Kabataş’ta sıkça gittiğim bir kahvehane var. Alabildiğine salaş ama çayı güzel. Salaş çayhanelerin çayından gayrı özeneceği bir şey olmaz. Kral mekanda orta seviye yiyecek-içeceğe abartılı paralar vermen gerekir.
Bir aile işletmesi olduğundan garsonları da genelde kardeş ve akrabalardan oluşuyor. Çoğunu da tanıyorum. Daha önce görmediğim biriyle konuşurken bir ara tırnakçılık yaptığını söyledi. Benim gibi merak uğruna yaşayan biri için bu konu yeterince tahrik ediciydi. Başladık sohbete. Yan masalardan gelen her çay siparişinde muhabbet bölündü ama yine de bölük-pörçük bir şeyler toparlayabildim. Onunla başlayıp diğerleriyle devam edelim.
Tırnakçılık
Çoğu kişinin adını bile duymadığı ‘tırnakçılık’, dolandırıcılık amaçlı bir el çabukluğu ‘sanatı’.
Cidden bir sanat çünkü öyle gasp gibi kaba güce dayalı değil. Strateji, yol-yordam, el çabukluğu, dikkat dağıtma gibi birçok farklı hüner gerektiriyor. Bizimkinin söylediğine göre tırnakçının şahı, operasyon sonrası hayır duası alanmış. Yani soyulan / dolandırılan kurbanı o sırada tırnakçının kendine bir iyilik yaptığını sanarak teşekkür edermiş. İşte bu sanatın zirvesi de o mertebeye gelmekmiş.
‘Kameralar saniye saniye kaydetti‘ geyiğine girmeyeceğim ama ucuzlayan güvenlik kameraları sayesinde artık bu sanatın icrasına dair de pek çok delile sahibiz. Bir tanesine bakalım mesela. Burada mağduriyet senaryosu oynanıyor. Para üstü olarak verilen 50 liralık banknotlardan biri saniye bile sürmeden cüzdana atılıyor ve eksik para verildiği iddia edilerek 50 lira daha alınıyor.
https://www.youtube.com/watch?v=NAa1T9kCvLk
Youtube’da benzerlerine sıkça rastlayabileceğiniz bu görüntüler insanı paranoyak yapmak için yeterli. Bizim garson sürüyle teknik ve örnek sıraladı ama özeti şu: size durduk yere yardım etmeye çalışan herkese biraz şüpheyle yaklaşın.
Tantanacılık
Onlarcasına gözümle şahit olduğum tantanacılık da organize hırsızlığın bir alt kolu. Sokakta ya da bir kafede, durduk yere bir kavga koparsa ilk yapacağınız şey cüzdan ve cep telefonunu sağlama almak olsun. Çünkü büyük ihtimalle o kargaşa ve itiş-kakışta birileri cepleri yokluyordur. Tantana tanımı da buradan geliyor zaten.
Tantanacılar genellikle 4-5 kişilik gruplardan oluşur. Biri kavga çıkarır, biri sopayı yer, diğerleri bağırıp çağırarak ortalığı karıştırır ve biri de hırsızlığı yapar.
Yaşanmış bir örneğine bakalım.
http://www.youtube.com/watch?v=8DJGJvNjoq4
Tantanacılıkta (mağdur açısından) en pis durum bu örnekte olduğu gibi olayı anında fark etseniz dahi hırsızlığı yapanla tantanacıların farklı kişiler olması. Kim olduğunu bildiğiniz kavgacıların üstüne çökseniz de bir sonuca ulaşmak mümkün değil. Cüzdanınız aklınıza bile gelmeyen bir başkası tarafından alınıp gitti çünkü.
Yankesicilik
Bu en eski ve bilindik hırsızlık türü hala dünyanın her yerinde pek çok mağdur yaratabiliyor. En basit tedbirlerle dahi büyük ölçüde engellenebilecek bu türün en büyük mağdurları turistler. Boyunlarındaki fotoğraf makinaları, yol-yordam bilmez halleri, önlerine astıkları sırt çantalarıyla kilometrelerce öteden ‘ben turistim’ diye bağıran bu grup yankesici mıknatısı rolü üstlenir.
Yankesicilik kolay iş değildir. Bazen kurbanınızla sohbet etmeniz bile gerekebilir.
Bu sanatın dünya çapındaki virtüözlerinden Apollo Robbins’in TED sunumunda dehşet verici ayrıntıları görmek mümkün.
Bu işin küresel üstadları Azeriler ve Romanyalı çingeneler. Bir Azerbaycan ziyaretimde bazı gözü kara yankesicilerin bu işi daha kolay yapabilmek için başparmaklarını kestiğini öğrenmiştim. İnsanın bir mesleği parmağını feda edecek kadar sevmesi anlaşılır değil. Zaten çoğunu hırsızlık şebekeleri zorla kesiyormuş.
Romanya’nın Avrupa Birliği’ne kabul edilmesinin üstünden birkaç hafta geçmeden komşu ülkeler başta olmak üzere bütün Avrupa’yı soyup soğana çevirmeyi başarmışlar. Romanya’da dilenci, hırsız ve yankesicilikle uğraşan çingenelerin özel mahalleleri ve ultra lüks villaları var. Bununla ilgili geçenlerde muhteşem bir belgesel izledim. Sizin de izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim (İngilizce). Bu ‘işte’ özellikle çocukların nasıl sömürüldüğünü gösteren ibretlik bir yapım.
https://www.youtube.com/watch?v=LGDj0B5WQaA
Yankesiciliğin büyük bölümü yanıltma, dikkat dağıtmaya yöneliktir. Oranızı buranızı elleyen, üstünüzü temizlemeye çalışan ya da sırtınıza bir şey örten herkes bir yankesici olabilir. Genellikle kullanılan yöntem bir tarafa belirgin bir eylem yaparken öteki tarafta soygunu tamamlamaktır (Örneğin kolunuzu temizlemeye çalışırken yan ceket cebinizden cüzdanı çekmek gibi).
Genel uyarılara kulak asmak bile yüzde 90 koruma sağlar.
Adi hırsızlık / kapkaç
Dilimize tam olarak ne zaman girdi bilmiyorum ama kapkaç sanıyorum en dehşet verici hırsızlık yöntemlerinden biri. Özellikle bir dönem neredeyse her haber bülteninde her şehirden dehşet verici bir örneği çıkıyordu. Bu olayın çıkışı Uzakdoğu. Motosiklet kullanımının yoğun olduğu yerlerde iki kişilik ekipler scooterlarla kurbana yaklaşıp olayı bitiriyor.
Hatta bazen mağdurlar bile scooter sürücüleri olabiliyor.
Bu türün yaya ya da araçlı birçok hali var. Korunmaya yönelik bir metod yok çünkü bazen kapılamayan çantalar ölesiye dövülmeye de sebep olabiliyor. Neyse ki bu tür yok denecek kadar azaldı bizde (diye düşünüyorum).
Genel hırsızlıkta yaratıcılık ve gözü karalık öyle boyutta ki, hiçbir sınır tanımıyor. En dehşet verici örneklerinden birine bakalım:
https://www.youtube.com/watch?v=uQsdc-9fHgI
Hırsızlığın türü, şekli, çeşidi bitmez elbet. Bize düşen uyanık olmak (Ve kolay paraya yönelik hırsı törpülemek sanıyorum).
Görüşlerinizi paylaşın: