Sonunda sıra beynimize geldi

Elon Musk’ın girişimi Neuralink, insan beynine ilk çipi yerleştirdiğini açıkladı. Peki bu ne anlama geliyor?

Yunan mitolojisinin “teknolojiden sorumlu tanrısı” Hefaistos, Milattan Önce 700 yılında Kral Minos’tan Girit Adası’nı (ve içinde yaşayan annesi Avrupa’yı) korumak için bir ihale alır. Görevi şanına yaraşır şekilde tamamlamak adına bronzdan, insan suretinde dev bir robot yapar. Talos adlı bu robot, yaklaşan işgalci gemileri fırlattığı dev kayalarla batırır. Bir şekilde karaya ulaşmayı başaranlarıysa kor ateş misali ısıttığı bedenine yapıştırarak eritir. Ancak ada halkının bu huzurlu yaşamı sonsuza dek sürmez. Bir gün, yorucu seferinden dönmekte olan Argonotları taşıyan bir gemi adaya yanaşmak ister. Talos kayaları fırlatmaya başladığında gemideki büyücü Medea ona bir teklifte bulunur. Canlarını bağışlaması karşılığında Talos’u ölümsüz kılacaktır. Yapması gereken tek şey topuğundaki çiviyi çıkarması için Medea’ya izin vermektir. Talos kabul eder. Fakat (aynen Aşil gibi) onun da zayıf noktası topuğudur. Çivinin çıkmasıyla gücünü aldığı iksir akar ve Talos parçalar halinde yığılarak yok olur.

İnsanın yarattığı suretleriyle ilgili en popüler mitlerden bir diğeri, İngiliz Yazar Mary Shelley’nin 1818 yılında yayımladığı Frankenstein romanıdır. Galvanistlerin ölü hayvanlar üzerinde elektrikle yaptığı deneylerden aldığı ilhamla yazdığı eserde Doktor Victor Frankenstein kızıl hastalığından kaybettiği annesinin yasıyla giriştiği deneylerin sonunda iki buçuk metrelik insan suretinde dev bir “yaratık” meydana getirir. Ne var ki orada da işler beklendiği gibi gitmez ve Frankenstein yarattığı ve bir isimden dahi mahrum bıraktığı yaratığıyla girdiği mücadelede hayatını kaybeder.

Kadim arayış

İlk olarak İngiliz Biyolog Julian Huxley’nin 1957 yılındaki bir makalesinde yer verdiği “transhümanizm”, insanın bugün bir ucu yapay zeka çalışmalarına kadar uzanan “daha üstün bir şey yaratma” arzusunu bizzat insan bedenine uygulayan bir hareket. Daha iyi gören, duyan, hisseden ve daha uzun yaşayan über bir beden arzusu da denebilir. Teknoloji sayesinde her geçen gün biraz daha makul hale gelen bir arayış.

Bu akımın gönüllü kobayları bedenlerine yerleştirdiği protez göz, kulak gibi organlarla deneysel bir yaşam sürüyor. En meşhur temsilcilerinden biri olan Neil Harbisson ile vaktiyle bizzat sahne almıştım. Kafatasından çıkan ve bir ucu beynine bağlı antenin ucundaki kamera sayesinde uydu sinyalleri dahil olmak üzere bütün elektromanyetik dalgaları hissedebiliyor ve renk olarak algılayabiliyordu. “Ne işe yarıyor?” diye sormayın.

Yukarıda değindiğim gibi bu çabaların hepsi bireysel ve deneysel. Bu hafta insan üzerindeki ilk deneyi duyrulan Neuralink ise binlerce yıllık arayışın en kurumsal örneği. Elon Musk’ın 2016 yılında kurduğu şirket, “beyin-bilgisayar arayüzü” olarak bilinen ve 1920’lerden bu yana üstünde çalışılan bir alana odaklanıyor.

Bu konudaki en popüler deney 1963 yılında İsyanyol Nörolog José Delgado tarafından gerçekleştirilmişti. Beynine elektrotlar bağladığı bir boğayla arenaya çıkan Delgado, elindeki kumandayla azgın hayvanı kukla gibi kontrol etmeyi başarmıştı. Buradan hareketle doksanlı yıllarda beyne bağlanan harici düzeneklerle felçli insanların düşünceleriyle bilgisayarda basit işlemleri yapması mümkün hale gelmişti.

Neuralink aynı mantığı harici bir cihaz yerine doğrudan kafatasının içinde, beyne bağlı bir “çip” ile gerçekleştirmenin peşinde. Temel vaadi nörolojik rahatsızlıkları dolayısıyla hareketleri kısıtlanan insanları “normalleştirmek”. Ancak popüler algısı kaçınılmaz olarak “süperinsan” yaratma üzerine yoğunlaşıyor.

Gizlenen ölümler

Şirketin şu ana kadarki deneyleri fareler ve maymunlar üzerinde gerçekleşti. İlk gösterisini 2021 yılında çip yerleştirdiği bir maymuna bilgisayarda “düşünce gücüyle” Pong oyunu oynatarak yaptı. Aynı yıl, bazı çalışanlarının korkutucu bir iş yaptıklarına yönelik eleştirileriyle gündemdeki yerini korudu. Kısa süre sonra hayvan hakları savunucusu PETA örgütü tarafından maymunları işkence şartlarında deneylere maruz bırakmakla suçlandı. Ardından ölüm haberleri geldi. Elon Musk kötü muamele iddiaları reddetmekle birlikte bazı hayvanların deneyler sonrasında “uyutulduğunuaçıkladı. Yine de geçtiğimiz yıl sızan haberler, Musk’ın ürünü bir an önce hayata geçirmek için çalışanlarına baskı uyguladığı ve 12 hayvan ölümünü örtbas ettiğini iddia ediyordu.

Bütün bu tartışmalara rağmen şirket geçtiğimiz Mayıs ayında deneyleri insan üstünde gerçekleştirme iznini almayı başardı ve hemen ardından denek arayışına girdi. Ve nihayet bu hafta Musk’ın Twitter paylaşımı ile adı açıklanmayan bir insana ilk çipin yerleştirildiği haberini aldık.

Üstelik artık bu çipin bir ismi de var: “Telepati”. Telefon, bilgisayar gibi cihazları düşünce gücüyle kullanabilmeyi sağlıyor. Kol ve bacak hareketlerini de kontrol edebiliyor.

Ayrıntı içermeyen resmi açıklamaya göre ameliyat sonrası her şey yolunda gidiyor ve teknik herhangi bir sorun yok. Musk nihai hedefi şöyle özetliyor: “Stephen Hawking’in bir stenograftan daha hızlı yazıp konuşabildiğini hayal edin.” (ALS hastası Hawking, hareket ve konuşma yeteneğini kaybetmişti).Neuralink bu alanda akla gelen ilk şirket ancak tek değil. Aynı konuda çalışan Blackrock Neurotech, Precision Neuroscience ve Synchron gibi güçlü rakipleri var. Ne var ki şu an yarışta ipi göğüsleyen Neuralink gibi görünüyor. Her ne kadar vaatleri kulağa hoş gelse de beynimizi sicili tuhaf vakalarla bezeli Elon Musk tarafından yönetilen deneysel bir çabaya emanet etmek (en azından şimdilik) bana pek “akıl karı” gibi gelmiyor.

(2 Şubat 2024 tarihli Oksijen gazetesinde yayımlanan yazım.)



Yayın Tarihi:

Kategori:


Yorumlar

Görüşlerinizi paylaşın: