Birkaç gün önce Sevim Gözay Kanaltürk’teki Cosmoplus programı için benimle bir röportaj yaptı. Konu internet sansürü, yasaklar ve genel durumdu. Bayağı keyifli bir sohbet oldu, ekrana nasıl yansır, ne kadarı yansır bilemem. (İlgilisi için 18 Kasım saat 22:45’te yayımlanacağını belirteyim)
Sevim ilginç bir tesadüf olarak mekan seçimini Taksim Gezi Cafe’den yana yapmıştı. Benim oraya düşkünlüğüm malum. Tam o gün yaz boyunca kapalı kalan ikinci katın açıldığını farkettim. Röportajı da o katta yaptık. Harika bir yer olmuş; meraklısına tavsiye ederim. Tam bir lounge havası yakalanmış. Yaldızlar, açık, pastel renkler. Hizmet, menü, vs zaten tekrar etmeye gerek yok.
Çekimden sonra sohbet ederken Sevim’in aklına süper bir fikir geldi. Eğer bir aksilik olmazsa Cosmo’nun bütün eski ve yeni bölümleri televidyon’da da yayınlanıyor olacak. Bence gayet de güzel olur.
Bugün de elektronik ortamda karşılıklı birkaç temasımızın olduğu ama kanlı canlı hiç tanışmadığım Yüce Zerey ile aynı yerde buluştuk (Yüce kafadan “Gezi’de yapalım” dedi blogumu okuyan biri olarak).
Saat 13:30’da başlayan muhabbetimiz 16:30’da doğru anca bitti. Bitti de denmez; ‘kalkmak zorunda kaldık’. Arada da tekrarlamaya karar verdik. Yüce ile daha önce tanışmış, sohbet etmiş olmayı dilerdim.
Sohbetimiz sırasında aklımıza güzel bir fikir geldi. Türkiye’de pek örneğine rastlamadığım bir ‘okuma kulübü’ kuralım dedik. Belirli aralıklarla toplanıp okuduğumuz kitapları birbirimize anlatıp içeriklerini tartışmak derdimiz.
Bize katılmak ister misiniz?
Görüşlerinizi paylaşın: