İnternet sular altında

Küresel veri trafiğinin yüzde 99’u deniz ve okyanusların tabanındaki “hassas” fiberoptik kablolar üzerinde ilerliyor.

Bilindik hikaye ama hatırlamakta fayda var. 1947 yılında dönemin ABD Başkanı Harry Truman’ın sosyalist rejimleri engelleme çabası, 1991’de Sovyetler Birliği’nin yıkılmasına dek sürer. “Soğuk Savaş” olarak adlandırılan bu dönem, nükleer silahların yarattığı endişe yüzünden hayli hararetli geçer. 

Bugün hem askeri hem de sivil yaşamın ortak paydasına dönüşen internet (o dönemki adıyla ARPANET) de ilhamını bu evhamdan alan bir savunma sistemidir. Vaadi, Rusya’nın olası nükleer saldırısında ABD yönetim ve komuta kademesinin faaliyetlerini ülkenin her yerinden yürütebilmesini sağlamaktı. Soğuk Savaş sonrası sivil kullanıma açıldı.

İnternet kullanıcı sayısı ve yükündeki muazzam artışa rağmen o günden bugüne  kesintiye uğramadan, sorunsuz  çalışmaya devam ediyor. Evet, arada bağlantımız kopuyor ya da Instagram sunucuları çökerek hepimizi derin bir boşluğa itiyor ancak internetin bütününe yönelik bir arıza ya da kesinti hiç yaşanmadı. Ne var ki bu yapının bütünü her koşulda ayakta durabilse de parçalarının işlerliğini koruması titiz ve süregiden bir çabaya muhtaç. Üstelik umulmadık derecede kırılgan.

Tepegöz tasviri.

Masal karakteri Tepegöz’ün okla vurulunca onu dize getiren gözü ya da  Calut’un Davud’un sapanıyla dağılan alnı misali, internet altyapısının yumuşak karnı da sualtı kabloları. Bireysel bağlantılarımızın çoğu kablosuz olsa da mobil baz istasyonlarından ana aktarım tesislerine kadar ana yapıların tamamı kablolar ile birbirine bağlı. Asya, Avrupa ve Amerika’yı birbirine bağlayan kablolar Atlantik ve Pasifik okyanuslarının tabanına yayılmış durumda. Avrupa’yı Ortadoğu ve Afrika üstünden Avustralya’ya kadar bağlayan bir diğer önemli veriyolu ise Mısır topraklarındaki Süveyş Kanalı’nın tabanından geçiyor.

İnternet sualtı kablolarını gösteren harita.

Sualtı kablolarının çoğu Avrupa’ya Fransa’nın güneyindeki futbol takımı ve limanıyla meşhur Marsilya şehinden giriyor. Bunu öğrenmemizi sağlayan kişi, sahildeki evinin bahçesini çapalarken fark ettiği “lüzumsuz” kabloyu kesen bir kadın oldu. Kestiği parmak kalınlığındaki fiberoptik kablo ülkenin en önemli internet hatlarından biriydi. Arızanın bulunması dahi günler sürdü.

2011’de Gürcistan’da hurda olarak satmak için toprak altında bakır kablo arayan 75 yaşındaki bir kadın, Ermenistan’ın internetinin yüzde 90’ını taşıyan fiberoptik kabloyu keserek ülke genelinde erişimin 5 saat durmasına sebep oldu. 2016 yılında Jersey şehri açıklarında demirleyen bir geminin çapası sualtı kablosunu kopardı. Arıza bulunup onarılıncaya dek Britanya genelinde internet erişimi haftalar boyu sekteye uğradı. 22 Afrika ülkesine internet dağıtan 17 bin kilometrelik sualtı kablosu ise dip taraması yapan bir balıkçı teknesi tarafından koparıldı ve bölgede 48 saatlik kesinti yaşandı.

Bir de kasıtlı eylemler var. 2018 yılında Fransa’da sualtı kablolarına yönelik sabotaj, İtalya ve İspanya’yı da kapsayan geniş bir bölgede uzun süreli kesintiye sebep oldu. 2022’de başkent Paris’te gerçekleştirilen bir başka sabotajda şehrin Kuzey, Güney ve Doğu bölgelerindeki ana erişim kabloları “profesyonelce” kesildi ve 12 internet erişim sağlayıcının hizmeti günlerce aksadı.

Takip eden 3 ay içinde ülkede 75 benzer vaka yaşandıysa da failler bulunamadı.

İnternet altyapısı belirleyiciliği ve vazgeçilmezliği sebebiyle terör eylemlerinin de hedefine dönüşmüş durumda. Örneğin İsrail’in Gazze işgali sonrası bölgedeki askeri ve sivil gemilere saldırmaya başlayan Husiler, Kızıldeniz tabanındaki internet hatlarını kesme tehdidinde de bulunmuştu. Öte yandan Husi saldırısı sonucu Kızıldeniz’de  batan “MV Rubymar” gemisinin enkazı da dipte 3 kabloyu kopararak Asya, Afrika ve Avrupa’da kesintilere yol açtı. (Küresel internet trafiğinin yüzde 17’sini taşıyan 16 adet kablo Kızıldeniz’den geçiyor.)

Sualtı kablolar devletlerin de stratejik saldırı ve savunma hatlarına katılmış halde. Gelişmiş denizaltılara sahip ülkelerin okyanus tabanındaki kablolara benzer sabotajlar düzenlediği biliniyor. Derin sularda tespit ve tamirat güçlüğü yüzünden devlet destekli operasyonlar her zaman olduğu gibi en ağır sonuçları doğuruyor.

Avrupa kıtasının internete toplam 80 fiberoptik kablo üzerinden bağlı. Hepsini tespit edip keserek kıtayı sanal alemden kopartmak teorik olarak mümkün. Ancak pratikte hiç kolay olmayacağı kesin. Yine de birçok ülkenin internete sadece tek bir kabloyla bağlı olduğunu da akılda tutmakta fayda var.

Böylesine hayati bir sistemin hepi-topu birkaç kablonun üstünde işlemesi size de ürpertici gelmiyor mu?

(12 Nisan 2024 tarihli Oksijen gazetesindeki yazım.)



Yayın Tarihi:


Yorumlar

7 yanıt

  1. melih özçelik avatarı
    melih özçelik

    Uydu ve çanak ikilisi çözüm olabilir.
    Sanırım iş oraya gidiyor. Bu Elon Musk falan..
    İşi oraya götürecek gibi sanki.

    1. M. Serdar Kuzuloğlu avatarı

      Küresel internet trafiğinin mevcut hacmi ve performans ihtiyacı için fiberoptik kablo dışında bir seçenek yok. Uydu, sadece acil durum ihtiyaçları ya da performans gerektirmeyen aktarımlar için bir yedek seçenek olabilir.

      1. yasir avatarı
        yasir

        Elon musk’un starlink projesi henüz bitmemesine rağmen yurt dışında anten ve modem alan kişiler türkiyede bu cihazları test ettiler 300 mps ye yakın internet hızları mümkün hal böyle olunca sadece zor zaman değilde sürekli kullanılabilir bir kaynak olarak görebiliriz.

        1. M. Serdar Kuzuloğlu avatarı

          300 mbps küresel trafiği taşımak için hiçbir şey ifade etmiyor ne yazık ki. Fiberoptik dediğimiz hattın saniyede 100 terabit aktarım yaptığını unutmayın. O dahi kimi bölgelerde yetersiz kalıyor. Dahası, bu hafta Britanya / Aston Üniversitesi bu kapasiteyi 4,5 MİLYON katına çıkardı: https://bulten.mserdark.com/p/dunya-halleri-142

  2. hakan yasdal avatarı
    hakan yasdal

    Günümüz teknolojisinde fiber-optik kablo dışındaki tüm seçenekler teorik hız sınırlarıyla limitli. Fiber’in ise teorik hızı sonsuz (ışık hızı). Kablonun ucuna taktığınız cihaz ne hızda ise fiber kablo o hızı destekler. Uydu vb. seçeneklerin fiberin yerini alması bugünkü bilgi ve imkanlarımız dahilinde mümkün değil.

  3. İsmet Aydın YİLMAZ avatarı
    İsmet Aydın YİLMAZ

    Avrupa ve Amerika başta almak üzere birçok kıta da faliyet gösteren kablo firmalarına fiber optik kablo ürete bilmeleri için makine imal eden firmada (%100 yerli) tasarımcı olarak çalışıyorum. Bir kaç kablo hayatımızda o kadar fazla öneme sahip ki. Her bir fiber damarı için çok fazla parametre var.

  4. Sedat avatarı
    Sedat

    Evet biz de merak idip duruz. Bakalım bu meselenin çözümü nereden gelecek Çinden mi Amerikadan mı? Tabi çözümden önce dünya çapında tetikleyici dramatik sorunlar yaşanması gerekebilir. Eline sağlık. Girişimcilere ilham kaynağı niteliğinde Denizlinin baya bir şeyi meşhurmuş öğrenmiş olduk 🙂 teşekkür ederiz kolay gelsin selamlar 👋

Görüşlerinizi paylaşın: