[nextpage title=”Genel Gündem” ]
[box type=”info”]Pazar günleri saat 10:00’da yayımlanan özetler haberdar olmanızda fayda olan gelişmeleri 5 ana başlık altında sıralar. Diğer kategorilerin bağlantılarını yazının sonunda bulabilirsiniz.[/box]
Geçen haftaki hatırlatmamı yinelemek isterim: İnternetin 512kbps hızında olduğu (yarım megabit de diyebiliriz) ve paylaşıldığı bir ortamda tatildeyim. Dolayısıyla gündemi hem kafa hem de teknik olarak ‘düşük randımanlı’ takipteyim. Birkaç hafta daha bu ayarda devam edeceğim.
Hepinize iyi bayramlar, iyi dinlenmeler.
Genel Gündem
- Uyuşturucu baronlarıyla az-çok bilgisi olan için Pablo Escobar ismi kesinlikle yabancı değildir (bilenin de unutması mümkün değildir). Latin Amerika’nın -ve aslında yerkürenin- Escobar sonrası en büyük uyuşturucu baronu olarak kabul edilen El Chapo (bodur) lakaplı Joaquín Guzmán Loera (60), mahkum olduğu Meksika’nın en güvenli hapishanesinden kazdırdığı tünelle firar ederek bir kere daha sırra kadem bastı. 1,5 kilometreye yakın akılalmaz tünel için çıkartılan tonlarca hafriyatın nasıl olup da kimsenin dikkatini çekmediğiyse merak konusu. Aşağıda hücresinin güvenlik kamerasından kaçış anını izleyebilirsiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=5gsjIjcL2eU
- Avustralya’da tehlikeli koşullarda çektiği fotoğraflarla Örümcek Adam olarak nam salan fotoğrafçı Instagram’da kullandığı cihazları paylaşınca hapse atıldı! 24 yaşındaki Bryce Wilson’ın kullandığı 15 bin Avustralya dolarlık setinin bir başka fotoğrafçının evinden çalındığı ortaya çıktı.
- Tenis ile pek ilgili değilim ama izlediğim birkaç maç bana fazlasıyla sıkıcı geldi. Ses çıkartmak yasak, oturmak-kalkmak yasak, fotoğraf çekmek yasak, sadece sayı-servis arası ne yaparsan yap ya da set arasını bekle. Seyircinin bu kadar gereksiz bir ayrıntı olduğu spor dalı bana fazlasıyla garip geldi. Televizyondan izlemek çok çok daha keyifli (aynen golf ve Formula gibi). New York Times gazetesiyse çok farklı bir yanına değinmiş. Tenisle ilgili olan-olmayan herkesin ilgisini çekeceğine eminim. Servis kullanırken rakibin karşılamak zorunda olduğu topların inanılmaz sürati. Şuradaki videoyu izleyin lütfen.
- Sonunda birinin aklına gelmiş: 2003-2010 yılları arasında yürütülen bir araştırmaya göre restoranlarda -oturarak- yenilen yemekler de en az fast-food kadar sağlıksızmış,
- Endüstriyel raporlara göre şişelenmiş su tüketimi bu yıl 233 milyar litreyi aşacak. Başka bir deyişle ilk defa şişeli su tüketimi diğer meşrubatları geçecek. Bu bir yandan olumlu gibi görünse de gerek pet şişelerin çevreye zararları ve karbon salınımı gerekse de suyun dünyanın bir yanından diğerine taşıma derdiyle garip bir açmaz doğuruyor. Musluk suyunu içilebilir hale getirmek yerine neden bu tarafa yöneldiğimiz muamma (aslında ticari hacmini düşünürsek pek de değil). Guardian bu konuyu farklı yönleriyle ele almış.
- Japonya dünyanın en çalışkan insanlarının yaşadığı ülkelerin başında geliyor. Bunu biliyoruz. Peki fazla çalışmaktan dolayı en fazla depresyon vakasının ve intiharın görüldüğü ülke olduğunu da biliyor muyuz? 10 dakikalık dehşet verici bir mini belgesel.
- Ülke bayraklarının her birinin derin öyküleri var. Bir kısmını Quora’da bulabilirsiniz.
- Yaz aylarında eminim pek çok kişinin hayatına bir kabus misali yeniden giren sivrisineklerle ilgili bilgilerimizi tazeleyelim: sadece dişi sivrisinekler kan emiyor (yumurtlayıp soyunu sürdürebilmek için), insan kanına her zaman öncelik veriyorlar, bizi görerek, ısımızı hissederek ama en önemlisi soluk alıp verirken ağzımızdan çıkan karbondioksitin kendine has kokusunu takip ederek buluyorlar. Biz kendileriyle temaslarımızı genellikle iş işten geçtikten sonra fark ediyoruz. Bu aslında iyi bir şey. Çünkü olay esnasında yaşananlar pek iç açıcı değil.
- Kesinleşen rakamlara göre 2014 yılında Türkiye’de 168 bin 512 trafik kazası meydana gelmiş. Trafikte insanı azaltırsak büyük bir hatadan dönmüş olacağız gibi görünüyor. Otonom araçların pek düşünmediğimiz ayrıntılarından biri.
#BugünÖğrendimKi elle tutulan not e-notlara kıyasla daha iyi hatırlanıyormuş (bir de elle o kadar hızlı yazabilsem) http://t.co/6sPeywd2eN
— M. Serdar Kuzuloğlu (@mserdark) July 14, 2015
[/nextpage]
[nextpage title=”Bilim / Teknoloji” ]
Bilim / Teknoloji / Yazılım / Donanım
- İkinci Dünya Savaşı’nda Almanlar tarafından geliştirilen ve kriptolu iletişim için kullanılan Enigma cihazı Alman ordusunu ilerleyişindeki en büyük pay sahibi ‘silah’ olarak kabul ediliyordu (ta ki İngiliz Alan Turing programlanabilen ilk bilgisayarı icat ederek onu alt edene kadar). Bu hafta Enigma yüzünden yok olmanın eşiğine gelen İngiltere’de düzenlenen bir açık arttırmada sağlam olarak bugünlere kadar gelen son Enigma cihazlarından biri 232 bin doların üstünde bir bedelle el değiştirdi (bu vesileyle hatırlatayım; Alan Turing ile ilgili The Imitation Game filmini izlemediyseniz, lütfen izleyin).
- Hepinizin buz gibi farkında olduğu ama görmezden geldiği bir gerçeği hatırlatayım: makinalar insanlardan çok daha hızlı gelişiyor. Ve uzmanların öngörülerine göre bu satırları okuyan çoğu kişinin şahit olabileceği kadar yakın bir zaman diliminde birçok işi bizden daha iyi, sorunsuz, güvenilir, hızlı ve düşük maliyetle yapabilir hale gelecekler. Birçok sorumluluğu onlara yıkıp başka şeylerle uğraşacağız. Ama makinaların bu kadar yaygın olduğu bir düzende çoğu insanlar için oluşturulmuş yasa ve düzenlemeler ne işe yarayacak? Düşük bir ihtimal olsa da bir insansız ulaşım aracı size çarptığında suçlu aracın sahibi mi, üreticisi mi, yazılım geliştiricisi mi olacak? (daha geçen hafta yaşanan robot kazasında hayatını kaybeden işçiyi düşünün mesela) Washington Üniversitesi bu sisli geleceği hazmı kolay bir şekilde ele almış.
- NASA’nın New Horizons adlı aracı 9 yıl boyu 3 milyar kilometre yolu geride bırakıp Plüton’a ulaştı (mesafeyi gözünüzde canlandırmak isterseniz şöyle özetleyeyim: araç ile dünyadaki yer istasyonu arasındaki sinyaller dahi 4,5 saatte ancak ulaşabiliyor). Yüksek çözünürlüklü görüntülerde yüzeyde buzdağlarına rastlandı. Buz demek, su demek, su demek, yaşam -ihtimali- demek.
- Avrupa Uzay Dairesi ise Ay’da bir köy kurmak istiyor.
- Peki uzayda hangi araç nerelere ulaştı, merak ediyor musunuz?
- Sheffield Üniversitesi ultrason dalgalarının yara iyileştirme ve enfeksiyonu engelleme konusunda da işe yaradığını keşfetti.
- Daha önce cerrahi simülasyon kadavralarına yer verdiğim Strategic Simulations yerçekimsiz ortamda (yani uzayda) ameliyata el attı. Elbette deney uzaya çıkarak değil; yerçekimsiz ortam simülasyonlarında kullanılan yüksek irtifa jetleriyle yapıldı. 30 saniyelik yerçekimsiz zaman diliminde cerrahlar ‘işin tadını’ almaya çalıştı. Her şey bir yana; uzayda yaşam kurmaya yönelik parçalar yavaş yavaş birleşiyor.
- Bu hafta 17 saat süren bir ameliyatla dünyanın ilk 3D yazıcısıyla oluşturulmuş titanyum -insan- kafatası nakli gerçekleştirildi.
- Dünyanın en yüksek kapasiteli (süper) bilgisayarlarına yönelik ülke ligini oluşturan Top500 listesinin 2015 sürümü yayınlandı. Adet olarak liderlik 231 süperbilgisayar ile ABD’de. Ancak dünyanın en güçlü bilgisayarı Guangzhou Merkezi ile Çin’de hizmet veriyor. Sistem 3 milyon 120 bin çekirdekle çalışan ve saniyede 54 bin 902 teraflop işlem yapabilen bir canavar. Listenin bu seneki sürpriz üyesiyse yedinci sıradan giren Suudi Arabistan’daki Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’ndeki süperbilgisayar oldu.
- Lumenati CS1 kodlu aksusar Super 8 çağını hatırlayanlar için apayrı bir geri dönüş yaratıyor. İçine iPhone’u yerleştirdiğinizde kendine özel uygulamasıyla beraber 8 milimetre heveslerine çağdaş bir yorum katıyor. 58mm’lik lenslerini değiştirmek de mümkün. Kickstarter kampanyası süresince 200 dolar.
- Taşınabilir cihazların bitmek bilmez enerji iştahını gidermek için arayışlar tam gaz sürüyor. Çözüme yönelik seçeneklerden biri Solar Paper adıyla karşımızda. 9x19x1.1 cm boyutlarıyla -adındaki gibi- kağıt inceliğinde olmasa da yine de piyasadaki en incelerden biri. Üstelik her biri 2.5 Watt üreten paneller paralel bağlanarak ürettiği enerji yükseltilebiliyor.
- Japonya’nın dünya yüzeyinin 35 bin kilometre üstündeki uydusu her 10 dakikada bir dünyanın fotoğrafını çekiyor. Ortaya çıkan güzellikleri New York Times derlemiş.
- Bunalımda mısınız? Yoksa dikkat eksikliğiniz mi var? Mishka bandını takın, elektrik akımlarıyla sizi tamir etsin. Columbia Üniversitesi raporuna göre depresyon tedavisinde geleneksel yöntemlere kıyasla yüzde 70 başarı payı varmış. Ama dikkat edin de yazılım hatasıyla beyninizi sıfırlamasın 😉
https://vimeo.com/132356086
- Teknoloji bağımlısı çocukların ibretlik halleri.
https://www.youtube.com/watch?v=is5W6GxAI3c
- Yeterince cep telefonu markası yokmuş gibi bu hafta yeni -ve iddialı- bir tane daha listeye eklendi: Marshall. Hedef elbette müzik tutkunları. Rock’n Roll!
- Bardak olma derdindeki bir başka çam da Commodore. Buyrun Commodore 64 telefonuna.
- Hiç köpeğim olmadı ama her türlüsünü severim. Ama yılda 7 milyon köpeğin kaybolduğunu yeni öğrendim. Finding Rover adlı iOS ve Android uygulması sokak köpeklerine yüz taraması yaparak kayıp veritabanındaki kayıtlarla eşleştiriyor ve onları sahipleriyle buluşturuyor.
#BugünÖğrendimKi depresyondakiler günde ortalama 68, olmayanlar 17 dakika cep telefonu kullanıyormuş. http://t.co/TLZDTBFbCY
— M. Serdar Kuzuloğlu (@mserdark) July 17, 2015
- Türkiye’de ikinci kanal (TRT TV2) yayına girdiğinde TV bandı denen kavramla tanışmıştım. UHF / VHF gibi kısaltmalar daha önce hiçbirimiz için bir şey ifade etmiyordu. Yıllar sonra bugün uydular, kablolar, fiberoptik kablolar derken UHF bandı neredeyse hiçbir gelişmiş ülkede kullanılmaz hale geldi. Fakat dünyanın geri kalanında hala aktif olarak kullanıldığı için başka bir konuda da değerlendirilemiyor(du). ABD’de Google başta olmak üzere birçok teknoloji devi bu bant üstünden çok uzun menzilli internet erişimi sunmak istediyse de izin koparamadı. Fakat Rice Üniversitesi [highlight]mevcut yayınları bozmadan bu frekans aralığında (400-700 megahertz) yüksek hızlı internet erişimi sunabildiğini[/highlight] duyurdu.
- Bu hafta [highlight]Google’ın değeri 1 günde 60 milyar dolar arttı[/highlight]. Bu neredeyse bilişim devi HP’nin toplamına denk.
- 13 yıldır Nintendo’nun Başkanlık koltuğunda oturan Satoru Iwata 55 yaşında kansere yenik düştü. Iwata, Nintendo’nun her şeyiydi.
[/nextpage]
[nextpage title=”İnternet / Girişimler” ]
İnternet / Girişimler
- Türk Hava Yolları canlı yayın hizmeti Periscope üstünden bir uçuşu canlı yayınladı (NASA’nın Plüton topuna meme-jacking yapayım derken kafasını gözünü yarmasaydı haftayı enfes bir şekilde kapatabilirdi).
https://www.youtube.com/watch?v=0imf3zUHlD8
- Google Takvimi resmen elim kolum. Ama son güncellemeye kadar neredeyse hala ilkel formunda devam ediyordu. (Tasarım olarak Microsoft’un online sürümünü çok daha kullanışlı buluyorum örneğin). Medium’da Google Takvimi üstüne fikirleri görünce nelerden mahrum kaldığımızı bir kere daha hatırladım. En azından göz gezdirmenizi tavsiye ederim.
- Google, Apple’ın yakın mesafe iletişim protokolü iBeacon’a rakip olarak açık kaynaklı Eddystone adlı girişimini duyurdu.
- Ortaya çıkan son büyük güvenlik açığının ardından Mozilla kendi tarayıcısı Firefox’ta (Adobe güncelleme yapana kadar) Flash içeriğin gösterimini engelledi. Azalarak bitsin diye bekliyoruz ama Flash ölecek gibi değil.
- İnternet tarihine eşdeğer e-postayı öldürmek için sayısız girişim, protokol ve hizmet hayata geçti. E-posta yerinde ve öyle de olacak gibi görünüyor. Şahsen tüm işlerimi (hakkımda sayfasında görebileceğiniz) tek e-posta hesabıyla yürütüyorum. Tahmin edeceğiniz gibi günümün büyük bir bölümü de o mesajlar arasında geçiyor. Dolayısıyla bunları daha etkin yönetmeye yönelik her bilgi kırıntısı benim için altın değerinde. Quora’da ‘Bill Gates, vs bu işi nasıl yapıyor?‘ konulu bir paylaşım görünce sizi de haberdar etmek istedim. Birleştirmesini bilene güzel kırıntılar var.
- Microsoft’un ortak iş / proje yürütmeye yönelik yeni girişimi: GigJam.
- Kitle fonlama (crowdfunding) güzel ama aradığı bedele ulaşan girişmin üretime geçip gönderime başlamasını beklemek bazen gerçekten usandırıcı olabiliyor. Indiegogo bu haftadan itibaren başlattığı hizmetle anında ödeme yapıp sahip olabileceğiniz projeleri listelemeye başladı.
- Imcites: girişimciler ve yaratıcılar için ilham veren görsel sloganlar.
- Birkaç haftadır örneklerine yer verdiğim Google DeepDream algoritmasıyla ortaya çıkan görselleri kendiniz oluşturabileceğiniz bir site: DeepDream.in (UYARI: uzun bir beklemeye hazırlıklı olun).
- Square sonrası çeşitlenip palazlanan mobil ödeme sistemlerine bir yeni örnek de Nobly oldu. POS süreçlerini iPad üstünde çalışan bir sisteme entegre eden Nobly 40 ülkede çalıştığını söylüyor ama konuyla ilgili sayfasında ülke listesine rastlayamadım (eminim yerel regülasyonlarımız sebebiyle bizde çalışmıyordur).
- Sitenizden sattığınız ürün ve hizmetlerde ödeme için Bitcoin desteği de sunmak isteyenlere yönelik Bitomind hayata geçti (ne yazık ki henüz destek verdiği 8 ülke arasında Türkiye yok).
- Bu kadar ödeme sisteminden bahsetmişken bir de BKM Express‘i hatırlatmamak olmaz herhalde, değil mi? Etrafımda bahsettiğim çoğu kişi bilmiyor; -siz onlardan biriyseniz- en azından şimdi biliyorsunuz.
- Videolarından gelir elde etmek isteyenler için InPlayer ürünleri ilginç seçenekler sunuyor. Klonlanabilir.
- New York’ta bulunduğum sırada hem tanışma hem de TV programıma davet etme fırsatını kıl payı kaçırdığım Cenk Uygur, The Young Turks (Genç Türkler) adlı -İngilizce- Youtube kanalında ayda 90 milyon kişiye haberleri farklı bir üslupla aktarıyor. Hikayesini ve başarı sırlarını içeren güzel bir röportaj okunmayı hak ediyor.
- Bu kadar söz etmişken; Google’ın bu hafta bildirdiğine göre Youtube’da mobil cihazlarla izleme ortalaması günlük 40 dakikaya ulaştı.
- İnternette ne yaptığımıza dair meraklı gözler arttıkça mahremiyet de lüksten sayılıyor. Bu konudaki son girişim Encrypt adlı bir Google Chrome tarayıcı eklentisi. 2 hafta ücretsiz deneyip yıllık 29 dolara kullanmaya devam edebileceğiniz hizmet Facebook mesajlarınızı kriptoluyor. Böylece Facebook’un kendisi dahi arkadaşlarınızla yazıştıklarınızı takip edemiyor.
- I am here adlı iOS ve Android uyumlu uygulama felçli hastaların iletişim sorununa yönelik pratik bir çözüm sunuyor.
- Pocket, sonradan okumak için ayıracağınız yazılar için harika bir hizmet. Ancak her benzeri gibi aslında ekseriyetle bir daha asla okumayacağınız şeylerin listesini hazırlama çabasından öte bir çaba değil. Pocket Rocket adlı girişim her gün tek bir e-posta ile listenizde uzayıp giden listeden bir yazıyı seçip yolluyor (ve yine okumuyorsunuz).
- Hastası oldum: JavaScript tabanlı online devre simülatörü.
- Ehil ellerden SEO taktikleri.
- Bir elektronik asistan da Facebook’tan geliyor: Moneypenny.
- Gerçekten çok etkilendiğim bir fikir uygulamasıyla kapatayım. Contact filmini izleyenler eminim açılışını hatırlar. Uzayın sonsuzluğunda ilerlemeye -dolayısıyla var olmaya- devam eden sesleri temsil eden o sekans Lightyear.Fm adlı sitede bir simülasyona dönüşmüş. Işık hızına çıkabilseydik ve dünyadan uzaklaşsaydık uzayda hangi ezgileri yakalardık? HARİKA!
#BugünÖğrendimKi 1 milyon takipçili moda bloggerları her bir Instagram paylaşımıyla 15 bin dolar kazanabiliyormuş. http://t.co/2z5u3cecBZ
— M. Serdar Kuzuloğlu (@mserdark) July 14, 2015
[/nextpage]
[nextpage title=”Tasarım / İnovasyon” ]
Tasarım / İnovasyon
- Direksiyonun solda olduğu bölgelerde sola dönüşler sürücünün kısıtlanan görüş mesafesinden dolayı yayalar için tehlike oluşturuyor. New York şehri Google Maps’ten kullanıcılarına rota çıkarırken sola dönüşü engelleyerek varılmak istenen noktaya sadece sağa dönerek ulaşılmasını talep ediyor. Teknolojinin tasarım ve kültür ile ilginç bir kesişimi.
- Neredeyse her hafta havacılığa yönelik yeni bir arayışa yer vermeye çalışıyorum. Güneş enerjisiyle yol alanlar, motosiklet motoruyla ilerleyenler derken en ilginç girişimlerden birisi Avrupalı ünlü üretici Airbus’tan geldi. [highlight]Elektrikle çalışan ilk uçak E-fan[/highlight] Manş Denizi’ni aştı. 22 milyon dolarlık ARGE bütçesi yakan modelin 100 kişilik ticari versiyonu için hedeflenen tarih 2030.
- PC Aero’nun elektrikli uçağı Elektro One Solar ise kanatlarından topladığı güneş enerjisini harekete çevirerek benzer bir yolu deniyor.
- Araç içi teknolojilerdeki yeni ana akımlardan biri -uzun zaman savaş uçaklarında kullanılan- HUD (Head up Display) sistemleri. Cama yansıyan uyarı ve bilgilerle sürücünün yoldan gözünü ayırmadan bilgilenmesini sağlayan HUD şimdilik genellikle lüks opsiyonlar listesinde yer alıyor. Indiegogo’da fonlamaya açılan IRIS ise bunu 300 dolar gibi ulaşılabilir bir bedele her araca uyarlanabilir hale getiriyor (fonlama sonrası planlanan satış fiyatı 500 dolar).
- Mercedes-Benz yeni E serisinde araç için konfor ve güvenlik teknolojinin zirvesini sunmayı hedefliyor. Öndeki aracı saatte 200km hıza kadar sürücünün müdahalesine gerek duymadan takip edebilme, kamera ve GPS desteğiyle trafik tabelalarını okuyup uyma, 84 adet LED’den oluşan yeni far ile karşıdaki sürücünün görüşünü engellemeden çok uzun mesafeyi aydınlatabilme, NFC destekli anahtar, tehlikeli bir durumda otomatik frenleme yapma, uzaktan kumandayla dışarıdan park etme gibi bir dizi teknolojik güzellik E serisi sahiplerini daha güvenli bir ortamda taşıyacak.
- Yaşayamadığım için üzüldüğüm nadir olaylardan biri de sesten hızlı yol alan (yani süpersonik) yolcu uçağı; efsanevi Concorde ile bir sefer yapmak. Son seferlerinde ortaya çıkan güvenlik sorunlarından dolayı kullanımdan kaldırılan bu uçan kuğular Londra ve New York arasını birkaç saate indirmenin ötesinde bütün yolcularının birinci sınıf (first class) olarak muamele gördüğü tek uçuştu. Hatta her yolcuya özel bir sertifika verilerek bu tecrübe ölümsüzleştiriliyordu. Ne var ki Spike şirketinin S-512 kodlu -sesten hızlı- uçağı hem tasarımıyla aynı tadı veriyor hem de aynı mesafeyi 3 saate indiriyor. Sahip olmak isteyen havayolu şirketleri 80 milyon doları gözden çıkartmak zorunda.
- Hoffman and Krippner tarafından geliştirilen akıllı direksiyon önce sürücünün normal sürüş şeklini takip edip tanıyor, ardından uykulu ya da tutarsız hallerini hissederek uyarı yapıyor. Direksiyon başında uyku, kalp krizi gibi durumlar için gayet akılıca bir çözüm.
https://vimeo.com/129647908
- Haftalar önce bahsettiğim tamamen 3D yazıcılaral oluşturulan ilk otomobil Strati satışa sunuldu.
- Bisiklet ve motosiklet sürücülerinin en büyük sıkıntısı iş yük taşımaya gelince ortaya çıkar. Bisiklet tarafındaki yaratıcı çözümlerden biri Porterlight. Fakat bin 850 paunddan başlayan fiyatıyla “yük taşımasak da olur” dedirtiyor.
- Ford’un geçmiş özetlerde tanıttığım teknolojik nimetlerle bezeli otonom bisikleti Mode:Me ve Mode:Pro’nun ardından Mode:Flex de görücüye çıktı. Akıllı uygulamasıyla cep telefonunuzla entegre çalışıyor, taşınabilir ve elektrik destekli.
https://www.youtube.com/watch?v=R4Hiclb18RM
- Bisikletçiler için hayat kurtarabilecek bir kask Lumos adıyla fon topluyor. Üstündeki LED stop lambası ve dönüş sinyalleri ile arkadaki sürücüye kendini ve ‘niyetini’ belli ediyor.
- Ulaşım seçeneklerinde bir de Stary var. Dünyanın en hafif elektrikli kaykayı. Üstelik pilsiz ve motorsuz! 500 dolar.
- 27. özette KAZbrella adlı akıllı şemsiyeden bahsetmiştim. Bu hafta da ortaya HAZ şemsiyesi çıktı. Benzer şekilde hava durumunu öğrenip evden çıkmadan ona ihtiyacınız olup olmayacağını söylüyor. Bir bu eksikti hayatımızda, değil mi?
- Suda süzülen beyaz kuğuların hepsi sandığınız şey olmayabilir. NUSwan adlı girişim yüzdüğü suyun temizliğini ve mineral değerlerini ölçen robot kuğular geliştiriyor.
- Skylodge Adventure Suites adlı oteli hiç duydunuz mu bilmiyorum. Peru’nun meşhur vadisindeki bu garip konaklama mekanı size eşsiz bir manzarayı ürpertici bir ortamda sunuyor. Yürek ister.
- Karaları tükettik, sıra denizlerde. 2020 yılında okyanus üstünde yüzen ilk yerleşim biriminin kurulması hedefleniyor. Canlandırma görüntüleri oldukça heveslendirici.
- ABD Ordusu uzun zamandır harici iskelet olarak Türkçeleştirebileceğimiz ‘exoskeleton’lar üstünde çalışıyor. Bu alandaki son üretimleri askerlerin hedeflerine ateş ederken nişan almadaki hatalarını düzeltmek. Cephede mertlik diye bir şey kalmadı. Üstelik dahası da geliyor!
- Havanın durumuna göre sizi ısıtan ya da serinleten akıllı kıyafetler. İşte bu ilginç.
- Yaz aylarına yönelik bir diğer önemli gelişmeyse akıllı bikini ve havlular. Güneşin bedene arıza verdirecek boyuta geldiği anlarda sizi uyarıyor.
- Oturmaktan hayır gören tek canlı karpuz değil. Berkeley Üniversitesi öğrencileri tarafından geliştirilen Volta adlı sallanan sandalye sallandıkça ürettiği elektrikle cep telefonu ve tablet gibi cihazlarınızı şarj ediyor (bence altına bir de lazımlık yerleştirirsek tam bir Wall-e ortamı yakalayabiliriz).
- Volta ilginizi çektiyse Jacobs Tasarım İnovasyon Enstitüsü‘nün sayfalarına gömülebilirsiniz.
- Sanayileşmenin malum yan etkilerinden biri endüstriyel atıklar. Bir diğer doğal sonucuysa şehirleşme. Endüstrinin yarattığı atığı sebep olduğu yeni konut ihtiyaçlarında kullanmayı akıl edense MIT Üniversitesi oldu. Sanayi atıklarından oluşan tuğlalar hem düşük maliyeti hem kolay uygulanabilirliği açısından önemli.
- Protezlere yönelik 3D yazıcılarla açık kaynaklı olarak geliştirilen örneklere alışmıştık. Ancak Umea Tasarım Enstitüsü’nün yeni projesi LEGO destekli girişimiyle dikkatleri üstüne çekmeyi başardı.
https://www.youtube.com/watch?v=e0ne-XfXtnQ
- Yakın bir tarihte iflas ile yüzyüze gelen ve pazarlama derslerinde işlenesi bir manevrayla küllerinden yeniden doğan LEGO’nun yeni hevesi tuğlalarını daha sağlıklı ve çevreci hale getirmek. 15 yıl sürecek ve kullanıcıların farkına bile varmayacağı bu dönüşüm başka bir başarı öyküsü olarak belleklerde yer alacak gibi görünüyor.
- Engellilerin karşılaştığı engellerin büyük bölümü kendi engellerinden öte etrafındakilerin oluşturdukları. Rusya’da hologram temelli ilginç bir uygulama en azından park yerlerinde bu sorunu ortadan kaldırmayı deniyor. Çok hoşuma gitti.
- Dünyanın yeni bir fonta her zaman ihtiyacı var ama bu hafta tanıtılan Yeezy onlardan biri mi bilmiyorum. İlhamını ünlü Şarkıcı Kanye West’ten alan yazı karakterinin fiyatı -sıkı durun- 50 bin dolar!
[/nextpage]
[nextpage title=”Sinema / TV / Kültür / Sanat” ]
Sinema / TV / Kültür / Sanat
- Bilim-kurgu film külliyatının en nadide örneklerinden Blade Runner’ın çekimleri için hazırlanan kurgu setler, maketler gün ışığına çıktı. 142 karelik galerisine bakınca filme saygı bir kat daha artıyor.
- Begün Öztan halen gösterimi devam eden -ve görülmemiş derecede olumlu eleştiriler alan- Inside Out (Tersyüz) filminden çıkan dersleri 9 maddede özetlemiş.
- Batman ile Superman’in beyazperdede birbirine düşmesi için sabırsız bekleyişimiz sürüyor. Yeni fragmanla ağzımıza bir parmak bal daha çalındı.
[box type=”info”]Bu derlemeden arkadaşlarınızı haberdar etmek için aşağıda yer alan sosyal medya paylaşım düğmelerini kullanabilirsiniz. Blogdaki yeni yazılardan anında haberdar olmak için yine aşağıda yer alan forma e-posta adresinizi girmeniz yeterli.[/box]
Fikir ve katkılarınızı yorumlarda bekleyeceğim.
Hepinize sağlıklı, mutlu ve bereketli bir hafta dilerim.
[/nextpage]
Görüşlerinizi paylaşın: