Kendi acılarını kendin çekmelisin.
İnternet Ekipler Amiri
Kendi acılarını kendin çekmelisin.
Böyle satırlar yazan zihinlerin peşinde koşmakla; sakalına yüz sürme, eteklerini öpme ümidiyle geçti seneler. Usanmadım, çilemi doldurmaya devam ediyorum.
Neyse ki karışık durumlarda başını sonunu tutamadığımız kelimeleri dervişler bizden önce yazmış, hazırlamış. Dinleyelim biz de.
Galiba gerçekten bu düzen hep böyle gidecek ve pireler filleri yutacak. Olan hep yedi nüfuslu haneye olacak.
Janis Joplin’in Tanrı’dan gayet haklı ve anlaşılabilir bir isteği var: Mercedes!
Zengin-fakir ilişkisinin Hulusi Kentmen – Münir Özkul tadında yaşandığı günler geride kaldı. Helalleşmeden paylaşılan refahın faturası sistemden çok zengine kesiliyor malesef. Zaman intikam zamanı.
Klişelerle bezeli algılar zihinlere öyle derin kök salmış ki izlerini şarkı sözlerinde bile bulmak mümkün.
Fakat bazıları gerçekten algı ve kabul sınırları zorluyor. Geçenlerde denk geldiğim iki örneği burada da paylaşmak istedim. Aklıma geldikçe, yeni bir şeyler buldukça yazıya ekleyeceğim.
İlk olarak İbo Show’da kayıtlara geçen Mekin’den güzel bir örneğe kulak verelim. Eserimizin adı Sosyete Kızı. Anlattığı şeyleri az-çok tahmin edebilirsiniz. Ama sözleri cidden sıradışı.
Başlayalım:
Her sabah yanımda duran iki küçük kucak delisinden kalan fırsatta yarım simit içine rokforlu Karper peynir, 1 haşlanmış yumurta ve 2 bardak açık çaydan oluşan klasik kahvaltımı ediyorum.
Garip bir de huyum var; tuvalette, banyoda, yatakta, yemekte ne olursa olsun radyo çalsın istiyorum. Talk radio düşkünlüğümden genelde tercihim haber kanalları, TRT-1 (süper bence) ve Açık Radyo oluyor. Ev halkının zevkleri farklı olduğundan en azından kahvaltıda müzik kanallarını açıyorum.
Bu şarkı sözleri ne de felaket hale gelmiş böyle? Sonra oturdum düşündüm en hoşuma giden şarkı sözleri nedir diye, hepsinden önce Sezen Aksu‘nun şu şarkısı aklıma geldi (ki sevmem Sezen Aksu). Koyu olarak işaretlediğim laf cambazlığı adına benim dikkatimi çekenler. (ağır ağır okumak gerekiyor velakin):