10 Kasım’a dair

Atatürk’ün ölüm yıldönümünde saat 9’a doğru otomobilimin gömüldüğü trafik içinde radyoda konuşulanları dinliyordum. Kanallar arasında dolanırken yanlış hatırlamıyorsam Radyo Tatlıses’te (İbo’nun kurduğu, sonradan Saadettin Saran’ın satın aldığı radyo) Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Ümit Zileli’nin hazırlayıp sunduğu bir programa denk geldim. ‘Sesli Gazete’ şeklinde yaratıcılıktan zerre kadar nasiplenmemiş bir ismi vardı. Tam o sıralarda ekonomi haberleri için…

Atatürk’ün ölüm yıldönümünde saat 9’a doğru otomobilimin gömüldüğü trafik içinde radyoda konuşulanları dinliyordum. Kanallar arasında dolanırken yanlış hatırlamıyorsam Radyo Tatlıses’te (İbo’nun kurduğu, sonradan Saadettin Saran’ın satın aldığı radyo) Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Ümit Zileli’nin hazırlayıp sunduğu bir programa denk geldim. ‘Sesli Gazete’ şeklinde yaratıcılıktan zerre kadar nasiplenmemiş bir ismi vardı.

Tam o sıralarda ekonomi haberleri için bağlandığı kişi bir gün önce oynanan GS-FB derbisiyle ilgili komik şeyler anlatıyordu. Zileli bir iki dakika sonra (09:05) başlatacağı Atatürk’e saygı bölümü için toparlamaya çalışıyor ama başarılı olamıyordu. Ben de ibretle dinliyordum.

Saatler 09:05’i gösterdiğinde ben tam olarak sahilyolunda Samatya girişindeki trafik ışıklarının oradaydım. Işık tam kırmızıdan yeşile dönmüştü. Bir anda kornalar çalmaya başladı. Ben de çaldım. Sonra bir kısım insan dışarı çıktı. Bense ne yapacağımı şaşırdım. O tereddüt içinde önümdeki arabadaki adam kornaları millet sanki ‘yeşil yandı, yürüsene!’ anlamında çalıyor sanıyormuş. Arabadan milletin indiğini görünce o da indi ve “yürüsene kardeşim” diye bağırmaya başladı.

Sonra herkesin saygı duruşuna geçtiğini, kalanlarınsa hala korna çalmaya devam ettiğini görünce olayı anladı ve bir anda bozuntuya vermeden çokça mahçup, şaşkın ve sahtekar bir halde saygı duruşuna katıldı.

Sonrasında arabasına bindiğindeki yüz ifadesini hiç unutmayacağım… O unutacak mı acaba? Fotoğraflayamadığım için üzgündüm ama o sırada yapacak daha önemli işlerim vardı.

Sonra Taksim’e ofise geldiğimde hem blogumda yazarak hem de Facebook’ta bir grup kurarak sebebini aradığım ve halen hiçbir yanıt alamadığım Taksim Cumhuriyet Anıtı karantinasında bu sefer nöbet sırasının Türk askerine geçtiğini fark ettim.

Yine yanına yanaşamadım, yine bir teşekkür edemedim o anıtın üstündeki isimli / isimsiz kahramanlara.

Bir gün bu düzen değişecek…


Yayın Tarihi:

Kategori:


Yorumlar

6 yanıt

  1. Simto Alev avatarı

    Umarım amcanın tavrı küçük bir dalgınlık sonucu vuku bulmuştur..

  2. Hüsyin Tüfekçilerli avatarı

    Benim de başımdan bu 10 Kasım’da farklı bir olay geçti. Saat 09:05’de işe yetişmek üzere Levent-Taksim metrosunda yürüyen merdivenlerden yukarı çıkıyordum, anons yapıldı ve herkes saygı duruşuna geçti… ancak yürüyen merdivenlerin en üst ksımında kalanlar ve devamlı arkadan gelen saygı duruşu halindeki kalabalığın da etkisi ile orada ilginç bir durum oluştu.

  3. fatih sorkun avatarı

    10 kasım da trafiği durudup bilinçaltına sanki bir ilaha karşı kıyam da duruyormuşçasına ayakta beklemek ve kornalar çalmak bana hiç akıllıca gelmiyor. dış dünyaya kapalı kandırılmış milletler gibiyiz hala.. Misal kuzey kore.. Misal çin.. bu nasıl özgürlük? Bu nasıl bir saçmalıktır:? İzmir de 5 milyar tl ye ata heykeli yapılmış.. kime ne faydası varsa artık? Bu putperestlik değil de nedir? M.Serdar Kuzuloğlu bu yazıları yazdığı için şimdi kim bilir kendisinden utanıyordur.. Zira dünya ve algılar artık çok değişti..

  4. Suphi avatarı
    Suphi

    Bir Millet her yılın bir gününde nasıl bir Akıl tutulması yaşıyorki elleri ile yücelttikleri bir ölümlüye saygı adı altında tapınma seramonisi düzenleniyor. Ayrıca bu saygı duruşu saçmalığına uymak istemeyenler linç tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. Bilimsel Aklın gerçekliğinden bahseden zihniyet putperestliği hangi rasyonel, pozitivist paradigmanın tezahürü olarak görüyor sormak gerek. Bir Müslüman olarak düşüncem, Muhammed’ e saygı olarak algılanan; hırkasına, sakalına, ayak izine yüz sürme ve salya sümük ağlamak gibi pagan artığı ayinlerden ve mantık dışı hurafelerden hiç bir farkı yok bu durumun. Ayrıca saygı bböyle şekilsel ve mahalle baskısı ile zorla yapılacaksa ona saygı göstermek değil göstermelik saygı denir.

  5. burakmakar avatarı
    burakmakar

    On yıl oldu ve düzen degismedi. Lakin umutlar tükenmedi, tükenmeyecek..

Görüşlerinizi paylaşın: