Mezarından kalkıp oy isteyen liderler

Dünya nüfusunun yarısından fazlasının sandık başına gideceği 2024 yılı, yapay zeka sektörü için şimdiden zorlu bir sınava dönüştü.

Bilindik hikaye olsa da tekrarlamakta fayda var. Bugün internet olarak andığımız platform, soğuk savaş döneminde Sovyetler Birliği’nden gelecek olası bir nükleer saldırı sonrası ABD hükümeti ve bürokrasisinin çalışmalarını farklı noktalardan yürütebilmesi için (uzaktan çalışma mı desek?) geliştirildi. Pentagon’daki bürokratlar şartnameyi yazarken bu yapının ileride osuruğunu çakmakla ateşe verenleri bıkmadan seyredeceğimiz bir mecraya dönüşeceğini elbette tahmin edemezdi. 1940’larda “elektronik beyin” adı altında yapay zekanın temellerini atan bilimciler de eminim bugünkü kullanım ihtimallerini aklının ucundan bile geçirmemişti.

Yapay zeka eksenindeki tartışmalar birçok yönüyle internetin yaygınlaşma sürecinde yaşananları hatırlatıyor. Faydalandığımız nimetleriyle kötüye kullanım örnekleri, gündemde ters orantılı paya sahip. Yine de bu durum riskleri görmezden gelmeye bahane değil. Çünkü sokak röportajlarında suratımıza tokat gibi çarpan ortalama zeka, yapay zekanın bugünkü ilkel formu için dahi son derece kolay bir lokma.

Organik beyinlerin muhakeme yeteneği, yapay beyinlerin manipülasyon kabiliyeti karşısında çoğu zaman çaresiz kalıyor. Konunun yumuşak karnı ise tamamen insan zekasına emanet edilen ve ülkelerin kaderini belirleyen siyasi seçimler. Birkaç örneğe bakalım.

Halka “hücreden” sesleniş

İleri demokrasinin hüküm sürdüğü Pakistan, bu yıl seçime sahne olacak 64 ülkeden biriydi. Yine ileri demokrasi gereği hapse atılarak seçime girmesi engellenen muhalefet lideri (eski Başbakan) İmran Han, yapay zeka kampanyasıyla adını hem siyasi hem de teknoloji tarihine yazdırdı. Han, seçim kampanyası boyunca mesajlarını avukatları aracılığıyla partisine yazılı olarak ulaştırdı. Partisi ise yapay zeka araçları kullanarak bu metinleri onun sesi ve görüntüsüyle videolara çevirdi.

İmran Han’ın yapay zeka ile üretilen “zafer konuşması“.

Konuşmalar TikTok ve YouTube üzerinden milyonlara ulaştı. Yabancı gözlemcilerin (dış güçler) “tarihin en güvenilmez seçimi” olarak nitelediği oylamada İmran Han’ın bağımsız adaylarla yarışan partisi PTI, kimsenin ciddiye almadığı bu çaba sayesinde mecliste en fazla sandalyeyi kazanan taraf oldu. Ancak partilerden hiçbiri yeterli çoğunluğu sağlayamadığı için yeni başbakan bir türlü belirlenemedi. Neyse ki ileri demokrasi gereği Başbakanlık İmran Han’a değil; muhalif azınlığa verildi ve süreç tamamlandı.

Benzer bir süreç 1,4 milyar nüfusuyla “dünyanın en büyük demokrasisi” unvanına sahip Hindistan’da yaşanıyor. Nisan ayında yapılacak genel seçimler için yapay zeka destekli faaliyetler şimdiden kendini göstermeye başladı. En ilginç olanlarından biri, ülkenin ünlü sinema oyuncusu (ve siyasetçisi) M Karunanidhi’nin bu hafta yayımlanan videosuydu. 8 dakikalık konuşmasında Karunanidhi hem otobiyografisini kitaplaştıran siyasetçi TR Baalu’yu kutladı hem de oğlu MK Stalin’e başkanlık seçimlerinde başarılar diledi. Bu gayet sıradan desteği gayet sıradışı yapan ayrıntı ise Karunanidhi’nin 2018’de ölmüş olmasıydı!

Benzer bir olay geçtiğimiz hafta Endonezya’da yaşandı. Ülkeyi 32 yıl boyu baskı ve yolsuzluk ile yöneten General Suharto, sosyal mecralarda milyonlarca izleyiciye ulaşan 3 dakikalık videosuyla 14 Şubat genel seçimde oy verecek 200 milyondan fazla seçmene seslendi ve (Emekli General Prabowo Subianto liderliğindeki) Golkar partisi adına oy istedi. İzleyenlerin tamamı Suharto’nun 2008 yılında öldüğünü biliyordu fakat bu gerçek, kopan tartışmaları engellemedi. Seçmeni de yeterince etkilememiş olacak ki ben bu yazıyı yazarken yüzde 73’ü açılan sandıklarda Subianto rakibinin ancak yarısı kadar oy alabilmişti.

Suharto strikes back!

Sıra turpun büyüğünde

Bütün bu gelişmeler, 5 Kasım’da gerçekleştirilecek ABD başkanlık seçimlerine yönelik endişeleri artırıyor. Zira konumu gereği ABD Başkanı, sadece ülkesini değil; dünyanın tamamını ilgilendiren bir işleve sahip.

Ülkedeki benzer ilk girişim 7 Şubat’ta gerçekleşti. Bir robot yazılımla tek tek aranan New Hampshire eyaleti seçmenleri, mevcut Başkan Joe Biden’ın sesinden “sakın sandığa gitmeyin” konulu tavsiyeler dinledi. Tahmin edeceğiniz gibi kayıt sahteydi. Savcılığın başlattığı ve halen devam eden soruşturmada olayın arkasında rakip Cumhuriyetçi Parti adına siyasi kampanyalar yürüten “Life Corporation” adlı Teksaslı bir şirket olduğu anlaşıldı.

2016’da Donald Trump’ın zaferiyle sonuçlanan ABD başkanlık seçimleri, Facebook’tan topladığı verileri kötüye kullanan Cambridge Analytica şirketi yüzünden gölgelenmiş; CEO’su Mark Zuckerberg’in Kongre’de ifade verdiği Facebook, milyarlarca dolar tazminata mahkum edilmişti. Silikon Vadisi’nde kimse bir dahakine çok daha ağır fatura çıkartacak böylesi bir olayı tekrar yaşamak istemiyor.

İlk hamle, bütün gözlerin çevrildiği OpenAI CEO’su Sam Altman’dan geldi. Geçtiğimiz ay yaptığı açıklamada Altman, ürünlerinin siyasi amaçlarla kullanımını tamamen yasakladıklarını açıkladı. Hemen ardından Google, Anthropic ve Synthesia’dan benzer duyurular yapıldı. Facebook ve Instagram”ın çatı şirketi Meta, siyasi içerikleri öne çıkarmama kararı aldı.

En somut adım ise bu hafta Almanya’nın Münih şehrinde atıldı. Aralarında OpenAI, TikTok, Twitter, Google, Meta, Microsoft ve IBM gibi yapay zeka alanında ürün ve çözümler sunan 20 şirket, bu teknolojinin seçim kampanyalarında kötüye kullanımını engellemek adına mutabakat imzaladı. Söz konusu şirketler tespit, teyit, kaynağında engelleme ve kamuoyunu bilgilendirme gibi 7 ana başlıkta bu türden girişimlerini engellemek için çalışacak.

Özetle, dünyanın kaderi, 20 teknoloji şirketinin elinde.

(23 Şubat 2024 tarihli Oksijen gazetesinde yayımlanan yazım.)



Yayın Tarihi:

Kategori:


Yorumlar

3 yanıt

  1. melih özçelik avatarı
    melih özçelik

    yapay zeka kapatılsın ! 👹

  2. tanjanozbilgi avatarı
    tanjanozbilgi

    Neyse ki bizde asla böyle “AI hileli” şekilde sosyal medyadaki seçmen kandırılmıyordur.

  3. Özkan avatarı
    Özkan

    Öncelikle yine yeniden efsane yazılarınızdan biri olmuş çok teşekkür ederim. Yazınızda belirttiğiniz gibi güzel ülkemde ortalama zeka seviyesi düştükçe yapay zeka robotlar gerçekten başlangıç seviyelerinde bile daha akıllı seçimler yapabilir seviyede Gördüğüm kadarıyla tüm geri kalmış yada gelişmekte olduğunu iddia eden ülkelerde de durum çokta farklı değil, Giderek derinleşen zeka, anlama ve yorumlama seviyesi insansı robotlar çağını değil, insan görünümlü içi boş insansıların sayısını arttıracak gibi duruyor.

Görüşlerinizi paylaşın: