Aramızda komik bir anı olarak kalabilirdi ama Arda olayı FriendFeed’e taşıyınca bir açıklama farz oldu 🙂 Öyle fazla heyecanlanacak bir şey yok, baştan söyleyeyim…
Bugün öğlen Arda Kutsal ile Kanyon Kitchenette’te bir öğle yemeği yedik. (tam şu anda farkettim ki blogumdaki girişlerin neredeyse tamamı benim yemeklerle ilgili. Niye bu kilolar diye soranlara cevabımdır). O kadar çok konudan, projeden bahsettik ve öyle hudutsuz dedikodu yaptık ki etrafımızdan iyice kopmuşuz.
Benden daha önce mekana gelen Arda sağolsun tuvaletin hemen yanındaki masayı seçerek pek isabetli karar vermiş. Bir ara Arda’nın kaşı gözü bir farklı oynamaya başladı. Anladım ki etrafımızda bir şeyler oluyor. Sonra farkettim ki yanımızdan HAKKI BULUT geçti. Meğer arkamızda yemek yiyormuş. Tek başına…
Hakkı Bulut her zamanki sadece Aksaray Yeraltı Çarşısı’nda bulunabilecek cinsten bir takım elbise giymişti ve metrelerce uzaktan göz alıyordu. Tuvalete yöneldi. Kendisi biliyorsunuz aynı zamanda bizim Yahoyt’un yazarlarından biri (mahlas sanatının fütur sınırı). O an bir kendisiyle bir fotoğraf çektirip ‘Yahoyt yazarları Kanyon’da buluştu’ tarzında bir haber yapayım dedim.
Hayran talebi geri çevrilmez
Kendisi tuvalette bayağı bir kalmış olmalı ki biz arada bir projenin ana hatlarını çizmiştik bile. Çıkınca hemen üstüne atlayıp “Hakkı Bey ben sizin büyük bir hayranınızım, birlikte bir fotoğraf çektirebilir miyiz?” dedim. Kitchenette ortamındaki kokoşların dönen kafalarıyla esen soğuk havaya aldırmadan telefonumu Arda’ya verdim. (bu arada güzel insan Hakkı Bey önce kendi telefonunu çıkardı! Hala gülüyorum)
Arda fotoğrafı çekti, Hakkı Abi gitti. Ben de heyecanla ekrana baktım. O da ne!!! YOK, ÇEKEMEMİŞ! Webrazzi diye web sitesi kurup sektöre ahkam kesen adam daha telefonla fotoğraf çekmeyi beceremiyor! Web Paparazzo efsanesi de böylece tuzla buz oldu. Konuştuğumuz bütün proje ve hedeflerin üstüne örtüyü serdim.
Gerçi sonradan “gidip arayalım, buralardadır” gibi fantastik projeler de ürettiyse de beyhude elbet. Hatta devamında aslında çekmeyi başardığını, flaşın bile patladığını iddia etti. O ortamda Hakkı Bulut fanboy durumuna düştüğüme mi yanayım, fotoğrafsız kalmama mı?
Güzel fikirler filizleniyor
Bir ara da Arda ile konuştuklarımızı yazayım; bayağı ilginç şeyler oluyor kendisinin tarafında. Şu sektörde en az görüştüğüm adam Arda. Ama yakında şöyle bir heyetle kapalı devre toplantı yapıp sonrasında bütün internetle paylaşma konusunu pişiriyorum: Ersan Özer, Arda Kutsal, Burak Büyükdemir, Alemşah Öztürk. Nasıl? Türkiye’nin TWiT‘i olur bence rahat…
(gerçi gördüğünüz gibi Arda fiyaskolara gebe… Sonrasında olayı telafi etmek için çektiği kareyi de aşağıya koyuyorum. Üzüntüm yüzümden okunuyor 🙂
Burak Bayburtu “Abi o kadar uzun yazma kimse okumaz” diye uyardı ama duramıyorum; bir de video ekliyorum. YouTube’a erişebilenler için elbette… (Peki, Youtube’a nasıl erişirim?)
EKLEME: Arda bu yazının üstüne FriendFeed sayfasında bir link verdi ki ne diyeceğimi bilemedim… İnternet yokken ne keyifsizmiş meğer hayat.
Görüşlerinizi paylaşın: