Google parçalanmanın eşiğinde

Tekelleşme ithamıyla ABD Adalet Bakanlığı’nın aleyhinde açtığı her iki davada da köşeye sıkışan Google’dan Chrome tarayıcısını, Android işletim sistemini ve reklam teknolojileri çözümlerini satması isteniyor. Gözler Donald Trump ile göreve başlayacak yeni kabinede.

Tür olarak varlığımızı sürekli pekiştirdiğimiz bilgimize ve geliştirdiğimiz araçlara borçluyuz. Oysa içine doğduğumuz ortam; yani doğa, milyarlarca yıldır kendi imkanlarıyla başının çaresine gayet güzel bakabiliyor. 18. yüzyılda Fransa’da yeşeren “fizyokrasi” akımı, bu bulgudan ilhamla insan topluluklarının da doğa kanunlarıyla yönetilmesi gerektiğini savunur. Böylece insanlık da aynen doğa gibi kendi kendini koruyup ayakta kalabilecektir. “Bırak olsun / yapsın, bırak geçsin” (Laissez faire, laissez passer) ile şekil bulan sloganları, kendilerinden iki asır önce yaşamış Fransız esnafının, bürokrasiye yönelik “Bize bırakın, biz hallederiz” feryadından türer.

Bu yaklaşım zamanla liberalizm ile anılır hale geldiyse de ideal bir liberal / liberter düzen, fizyokratlardan farklı olarak gelişim ve ilerleme yolunda devlete “doğal” bir denetleme ve kısmi bir hüküm rolü verir. Piyasa oyuncularının eşit rekabet şartları sunulduğunda “doğal olarak” en iyiyi sunabilmek için yarışacağını varsayan bu yaklaşımın tek ihtiyacı vardır: “Görünmez el” için eldiven rolü üstlenecek ve rekabetçi yapıyı koruyacak bir devlet otoritesi.

İyidir, kötüdür, başarılmıştır, ütopyadır; ayrı mesele. Fakat liberalizm adına akla gelen ilk ülke ABD, şu ara bu eksendeki ciddi bir sınav veriyor. Soru kitapçığındaki şıklar arasında ekonomisinin, algısının ve hegemonyasının en önemli kozlarından Google’ı parçalara ayırmak var. Gerekçesi firmanın “tekel oluşturması ve rekabete aykırı faaliyetlerde bulunması”. Serbestliğin en büyük ve bir yanıyla en kaçınılmaz günahı. Üstelik devlet aklı, doğru cevabın “parçalanma” olduğunda ısrarcı.

Dünyanın yeni bir düzen kurma sancıları çektiği bu dönemde yönetimin önünde iki seçenek var. İlki hayata gözlerini garajda açan Google gibi şirketlerin küresel devlere dönüşmesini mümkün kılan bu sistemin sürdürülebilirliğini korumak. Diğeriyse “bırakalım yapsınlar” diyerek liberalizm ile tekno-feodalizm arasındaki unvan maçını seyretmek.

Tek-elin nesi var

ABD bu tercihler konusunda gayet şerbetli sayılır. Örneğin petrolün üretiminden dağıtımına kadar her noktasını ele geçirerek tekelleşen John Rockefeller’ın “Standard Oil” şirketi 1911’de benzer bir davayla 34 farklı şirkete bölünmüştü.

İletişim alanında tekelleşen AT&T de aynı sebeple 7 farklı (bölgesel) şirkete dönüştürülmüştü. Teknoloji alanındaki büyük ikramiye ise 2000 yılında Microsoft’a çıkmıştı. Ne var ki mahkemenin iki ayrı şirkete bölünme kararı temyizde bozulmuş; kısıtlamalarla yetinilmişti.

Şimdiyse Google, anavatanı ABD’de iki farklı kamu davasında tekel oluşturmak ve bu yönde faaliyet göstermekle itham ediliyor.

Yeterince açıklayıcı olsa da “tekel”, bir şeyin tek satıcısı olmak, tek başına fiyat belirlemek, rekabeti engellemek ve diğer seçeneklere yaşama şansı tanımamak” anlamına geliyor. ABD Adalet Bakanlığı Google’ı bu gerekçelerle ilk olarak 2020’de mahkemeye taşıdı. Rockefeller’ın da vaktiyle maruz kaldığı Sherman Yasası uyarınca arama motoru, arama sonucu reklamları ve Android platformundaki hakimiyeti sebebiyle açılan dava geçtiğimiz Ağustos ayında tamamlandı. Hakim, Adalet Bakanlığı’nın iddialarını haklı buldu ancak cezayı bir sonraki duruşmaya bıraktı.

ABD Adalet Bakanlığı bu sürece paralel olarak 2023 yılında şirket aleyhinde bir dava daha açtı. Dijital reklamcılıkta tekel oluşturma suçlamasının dayanağı yine Sherman Yasası oldu. Bakanlık avukatları Google’ın (gelirinin yüzde 80’ini oluşturan) reklam alanında hem dağıtım sistemine hem satış platformuna hem de yayın ağına sahip olduğuna dikkat çekerek bunu “Citibank’ın New York Borsası’na sahip olması”na benzetti.

İddia makamı, reklam satış teknolojilerinde yüzde 87 paya sahip Google’ın medyaya ve bağımsız yayıncılara zarar verdiğini öne sürüyor. Çözüm önerisi ise Google’ın “Chrome” adlı web tarayıcısını, Android işletim sistemini ve reklam teknoloji çözümlerini satarak bünyesinden çıkarması. Ayrıca Google Arama hizmetini ön tanımlı olarak kullanması için Apple ve Mozilla gibi şirketlere yapılan milyarlarca dolarlık ödemelerin kesilmesi isteniyor. Faaliyet gösterdiği alanlarda yeni şirket alma ve yatırım yapma yasağı da cabası. Taraflar bu haftaki duruşma ile iddia ve savunmalarını tamamladı (PDF). Google’ın çözüm önerileri sunmak için 20 Aralık’a kadar vakti var.

Mesele Google değil

Bu davaların sonuçları sadece Google’ı değil; doğrudan ve dolaylı olarak neredeyse dünya genelindeki tüm şirket ve internet kullanıcılarını ilgilendiriyor. Üstelik Google aleyhindeki bir sonuç, hedef tahtasındaki Apple, Amazon ve Meta gibi oyuncuları daha da belirginleştirecek.

Daha geniş kümede ise Google’ın web tarayıcısı Chrome’dan video platformu YouTube’a kadar onlarca hizmetini kullanan şirket ve bireyler var. Birbiriyle bu kadar içiçe geçmiş yapıların ayrılarak farklı şirketlere dönüşmesi teknik, hukuki ve mali birçok soruna gebe. Parçalanmış bir Google’ın elinde kalanlarla ayakta kalıp kalamayacağı kadar, ayrılan parçaların tek başına yaşamını sürdürüp sürdüremeyeceği de meçhul.

Duruşmaların zamanlaması, zamanın ruhuna has bir ayrıntı içeriyor. Farklı hakimlerin baktığı her iki dava da kararını önümüzdeki sene verecek. Bir başka deyişle davacı taraf, Donald Trump’ın yeni Adalet Bakanı ile değişmiş olacak. Trump’ın Google ile arasının hiç de hoş olmadığı malum. Ancak konuyla ilgili sorulara “Google’ı parçalamak küresel rekabet adına tehlikeli olabilir” şeklinde yanıtları var.

Serbest piyasanın “gizli eli” uyuşunca yardıma koşan “kadife eldivenli demir yumruğun” işlevini ve kudretini gözlemleyeceğimiz ilginç bir vaka (daha).

(29 Kasım 2024 tarihli Oksijen gazetesindeki yazım.)



Yayın Tarihi:

Kategori:


Yorumlar

2 yanıt

  1. Sedat avatarı
    Sedat

    Yasaları herkesten iyi bilen Google yöneticileri Chrome’yi liberalizme kurban etmek için kurmuş büyütmüşlerdir. 🙂 Google’yi sarsacak kadar dokummayacakları görüşündeyim. Belki de hantalığını alacaklar.

  2. melih özçelik avatarı
    melih özçelik

    Amirim bunlar ince konular malum.. İnternetin yükünü götürmeye çalışan Google Baba..Ama her şeyin de bir ömrü var..
    Büyük yapıları yönetek büyük araçları sürmek gibi zor. Fakat ucu bucağı olmayan denzide de ufak tekneyle ilerleyemazsiniz. Yeterli ve asgari büyüklükte sürmesi de kullanası da kolay gemilerle bu yükü taşımak daha kolay gibi geliyor.
    Ben yinede ABD li neoconların bu işleri organize ettiği mevzularına girip elimi kana bulamıyayım.. Baksana bunların İsrail temsilcisi 17 senede malı götürmüş. çakılmasın diye 40 bin kişiyi öldürdü söylentisi var.. Ben demedim öyleymiş Filmini bile yapmışlar Google falan ne ki ? Basit olaylar.. Devletleri böler bunlar Şirketler ne ki ? İşine nasıl gelirse. Çocuk öldürmek bile serbest..( bak yine söylettin amirim )

Görüşlerinizi paylaşın: