Bu melodiyi bir yerlerden hatırladınız mı?

Teknolojik cihazlar sayesinde hayatımıza giren pek çok şey oldu. En farkında olmadığımız ayrıntıların başında ‘melodileri’ geliyor.

Dünyanın en popüler tınılarından biriyle başlayalım yazıya. Zira yazımız türevleriyle ilgili olacak.

Eski modellerinde Grande Valse olarak geçen bu melodi, Nokia’nın alametifarikalarından. 19. yüzyılın meşhur İspanyol gitaristlerinden Francisco Tarrega’nın 78 bestesinden biri. Orijinal ismi Gran Vals. Okumaya devam ederken arkadan çalsın biraz. Tamamını dinleme fırsatına çok az insanın eriştiği muhteşem bir beste çünkü.

Bu melodi hayatımıza 1994 yılında 2100 serisiyle hayatımıza girdi. Nokia’nın dikkatine sunansa şahsen birkaç defa aynı ortamda bulunma fırsatı yakaladığım dönemin efsane Başkan Yardımcısı Anssi Vanjoki‘ydi. Vanjoki 1993 yılında melodiyi Lauri Kivinen‘e dinletmiş ve şirketin tüm telefonlarının ön tanımlı melodisi olmasına karar vermişti. 2010 yılına dair bir veriye göre bu melodi Nokia modellerinin hoparlörlerinden günde 1 milyar 800 milyon defa çalıyordu. 400 bin satması beklenen Nokia 2100 serisi bile tek başına 20 milyon adetlik rekor satışa imza atmıştı. Dillere destan utangaçlığı yüzünden şarkılarını hiçbir zaman kitleler önünde çalamamış Tarrega böyle bir şeyi rüyasında bile göremezdi.

Anssi Vanjoki’ye dönersek; bir insanın zevki ne büyük etkiler yaratabiliyor, değil mi?

Daha da ilginci, Grande Valse dünyada bir telefon markasının tüm cihazları için benimsediği ilk melodi olmuştu. Bugün kulağımızda yer eden, duyar duymaz hangi markadan çıktığını anladığımız  diğer telefon melodileri Nokia’nın bu adımından sonra oluşturulmaya başlandı.

Marimba marambita!

Dünya çapında nam salan bir diğer melodiye kulak verelim.

Nam-ı diğer Marimba’dan söz edeceğiz. Onun da ilginç bir öyküsü var.

Herkesin Apple’dan bir telefon çıkartmasını beklediği 2005 yılında Steve Jobs Motorola ile ortaklaşa ürettikleri bir model tanıtmıştı. Rokr (Motorola E790) ismiyle piyasaya sürülen bu telefon o kadar kötüydü ki cep telefonu olarak bile kimsenin ilgisini çekmemişti (bu sayede iPhone projesine hız verilmiş oldu).

Bu sürece ait en ilginç ayrıntılardan biri de Jobs’un Nokia’nın melodisine kelimenin tam anlamıyla uyuz olmasıydı. Bu yüzden iPhone’u geliştirirken önemli konulardan biri de aleti zihinlere kazıyacak ön tanımlı melodi olmuştu. Üstelik sadece ana melodinin seçimi de yetmeyecekti çünkü Jobs iPhone’da önceden yüklenmiş 25 melodi olmasına karar vermişti.

Şu anda Alcatel-Lucent çatısı altında hizmet veren teknoloji dünyasının fikir ve icat jeneratörü Bell Laboratuarları‘ndaki uzmanlar seneler boyu telefon melodileri üstünde çalışmış ve bir matematik denklem geliştirmişti. Buna göre iyi bir telefon melodisi ortam gürültüsünden ayrışabilecek bir formda, 2-4KHz aralığında, 96 desibel şiddetinde olmalıydı. Diğer koldan çalışmalar da Apple’ın 2002 yılında bünyesine kattığı (meşhur Logic uygulamasının geliştiricisi) Alman şirketi Emagic’in yöneticilerinden Dr. Gerhard Lengeling tarafından yürütülüyordu. Hatta 2005’te Steve Jobs iPhone melodileri için bizzat Lengeling’e başvurmuştu.

marimba
Marimba işte böyle bir şey.

iPhone melodisinin çalındığı marimba, aslen bir Afrika enstrumanı. Apple kullanıcılarının hayatınaysa 2005 GarageBand uygulamasının Jam Pack 4 genişletme paketinde girdi. Bir iddiaya göre Dr. Lengeling iPhone’un melodisini bizzat GarageBand üstünde bestelemişti. Melodi Bell Laboratuarı’nın standartlarına uyuyor ve kulağa hoş geliyordu. Steve Jobs’un da hoşuna gitmişti. Ama yine ilginç bir ayrıntı olarak Jobs (aynen benim gibi) telefonu neredeyse her zaman sessiz ve titreşim modunda kullanıyordu.

iPhone’un mesaj yollama ve alma melodisine de eminim aşinasınızdır. Onun da arkasında uzun yıllar Apple’da Yazılım Mühendisi olarak çalışan Kelly Jacklin var. Jacklin, sonraları iTunes ismini alacak uygulama üstünde çalışmaktadır. Yazılımın şarkıları CD’ye kaydetme işlemi bittikten sonra çalacak melodiye yönelik arayışta 158-marimba.aiff dosya isimli melodi kafasına yatar. Yıllar sonra aynı melodi iPhone’un mesaj uyarı sesine dönüşecektir.

Windows nasıl unutulur?

Melodilerden söz etmişken (belki bir kısmını hiç duymadığınız) çok daha popüler melodiler de var. Ben bunların hepsini  ezbere hatırladığıma göre resmen yaşlanmışım demektir. Hadi kulak verelim.

Microsoft’un Windows işletim sistemi sürümlerinin açılış ve kapanış sesleri. Özellikle bazı NT ve Windows 98 Plus versiyonları cidden komik. Ama o dönemler çok popülerdi. Windows’un o dönemler günde elli (şimdi kaç?) defa çöktüğünü düşünürsek gününüzün önemli bir kısmını bu sesleri dinleyerek geçiriyordunuz.

Aralarında en ikonik olanlardan biri elbette Microsoft tarihinin en şaşalı, en çok şeyi değiştiren, en çok ses getiren sürümü olan Windows 95’inki. Onun da ilginç bir öyküsü var.

Ambiyans müzik kavram ve ekolünün mucidi İngiliz besteci Brian Eno, Microsoft’tan bir teklif alır. Talking Heads, U2, David Bowie, Coldplay gibi birçok gruba besteler yapan Eno’ya teklif edilen görev Windows açılırken çalacak melodiyi bestelemektir. Kendisine verilen brifingde melodinin ilham verici, evrensel, optimist, fütüristik gibi 150 (yüz elli) kritere sahip ve toplamda 3,25 saniye uzunluğunda olması talep istenmektedir.

Eno konuya dahiyane bir çözümle yaklaşır. Toplam süreyi 84 parçaya böler ve ayrı ayrı çalışır. Böylece çok daha uzun süreli bir beste üstünde çalışıyor hissine kapılır. Melodinin ambiyans tarzındaki etkisini anlamak içinse biraz yavaşlatmamız gerekir. O meşhur Windows 95 açılış sesini bir de şöyle dinleyin bakalım.

En garip ayrıntıyı en sona sakladım. Brian Eno, Microsoft Windows 95 melodisini bir Apple üstünde geliştirir. Çünkü Windows’tan nefret etmektedir

Bu detayları hoşunuza gitti mi? O zaman biraz daha dalın içine!


Yorumlar

14 yanıt

  1. Orhan V. Gülenay avatarı

    çok çok keyifli bir yazı olmuş.

  2. Ipek AG avatarı

    Bu ne kadar güzel bir yazı. Çok teşekkür ederim.

  3. uyalcintunc@gmail.com avatarı

    müzikle cep telefonunu böylesine bağlamanız ilginç ve de iyi bir reklam aynı hizmeti zamam da..
    fakat TERREGA*YI 1981*LER DE DUYDUM İLK KEZ TRT*NI KALİTESİ VARDI O ZAMAN..VE DE BİR DAHA KULAKLARIMDAN HİÇ SİLİNMEDİ.GİTARA YENİ BAŞLIYANLAR İÇİN, HEP TERCİH NEDENİ BENCE.

  4. hakan yalçın avatarı

    Keyifli bir yazı idi , teşekkürler.

  5. d harfi avatarı

    Şu cümleye takıldım: “Bu melodi hayatımıza 1994 yılında 2100 serisiyle hayatımıza girdi.” Fakat, cümlenin içindeki “2100” linkini tıklayınca açılan sitede “Announced: 1Q, 2003” bilgisi var.
    Selamlar…

  6. d harfi avatarı

    Zaten linteki telefon 94’ün teknolojisine hiç benzemiyor.

  7. senolsengul avatarı

    Teşekkürler abi,bilmediğimiz bazı bilgileri de öğrendik sayende 🙂

  8. Murat avatarı

    Hocam Nokia melodisini eltin John’da 10 moi€ ya yazmış diye en az 20 kisiye yutturduydum. Kimse de hadi len dememişti.

  9. Doğan avatarı
    Doğan

    Windows 98 Plus’taki temayla değişen sesler beni 15 yıl önceki escort bilgisayarımın başına götürdü. Sadece ses değil, imleçten duvarkağıdına kadar her şeyi değiştiriyordu o temalar. Hey gidi.

  10. Ayhan avatarı
    Ayhan

    “Subliminal” hakkında ayrıntılı bir yazı bekliyorum…

  11. Onur Burak Milli avatarı

    çok teşekkürler harika bir yolculuktu.

  12. […] Bu melodileri defalarca dinlememize rağmen gerçek öykülerine nadiren ulaşabiliyoruz. Beni en çok etkileyenlerden biri Windows 95’in açılış müziğinin hikayesi olmuştu. Bestecisi Brian Eno hoşlanmadığı için bilgisayar bile kullanmayan biri. Daha da garibi Windows 95’in açılış melodisini bir Apple’da bestelemiş! Microsoft’un kendisine verdiği Windows’u tanımlayan 150 sıfatı gözden geçirerek masaya oturmuş ve 3,25 saniyelik hakkını 84 parçaya bölerek oluşturmuş. Aşağıda 2 dakika 32 saniyelik orijinalini dinleyebilirsiniz. 23 kat hızlandırınca o bilindik haline geliyor. (detaylarını ayrı bir yazıda paylaşmıştım). […]

Görüşlerinizi paylaşın: