Baştan kabul edelim; ödül dediğin güzel şey. Yaptığını onun adına yapmasan dahi birileri tarafından emsallerinden öte bir tarafa konup taltif edilmek elbette layık görülen insan, kurum ya da hareket için sevinç kaynağı.
Arda Kutsal, gayet isabetli bir öngörüyle kurduğu Webrazzi‘nin mütevazı dönemlerinden beri arkadaşım. İnternette içerik üretim ve pazarlama işini Türkiye’de en iyi yapanlardan biri. Bunun cefasını da sefasını da fazlasıyla yaşıyor. Daha önce yaptı mı hatırlamıyorum ama geçen Aralık ayının sonunda doğru Webrazzi Ödülleri diye bir şey düzenlediğini sosyal medyada her cepheden üstüme yağan mesajlar sayesinde öğrendim.
Kategoriler şöyleydi:
- En İyi ‘Yeni’ Web Girişimi
- En İyi Web Girişimi
- En İyi Yabancı Web Girişimi
- En Yenilikçi Web Girişimi
- En İyi Oyun Girişimi
- En İyi Ödeme Sistemleri Girişimi
- Yılın Web Girişimcisi
- Yılın CEO’su
- Yılın Melek Yatırımcısı
- Yılın Teknolojik Cihazı
- En İyi Video Sitesi
- En İyi Arkadaşlık Sitesi
- En İyi Haber Sitesi
- En İyi Spor Sitesi
- En İyi Alışveriş Sitesi
- En İyi Özel Alışveriş Sitesi
- En İyi Grup Alışveriş Sitesi
- En İyi Dikey Alışveriş Sitesi
- En İyi Sinema Sitesi
- En İyi Müzik Sitesi
- En İyi Seri İlan Sitesi
- En İyi İş Arama Sitesi
- Teknolojiyi En İyi Kullanan Banka
- En İyi Yerli Mobil Uygulama
- En İyi Yabancı Mobil Uygulama
- En İyi Dijital Ajans
- Sosyal Medyayı En İyi Kullanan Marka
- Sosyal Medyayı En İyi Kullanan Ünlü Kişi
- En İyi Dijital Pazarlama Kampanyası
- Sosyal Medyayı En İyi Kullanan Devlet Kurumu
- En İyi e-Devlet Uygulaması
Anlayacağınız link vermenin mümkün olduğu neredeyse her şey bir başlık olarak yerini almıştı.
Yarışmaların perde arkası
Birçok reklam ve pazarlama yarışmasında jürilik görevi üstleniyorum. Bu tip yarışmalarda katılımcı ve düzenleyicilerin gayet pragmatik beklentileri vardır. Katılımcı PR değeri olduğu için oyuna girer. Örneğin normalde bir web sitesini haber yapmaz, yöneticisiyle söyleşi gerçekleştirmezsiniz. Ama falanca yarışmanın en iyi sitesi, hizmeti, yöneticisi olunca işler değişir, herkese bir bahane çıkar.
Yarışmayı düzenleyen kurumsa katılım bedeli, ödül töreni sponsorlukları gibi gelirler toplar (Webrazzi Ödülleri’nde bunlar yoktu). Ayrıca kendi markasının tanıtımı olur. Webrazzi Ödülleri’nde bu vardı. Hem de görülmedik bir hacimde!
Normalde her yarışmada, her kategorinin ön katılım şartı ve oylama kriterleri bellidir. Puanlar bu kriterlere göre paylaştırılır. Ağırlık dağılımları bellidir. Ama herkesin katılımına açık ve listeden bir adayın tıklanıp seçildiği türden bir yarışmada kimse ne kategoriye bakar, ne de kuralları, kriterleri okur. Bunu beklemek en başta haksızlık olur. (En İyi Online Banka’yı seçeceğimiz bir yarışmada jüriden kopuş sebebim jüri üyelerinin aday bankaların şubelerini incelemeden kendi beğenerek kullandıkları e-şubeye oy verdiğinin ortaya çıkmasıyla olmuştu. Böyle jürilerle tatmin olmaktansa seçimi halka bırakmak evladır.)
Webrazzi yarışması web sayfasından genel katılımla ilerledi. Herkes Facebook, Twitter ve LinkedIN hesaplarıyla bağlanıp her gün istediği her aday için 3 kere oy kullanabiliyordu. Herhangi bir kriter, jüri, ön eleme (bildiğim kadarıyla) yoktu. Yani En İyi Dijital Ajans ya da En İyi Spor Sitesi neye göre seçiliyor, neyi baz alıyor belirsizdi.
Dolayısıyla Webrazzi Ödülleri sektör açısından (yöntemi itibariyle) çok önemli bir şey olmamalıydı. Ama hiç de öyle olmadı. Başlar başlamaz en ağır sıkletinden en tıfılına kadar neredeyse bütün sektör simaları, siteleri dört bir koldan oy peşine düştü. E-bültenler, sitelerde yönlendirmeler, Twitter’dan, Facebook’tan mesaj üstüne mesajlar… (Kimilerine samimi olarak hayret ettim).
E-yarışma tarihinde yeni bir rekor
Sitede açıklanan resmi sonuçlara göre yarışma süresince 68 bin 984 katılımcı 871 bin 815 kere oy kullanmış! Başka bir deyişle kişi başı ortalama 12 oy kullanmış. Bu şimdiye dek görülmedik bir katılım düzeyi. Sonucun özeti şu: bu yarışmanın tek galibi Webrazzi’dir 😉 Arda’yı samimi olarak tebrik ediyorum.
Ben de nacizane Sosyal Medyayı En İyi Kullanan Ünlü Kişi kategorisinde adaydım. Layık gören, oy veren herkese teşekkürler. Oylama süresince ne bahsini yaptım, ne oy istedim, ne de başka bir şey. Webrazzi’de loglar vardır; oy bile kullanmadım (genel bir prensip olarak). Hatırladığım kadarıyla rakiplerim Ceyhun Yılmaz, Demet Akalın, Ahmet Hakan Coşkun, Hilal Cebeci, Erol Köse, Okan Bayülgen gibi gayet dişli bir ekipti (Yarışma sonuçlanınca aday listesi de kalkmış. Tamamı aklımda değil). Ama baktığımda rakiplerimin bir blogu ya da Twitter dışında aktif bir sosyal medya hesabı bile yoktu.
Sosyal medya uzmanlığı konusu değil ama sosyal medya kullanıcısı, içerik üreticisi olma meselesini herkesten çok ciddiye alıyorum. Bu yüzden Webrazzi gibi dijital sektörün sesi olan bir yapının (ve ziyaretçilerinin) böyle bir karma çıkarıp oylaması garibime gitti. Gerçi Twitter’dan birinin değindiği gibi kategorilerde Youtube ile Alkışlarla Yaşıyorum’un, Cumhurbaşkanlığı ile bir ilçe belediyesinin kapıştığı başlıklar da vardı. Sonuçların yayınladığı sayfadaki yorumlara bakınca benzer konulardan dert yanan başka kişiler olduğunu da gördüm.
Yazının nihayetine erişirken aslında en başta yer alması gereken yönetici özetini koyalım:
- Webrazzi, gerçekleştirdiği yarışmanın yarattığı ilgiyle sektörün kalesinin gönderinde bayrağı dalgalandırmıştır. Bunu hak ettiğini düşünüyorum. Daha iyisini yapma heves, inanç ve hırsına sahip olanları diri tutmak adına bu tip anlık çıkışları önemsiyorum.
- Webrazzi Ödülleri’nin 2012 etabı geleneksel yarışma tekniği ve mekaniği açısından yanlıştı.
- Dijital sektörün şirket ve yöneticilerinin ödüle ciddi bir zaafı var.
- Ben kendi kategorimde dereceye giremedim. Bütün samimiyetimle söylüyorum, buna üzülmedim. Yukarıda değindiğim yarışma kriterleriyle yarışılıyor olsaydı gerçekten üzülürdüm.
- Türkiye’nin sosyal medyayı en iyi kullanan ünlüsü Hilal Cebeci oldu. Neyse ki yabancıya gitmedi en azından 😉 Peki Webrazzi’nin ve gerçek ziyaretçilerinin içine sinmiş midir bu sonuç(lar)? Bilemem.
- Kazananlar hakkıyla mı kazanmıştır? Kesinlikle evet.
- Kendi kategorimde birinci olsaydım ya da hiç aday bile olmasaydım bu yazıyı yazacak mıydım? Vallahi de billahi de yazacaktım 🙂 Önemsediğim, değer verdiğim her şeyi bu bloga konu ediyorum. Bu yazı benim adaylığım ya da kazananlarla değil; bir tercihin sürpriz yansıma ve sonuçlarıyla ilgili.
(Olursa şayet) 2013 ödüllerinde yine bakarız bu konulara. Kazanan herkesi samimiyetle, yürekten tebrik ediyorum.
Görüşlerinizi paylaşın: