Ben meraklı bir adamım. Bebekliğim de böyleymiş söylendiği kadarıyla; çocukluğum ve yetişkinliğim de benim bildiğim kadarıyla öyle. Meraklılık çok genel bir huy ama her şeye merak duyanlardan da değildim. Hatta içimde aksi ve muhalif bir taraf genellikle hep popülere ve genel merak alanlarına uzak tuttu beni.
Bu nadir olana tutku da beraberinde yalnızlığı getirdi. Çoğunluğun izlemediği filmler, okumadığı kitaplar, ilgilenmediği hobiler gibi listeler çerçevesinin içinde elde kala kala yalnızlık kalıyor. Üstelik bu alt grubun hepsi muhalif olduğu için kendi aralarında da kaynaşamaz.
Örneğin Yeşilköy Havacılık Müzesi içinde toplanan maketçi heyetinin birbirinden boyama ve yapıştırma tekniklerini nasıl gizlediklerini dün gibi hatırlatım (hala da toplanırlar keşke bir gidip görseniz). Size komik gelebilir ama bir de gidip orada seyredin; sanki Coca Cola formülü.
Konuya geleyim.
Gözlemlediğim kadarıyla bilgisayar kullanıcılarının da kendi içinde garip bir muhafazakarlığı (koruyuculuk / tutuculuk diyelim) var. Üstelik bu uzmanlık derecesine göre de artıyor. Nedenini çözebilmiş değilim ama şöyle özetleyebiliriz:
- İşletim sistemi fanatikleri: Windows, Linux, Apple hiç farketmez. Kendi kullandığını evladıymışçasına sahiplenir, ötekileri yerden yere vurur. Kendi cephesini savunur. Konuyla ilgisiz bir insanın gözünde onları Ürün Müdürü sanabilirsiniz.
- Yazılım fanatikleri: En çok web tarayıcısı cephesinde görünür. Firefox, Safari, Opera, İnternet Explorer (şimdi bir de Chrome). Bir de diğer gruplar var. Örneğin benim en sık gözlemlediğim Photoshop tutkunları. Yaptığı bir resmin boyutunu değiştirmek ya da basitçe iki tane efekt uygulamak olsa bile illa ki kopya olarak o hantal Photoshop’u yüklemek olacaktır.
- Donanım fanatikleri: Fotoğrafçıysa bahsettiğimiz Nikon / Fuji, grafik kartı için ATI / Nvidia, oyun konsolunda PS3 / Xbox, DS / PSP, Mac / PC, iPhone / Blackberry, Nokia / Samsung… Muhtemelen hepimiz bu cephelerden biri içinde yer aldık. Hala da alıyor olabiliriz üstelik.
- Site fanatikleri: Bu grup daha yeni yeni oluşmaya başlamakla birlikte en ilginç ortak paydalarından biri de kullandıkları sitenin üye sayısı arttıkça ‘bozuludu’ gibi bir yafta yapıştırmaları. Oysa bu sitelerin kategorisi genellikle sosyal paylaşım siteleri. Sosyal…
- Lisan fanatikleri: PHP / .net kavgası biter mi dersiniz? Gerçi Türkiye dışında Ruby on Rails, Phyton gibi konu başlıkları da var ama bizim toprakları Microsoft parsellediği için çoğu web yazılımcısı diye geçinenin haberi bile yok. Peki sizin Microsoft platformunda geliştirilmiş başarılı bir uluslararası web girişimi geliyor mu aklınıza? Bizdeki fanatikler MS tarafında yoğunlaştığı için yazma gereği duydum.
Listeyi daha epey uzatabilirim ama şunları sormak da gerek tadını kaçırmadan: Alternatif diye bir şeyin varlığı bilgisayar ortamı kadar ucuz ve ulaşılabilirken denemek bir yana direnmek neden? Bu zihinsel tutuculuğun sebebi ne olabilir?
Derya içre deryadan habersiz balık
Ama düşünüyorum da; bir Steve Jobs ya da Bill Gates olmak ve yarattığım bu kampların benim adıma birbiriyle böyle kapışmasını izlemek isterdim. İnsan kendini Tanrı zanneder herhalde…
Öte yandan yıllardır bilgisayar kullanıp bir kere bile Linux kullanmamış, Office yerine Open Office denememiş, Mac başına oturmamış, farklı yazılımlar denememiş bir insanın bilgisayar kullanıcısı olduğundan söz edebilir miyiz? Ben zorlanıyorum…
On yılı aşkın süredir Windows kullanıp içindeki hazır uygulamlardan bile haberdar olmayanlar biliyorum. Evden işe gidip gelirken sürekli aynı yolu kullanmak gibi bir şey bu. Aynı saatte kalkmak, aynı saatte yatmak, aynı tarz kıyafetleri giymek, aynı insanlarla muhabbet etmek.
Rahmetli anneannem hayatının son günlerinde mecburen yattığı yatağından bana hep “gez, dolaş, insanlar tanı, yeni yerler gör” deyip durmuştu. Aklıma hep o laflar geliyor. Hayat ne kadar kısa ve biz ne kadar küçük bir kısmına hapsediyoruz kendimizi.
Görüşlerinizi paylaşın: