Bulduğum her fırsatta Vecihi ile uzun turlar atıyorum. Hayatta en keyif aldığım şeylerin başında geliyor. Fakat büyük bir sıkıntının da kaynağı. Navigasyondan mesajlaşmaya, video / fotoğraf çekmeden konuşmaya kadar her derdime koşan cep telefonumunun şarjı bu uzun seyahatlerde yeterli olmuyor. Bir yerde durup priz bulup şarj etmek de her zaman mümkün olmuyor. Bazen seyahatlerimden kesitleri videoya çekmek istiyorum ancak bu şarjı en tüketen şeylerden biri olduğu için onu da yapamıyorum. Cep telefonu bir anlamda motosikletçinin can simidi. Ne zaman ne olacağını, nerede ihtiyaç duyacağınızı bilemezsiniz. Çoğu yerde sizi hayata bağlayan tek şey.
Bu derdi çözmek için bir süredir arayışlardaydım. En akla yatkın çözüm Vespa’ların sol üst tarafına denk gelen parçanın yerine takılan aksesuardı (sağdaki fotoğraf). Fakat hepi topu bir USB portu için 50 dolar ve nakliye ücreti vermeye gönlüm razı gelmiyordu. Aramaların devamında tam aradığım şeyi (elbette yine) DealExtreme’de buldum. 20264 (9 buçuk lira) ve 20872 (8,5 lira) kodlu iki çakmak soketi aynı işi çok daha ekonomik bir bedele görüyordu (bunlar aslında motosiklet değil, tekneler için üretilen hava, toz ve serpinti suya dirençli marin tipi yuvalar. Ama bizim de derdimizi çözüyor sonuçta).
Hemen siparişi verip getirttim. Fakat tam olarak nereye yerleştireceğim konusunu kafamda netleştiremiştim.
Biraz daha iyi gibi görünen 20872 kodlu ürünü alıp Beşiktaş’taki Genç Moto‘un yolunu tuttum. Montaja dair iki fikrim vardı. Fotoğrafını paylaştığım üründeki gibi eldiven gözünün üstüne ya da (bana daha mantıklı gelen) torpido gözünün içine yerleştirmek.
Torpido gözünün içinde hem meraklıların kurcalamasını engelleyecek hem de yağmur-çamurda dahi kapalı, güvenli bir ortamda telefonu şarj edebilecektim. Genç’in de aklına bu ikinci fikir yattı ve vidaları gevşetmeye başladık (fotoğrafların üstüne tıklayarak büyük hallerini görebilirsiniz).
Şarj cihazına elektriği alarm ya da ısıtmalı elcik için ayrılan boş yuvalardan almaya karar verdik. Bunlar sol üstteki kapakçığın altında yer alıyor. Kapağı söküp hazırlıklara başladık.
Sarsıntılarda şarjdan çıkma sorunu yaşamamak için torpido gözünün alt kısmını seçtik. Her şey çok basit ilerleyecek gibi görünüyordu.
Sadece kontak açıkken çalışmasını sağlamak için uygun kabloları aramaya başladık. İlk sıradaki siyah-beyaz ikili aradığımıza uygun çıktı.
Buradan aldığımız gücü torpidonun altına yetiştirebilmek için ön paneli sökmemiz gerekiyordu. Bunun için de epey civata ve vida çevirmek gerekti…
Artık her şey el işçiliğine kalmıştı. Öncelikle torpidonun alt yüzeyinde bu çakmak soketinin gireceği büyüklükte yuvarlak bir delik açmamız gerekiyordu. Bulabildiğimiz en kalın matkap ucuyla giriştik.
Sonuç hiç de fena görünmüyordu.
Ardından torpido gözünün iç alt kısmında yer alan kauçuk parçayı da bu deliği karşılayacak şekilde delmeye başladık.
Provalarda her şey makul görünüyordu.
Gelgelelim her şeyi birleştirip yerine yerleştirmeye çalıştığımızda bu parçanın bir türlü oturmadığını fark ettik. Çalışmasına çalışıyordu ancak kelimenin tam anlamıyla eğreti duruyordu. Üstteki kapağa taksak hiçbir sorun olmayacaktı ama torpidonun altında soğutma suyu borusuna denk geldiği için bir türlü yerleşmiyordu.
Aklıma evde bıraktığım 20624 kodlu diğer çakmak yuvası geldi. Almaya gidecektim ama benim motoru dağıtmıştık. Genç sağolsun dükkandaki bir GT250 ABS‘yi verdi. Böylece ABS’li bir Vespa da kullanmış oldum. Bayağı da farklıymış. Çok güven veriyor ama açıkçası ben o kadar kısa sürede alışamadım.
Getirdiğim bu ikinci parça biraz daha küçük bir alan kapladığından sorun çıkarmayacak gibi görünüyordu.
Hatta torpido içinin plastiğinde yaptığımız denemede gayet şık duruyordu.
Montajın son safhasında nefeslerimizi tutmuştuk 🙂 Her şey güzel görünüyordu!
Ve gerçekten de yerleştirince sanki fabrikadan orijinal olarak burası için geliştirilmiş bir parça edasıyla beklediğimden de iyi bir sonuç almıştık!
Yuvaya Genç’in iPhone’unu bağladık ve kontağı çevirdik…
ÇALIŞIYORDU!
iPhone’un şarja takıldığında çıkarttığı o sesin beni bu kadar mutlu edeceğini tahmin etmezdim. Montaj şaka maka 1,5 saat sürmüştü. Ama artık hem bir çakmak yuvam hem de USB portum vardı. Her türlü aksesuara hazırdım. Üstelik dikkat ettiyseniz USB aparatım iki farklı yarığa sahip. Üstteki cep telefonları, alttaki ise daha yüksek güce ihtiyaç duyan iPad ve türevi cihazlar için. DAHA NE OLSUN!
Genç bu işlem için 40 lira işçilik aldı. Kullanamadığımız diğer aparatı hediye edip ayrıldım.
Keyifler başlasın
Bu mutlulukla biraz dolanmaya karar verip Kilyos yolunu tuttum. Benzinim azalmıştı, yoldu bir ara alırım dedim (bu cümleyi unutmayın!). Yol üstünde bir sürü ara patika orman yoluna dalıp birbirinden ilginç yerler keşfettim. Sahilde biraz gezindim. Bir ara denize girmek istedim. Mayom sele altı gözündeydi ama havlum olmadığı aklıma gelince vazgeçtim (yaşlanıyor muyum ne?).
Güneş yavaştan batıyordu. Hafiften yorgunluk çökmeye başlamıştı.
Saat 20:30 gibi evin yolunu tuttum. Cehennem sıcağı gündüzün aksine güneş batınca hava epey serinlemişti. Karadeniz rüzgarı sert vuruyordu. Sele altı gözünden yeleğimi giyeyim dedim. GTV’lerde bu bölümü açmak için kullanılan düğmeye bastım. O DA NE?
ÇALIŞMIYOR!!!
Ya USB operasyonunda o düğmeye elektrik veren kabloyu kesmiş ya da bağlamayı unutmuştuk! Ve ben bunu ancak fark ediyordum. 125cc’lik Vespa’larda anahtarla açılan bu bölüm (aksi gibi) GTV’lerde elektrikli bir düğmeyle çalışıyordu. O anki durumumu şöyle özetleyeyim:
- İyice soğuyan havaya rağmen yeleğime ulaşamıyordum.
- Benzin deposunun kapağı sele altında olduğundan benzinciye ulaşsam bile yakıt dolduramayacaktım.
- Kapağı söküp kabloları yeniden bağlamak istedim ama alet kutum da aynı yerdeydi.
- Bir alternatif var mı diye başvuracağım kullanım kılavuzu da öyle!
Resmen kalakalmış, hafiften de tedirgin olmuştum. O yolda kimsenin beni aracına almayacağına emindim. Motoru orada bırakmak da akıl karı değildi. Taksi geçen bir yer HİÇ değildi. Genç’i arayıp akıl danışayım dedim ama tamirhane kapanmıştı. Cep telefonu yazılı olan kart da evdeydi. Benzin beni eve asla götürmezdi.
Tam o sırada aklıma bir şey geldi: Google! Hayli umutsuzca bir arama yaptım ve ilk sırada karşıma şu Youtube videosu çıktı.
Meğer GTV’lerin torpido gözünde sele kapağı düğmesinin çalışmadığı durumlarda kullanmak için bir mandal bulunuyormuş. Gerçi örnekte bir GT ile yapıyorlardı ama belki GTV’de işe yarardı? Hiç umut vermeden denedim ve EVVVVEEETTTT!
O videoyu çeken böyle bir zamanda işe yarayacağını düşünür müydü dersiniz? Allah ondan bin kere razı olsun. Onun sayesinde internette içerik üretip öğrendiklerimi paylaşma hevesim bir kat daha arttı. (Düşününce resmen bir mobil operatör reklam konusu çıkmış aslında) Hayatımda hiçbir video beni bu kadar mutlu etmemişti.
Yeleğimi giydim, pili iyice azalan telefonumu şarja taktım, benzinciye girip depoyu doldurdum.
Şimdi ilk hedefim sele kapak düğmesini tamir etmek, o anlamsız fiyatlı GoPro Hero3‘e inat yine DealExtreme’de bulduğum full aksesuar kamerayı almak ve Vecihi’ye yerleştirip yol videoları çekmek.
Görüşlerinizi paylaşın: