Kök hücre geleceğin mucizesi olabilir mi?

Beyin felçli doğan bir çocuğun 17 yıl sonra değişmeye başlayan kaderi. Kök hücrenin vaad ettiklerine dair bir yazı.

Ters bir anınızda birini defterden silmek her geçen gün kolaylaşıyor. Twitter’da hoşunuza gitmeyen bir şey mi yazdı? Bırak takibi gitsin. Facebook’ta saçma bir mesaj mı paylaştı? Çıkart arkadaşlıktan; hayatından da çıksın…

Ama ne olursa olsun hayatından çıkartamadığın bir şey var: evlat.

Medium son dönemlerde en çok vakit geçirdiğim sitelerden. Benim gibi uzun metinlere meraklı olanlar için neredeyse bir ömür yetecek kadar doyurucu makalelerden oluşan bir arşivi var. Kök hücre tedavisiyle ilgili bugün okuduğum bir makale de epey etkiledi; güncel bazı bilgilerle harmanlayarak özetlemek istedim.

Gabriel Omar Santoro 17 yaşında bir Arjantinli genç. Onu çok seven (oldukça fakir) bir annesi var. Ve serebral palsi; yani beyin felci mağduru. Merkezi sinir sisteminin hareketlerden sorumlu bölgesi hasarlı olarak dünyaya gelmiş. Hareket edemiyor, çiğneme refleksi olmadığından yemek yiyemiyor (yemek borusundan enjekte edilen özel bir sıvıyla besleniyor), hiçbir doğal ihtiyacını karşılayamıyor. Hiç büyümeyen (ve büyümeyecek), her zaman yoğun ilgi ve sevgiye ihtiyaç duyacak bir çocuk Gabriel.

Ve annesi Alejandra’nın ilk günden beri gayet iyi bildiği bir gerçek var: beyin felcinin tedavisi yok.

1-sVKu_Lw5rSpI-d9KzCGIsg

Ancak Discovery Channel’da denk geldiği bir belgesel Alejandra’nın bir parça da olsa ümitlenmesini sağlar. Kök hücre deneylerinden birinde yapay deri; hatta yaşadığı Arjantin’de yapay kalp üretilmiştir.

Gabriel için kök hücre tedavisinin ne yapabileceğini araştırırken Çin’de 2005 yılından bu yana hizmet veren Wu Kök Hücre Tıp Merkezi‘ne denk gelir. Kök hücre tedavileri yöntem ve sonuçlarının henüz çok erken döneminde olduğu için pek çok ülkede ciddi kısıtlımalara sahne oluyor. Tedavi yöntemleri güvenilir ve verimli kabul edilmediği için çoğu ülkede ticari olarak uygulanması da kesinlikle yasak. Sadece araştırma amaçlı deneyler yapılıyor.

Türkiye’de de 2 hastanede bu yöntem deneniyor.

[box type=”info”]Kök hücre nedir?

1908 yılında Rus bilimci Alexander Maximow tarafından keşfedilen kök hücreler her türlü hücre yapısına dönüşebilecek temel yapıtaşları olarak özetlenebilir. Kimyasal etkilerle bir kök hücre kalp, saç, kemik ya da deriye dönüşebilir. Bunu vücudumuzun temel harcı olarak düşünebiliriz.

Kök hücreler sayesinde -teorik olarak- yapay (yedek) organlar üretmekten kanserli tümörlerin yerini alacak yapılar oluşturmaya kadar pek çok senaryo mümkün hale gelebilir. Hatta bu yöntemle üretilen yapay et ile bir hamburger bile yapılmıştı.

Bebeklik döneminde toplanan kök hücreler vücuttaki her bileşene dönüşebiliyor. Sonraki dönemlerde sayıları ve yetenekleri azalıyor. Yine de ileri yaşlarda dahi her organdan toplanan kök hücreler o organ ya da yapı için umut olabiliyor. Örneğin beyinden alınan kök hücreyle nöronlar, kemik iliğinden alınanla kan hücreleri üretilebiliyor.

[/box]

Kök hücre tedavisi beyin felci üstünde de uygulanan bir yöntem. Ancak şu ana kadar değinmediğim bir detay onun için de geçerli: kök hücre tedavisi ÇOK PAHALI bir seçenek. Üstelik çok kısıtlamaya tabi olması sebebiyle denenmesi de güç. Bu küresel arz-talep dengesizliği ve telaşı dindirme konusunda iki ülke başı çekiyor: Hindistan ve Çin.

Gabriel’in annesi Alejandra, Çin’de bulduğu Wu Kök Hücre Tıp Merkezi’nin 30 bin dolarlık tedavi masrafını öğrenince çöker. Birikimleri hepi topu 150 dolardan ibarettir. Ancak aklına ilginç bir fikir gelir. Arjantin’in geri dönüşüm fabrikaları pet şişe kapaklarının tanesine 17 sent vermektedir. Bir Facebook profili açıp email zinciri başlatan Alejandra oğlunun tedavi masrafı için kapak yollanmasını ister. Kısa sürede adres olarak verdiği eşinin oto tamircisi ülkenin dört bir yanından yollanan çuvallar dolusu kapakla dolar. 1 yıl içinde ihtiyaç duyulan para toplanır.

1-PmnwsIhMu0JlFiPAATuZfQ

2012’de 28 saatlik bir uçuş sonunda Ajantin’den Çin’deki tedavi merkezine ulaşırlar. Gabriel 25 gün boyunca, kendisine özel hazırlanan sıvılardan günde 6 şişe içer. Ardından rehabilitasyon süreci başlar. Ancak ne yazık ki tedavi hiçbir işe yaramaz.

Evlat aşkının inadı

İnancını kaybetmeyen anne Alejandra devam eden yardım kampanyasında biriken 80 bin dolarla 2013’de bir ziyaret daha yapar. Aynı tedavi 30 gün daha uygulanır. Yine hiçbir şey değişmemiş gibidir. Fakat bir gün Gabriel’ı kendi başına oturmuş olarak karşısında bulur!

Wu Tıp Merkezi diyabet, otizm, beyin felci, alzheimer gibi pek çok hastalıkta mucizevi sonuçlar aldıklarını iddia ediyor. Ancak bu rakamlar uluslararası bir kabul görmüş değil. Her tedavinin ortalama 26 bin dolar tuttuğunu düşününce karar vermek iyice zorlaşıyor.

Gabriel hala normal hayatına dönmüş değil. Annesi hala bağış kampanyasından gelen paralarla tedavi umudunu diri tutuyor. Ben ise düşünüyorum; her bebek doğduğunda kök hücresini saklamak şart mı olmalı acaba?

Bu konuda doğru dürüst bir Türkçe kaynağa / tartışmaya denk gelemedim. Sizin de fikirlerinizi duymak isterim.

Yorumlar

16 yanıt

  1. Murat Hosver avatarı

    8 aylik bir kiz cocugu babasi olarak okudum makaleyi.

    Biz dogum oncesinde bu konuyu cok arastirip en sonunda kok hucrenin saklanmasina karar vermistik. Bu arastirmalarim esnasinda Turkce kaynak konusunda cok yetersiz oldugumuzu farketmistim.

    Yabanci kaynaklardan edindigim ve sizin de belirttiginiz gibi kok hucrenin tum faydalari henuz kesfedilmis veya ispatlanmis olmadigi icin ve fiyati da biraz tuzlu oldugu icin insanlar bu uygulamaya cekimser yaklasiyor. Ancak bilimin gelie hizini goz onune aldigimiz zaman bana gore kesinlikle yapilmasi gereken bir uygulama. “Allah korusun” bu tip bir hastalik durumunda elinizde bu sekilde bir umut isigi olacagini bilmek bile insanin icini rahatlatiyor.

  2. Mutlu Çalışkan avatarı
    Mutlu Çalışkan

    Amirim teşekkürler. Yine çok güzel bir site öğrendim sayende ancak Paula Agustina Torres’ten bahsetmezsek eksik kalacak özet. Bu Wu kliniği her ne kadar Gabriel özelinde bir ilerleme kaydetmişse de adını verdiğim kızın tedavisi onca para dokulmesine karşın işe yaramamış ve kız iki sene sonra ölmüş. Bir de makalenin uzunca bir kısmı Klinik ve Kök hücre tedavisinin tartışmalı olmasına ayrılmış. Ingilizce bilmeyen takipçileriniz için not düşelim.Sonuç olarak burayı hastalık konusunda mustarip olanlar da okuyordur. Boş ümitler peşinde koşmasın kimse.

  3. Gamze b avatarı
    Gamze b

    Ben dogum yaptığımda oğlumun göbek bağının saklanması ihtimali olup olmadıgını sormuştum. Bunun için bazı hastanelerin hizmet verdigini ama cok pahalı olduğunu duydum. Bildigim kadarıyla gereken kök hücre dönüşümünü bu göbek bağı sıvısıyla daha kolay elde ediliyor.

  4. Gamze b avatarı
    Gamze b

    Kordon kanı demek istiyorum göbek bağı sıvısıyla. Simdi hatırladım.

  5. msoyuer avatarı
    msoyuer

    Amirim kök hücre elde etmenin tek yolu doğumda alıp saklamak değil. Vücut hücrelerine dönüşmüş hücreler tekrar kök hücrelere dönüştürülebiliyorlar. İlerde bu yöntem çok iş görecektir. Şu an çok gündemde olmasa da… Ayrıca 2012 Nobel Tıp Ödülünü bu geri çevrilmeyi bulan kişiler aldı.
    (Bkz: http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2012/10/121008_nobel_medicine.shtml )

    Kök hücre ile pek çok şey yapmak mümkün fakat bunun kanuni ve etik boyutu sebebiyle çalışmaların ilerleyişi yavaşlıyor.

  6. fara avatarı

    Medium tarzı türkçe bir platforma ön ayak olmak düşünür müydünüz ?

    1. M. Serdar Kuzuloğlu avatarı

      Türkiye’de daha blog yazan sayısı bile kısıtlıyken o tip içerik oluşturacak kişileri bulmak imkansız olurdu. Okuyucu sayısına girmiyorum bile. Bize uyan tarz Twitter. İki satır yaz, iki satır oku, iki saat sonra hem siteden hem zihinden yok olsun gitsin 😉

      1. fara avatarı

        Büyük bir ihtiyaç. Kaliteli içeriğin ve bilginin Türkçe karşılığı yok internette. Bir kaç zengin blog bulabilirsek ne ala öpüp başımıza koyalım. Kitapların ve dergilerin Türkler için önemini ortaya koyar bu da. Yine de aklınızın bir köşesinde bulunmasını dileyelim : )

  7. fatih sorkun avatarı

    13 günlük bebeğim var. Daha 4 günlük iken sarılık testi için devlet hastanesinde kan alınması gerekiyordu. Bebeğimden 4 tüp kan aldılar. Daha sonra öğrendim ki kök hücre de alınıyormuş. Bebeklerden alıp Saklıyorlar. Sanırım devletin bu tür bir politikası var. Amirim siz bazı mercilere daha yakınsınız ve bilgilere daha kolay ulaşabilirsiniz. Türkiye’de yeni doğan bebeklerden kök hücre alımı standart yapılıyor mu? Öğrenebilirsiniz..?

    1. Murat Hoşver avatarı

      Standart olarak yapılamıyor malesef (çünkü bu devletin değil özel kuruluşların tekelinde olan bir uygulama şuan). Maliyet olarak da başlangıçta 2000-3000 TL arası bir tutar + her sene için de 100$ lık bir saklama maliyeti gerektiriyor..

  8. wime77 avatarı
    wime77

    Ben kök hücrelerden değil de Nano teknolojiden çok umutluyum. Nanobotlardan oluşan bir ilacın vucuda alındıktan sonra kök hücreleri toplayarak ya da doğrudan hücrelere mudahale ederek tedavi edilecekler.

    Şuan Çin dışında en aktif ülkelerin başında aslında Malezya ve Ukrayna geliyor. Malezya bu işte en çok hasta kabul eden bir hastaneye sahip. Google reklam ve özel yazılımlarını yapan bir arkadaşım işlerinin çok iyi olduğunu ve tüm dünyadan hastaların akın etttiğini söylüyor. Tedavi oranları hastalığın evrelerine göre değişkenlik göstersede birçok hastanın mutlu ve umutlu ayrıldığını söylüyor.Hatta Türkiye de bir acente arayışları da vardı.

    Ukrayna da kozmetik amaçlı yaşlılığın geçiktirilmesi ile ilgili tedaviler yapıldığını biliyorum.

  9. abdullah4372 avatarı

    Kök hücre tabi ki günümüzde yeterli şartlar olmasa bile bence çok çok çok çok işe yarayacak. Mesela ilk bilgisayarlar hakkında yapılan yorumlara bakarsanız ki; önemli kişiler de var, bugünü görenleri mosmor olmuştur. Benim de kardeşim zihinsel engelli denemediğimiz tedavi kalmadı. Ama bu tür bir şey hiç denemedik. İnşallah Türkiye önayak(?) olur..

  10. bir adam avatarı
    bir adam

    bir insanın tanıtıp tanıyabileği en iyi insanı tanıma fırsatına eriştim. karakter olarak dört dörtlüktü. iyi bir insanda olması gereken herşey onda vardı.
    birgün soğuk algınlığı şikayetiyle doktora gitti. kanser tanısı kondu. 13 aylık zahmetli mi zahmetli mi zahmetli bir tadavinin ardından onu kaybettim . öldü amk. 2013 ün tıpı bi boka yaramadı yani…

    sonuç olarak evet bence de böyle bir banka kurulmalı.

  11. Banu avatarı
    Banu

    Kök hücre çalışmaları laboratuvar aşamasında çok başarılı. Belli aşamalardaki kök hücrelerden laboratuvarlarda birçok farklı hücre tipi üretilebiliyor. Hatta bu üretim için sıradan hücre kültürü laboratuvarları bile yetebiliyor. Ancak canlı vücuduna bu hücrelerin yerleştirilmesinde henüz dişe dokunur bir başarı yok. Yani çalışmaların insanda henüz bir karşılığı yok. Ancak çalışmalar tabi ki devam etmeli. Belki de ilerde birçok şeyin tedavisi kök hücre ile olabilecek.

  12. fuat001 avatarı

    Amirim, Kök hücre için yeterince ingilizce bilimsel makale yokken, Türkçe makale bekleme saflığına düşmüşsünüz. (Var olanları çevirmek için bile o konuda fazlaca teknik bilgi gerek)Türkiye’de bu araştırmaları yapanlar bile ingilizce makaleler yazıyorlar sırf daha çok insana ulaşsın ve bilim çevrelerince kabul görsün diye.

  13. ugurc avatarı
    ugurc

    Serdar bey geçenlerde şu habere denk gelmiştim.Bu yöntem hem ucuz hem basit ancak çok yeni.Haberin linki: http://www.dw.de/limon-asidi-hücreleri-gençleştiriyor/a-17472832

Görüşlerinizi paylaşın: