İnsanın icat ettiği zaman, onun sahip olduğu en değerli şeye dönüşmüş durumda. Peki bu kadar önem ve kıymet verdiğimiz bu kavram hakkında ne biliyoruz?
İnternet Ekipler Amiri
İnsanın icat ettiği zaman, onun sahip olduğu en değerli şeye dönüşmüş durumda. Peki bu kadar önem ve kıymet verdiğimiz bu kavram hakkında ne biliyoruz?
Saatler; hele ki lüks olanları 17 Aralık 2013 sonrası mayınlı konular listesindeki yerini aldı. Şahsi ilgi alanım olan bu konunun gündemde bu kadar yer işgal ettiği dönemde dahi neredeyse etrafımdaki kimseden “Bir saati yüz binlerce lira etikete ulaştıran şey nedir?” sorusunu duymadım.
Sahi nedir dersiniz sırları?
4 sene önceki bir yazımda meraklısı için epey ipucu serpiştirmiştim. Bu yazıyla resmin birkaç parçasını daha birleştireceğiz.
Tarihte saatler kişisel cihaz olarak önce cep formunda hayatımıza girmiş. Ancak at ya da bisiklet tepesinde ilerlerken onları cepten çıkarıp, kapağını açıp zamanı öğrenmek hem zor hem de tehlikeli olduğundan daha pratik bir yöntem üstüne kafa yorulmaya başlanmış. Böylece 1800’lerin başlarında saatleri kola bağlamaya yarayan deri kayışlar türemiş.
Wired dergisinin ABD versiyonunun Şubat sayısında her yazısını merakla beklediğim Clive Thompson saatlerle ilgili bir yazı kaleme aldı. Anafikri şuydu: amacı zamanı bize hatırlatmak olan bir cihaz nasıl olur da modeline göre yüz bin; hatta milyonlarca dolarlık etikete ulaşır?
Benim de zaman zaman aklıma düşen bir konu bu.
Önce önünü ardını eşeleyelim biraz.