz herhalde.
Her şeyi 140 karaktere sığdırmaya çalıştığımız; çok uzadı mı ‘piçlere özet geçtirdiğimiz’ bir dönem için ağır gelebilir ama bir de böylesi var işte…
Görüşlerinizi paylaşın: