Yeni internet düzenlemesi ne götürüyor?

14 Aralık 2013’te internet yayınlarını düzenleyen 5651 sayılı kanuna değişiklik teklifi verildi. Peki değiştirilmek istenen ne?

Başlıkta ‘ne getiriyor’ kalıbını kullanmak isterdim ama bizde internete dair yasalara ne girdiyse mevcuttan götürdü. Ben de yoğurdu üflemek istedim.

Seneler sonra birileri bu yazıya denk gelir de olayların kronolojisini merak edebilir diye birkaç satır ekleyeyim.

Bülent Ecevit’in Başbakanlık (DSP-MHP-ANAP koalisyonu) döneminde internet istisnasız her partiden nice anlı-şanlı milletvekillerimizin de gayretiyle, 2000 yılında ilk devlet düzenlemesiyle tanıştı (nerden nereye).

4 Mayıs 2007’de Recep Tayyip Erdoğan döneminde  5651 sayılı yasayla ‘şekle şemale’ sokuldu. Her iki ‘düzenlemenin’ ana dayanağı Atatürk’e hakaret ve çocuk pornosuydu.

Uluslararası çocuk pornosu operasyonlarında -yanlış hatırlamıyorsam- biri Türk uyruklu 2 kişi Türkiye’de tutuklanmıştı. Medyanın olayın üstüne atlamasıyla Türkiye yaşlısı-genci, kadını-erkeğiyle çocuk pornosu peşinde koşuyor gibi bir hava yaratılmıştı. Bu ilgi ve gündem işgali ardından “olay nedir?” diye Google’a arama yapan ‘saflar‘ yüzünden ‘çocuk pornosu’ ülkenin en çok aranan kelimeleri arasına girmiş, durum iyice garipleştirmişti.

Bugünkü gibi Atatürk’ü yerden yere vurmak sıradanlaşmamıştı o zamanlar. O da çocuk istismarı kadar gündem yaratıyordu.

Bugünün bahaneleri

Her iki yasa çıkarken kaç TV / radyo programında, kaç gazete yazımda meselenin özünü anlatıp tarafları uyarmaya çalıştığımı hatırlamıyorum bile. Bunun adım adım gelecek bir sansürün kılıfı olduğunu savundum. Haksız da çıkmadım. Bu alanda yetkin daha nice isim de haykırdı ama TBMM’de işlerin nasıl yürüdüğü az-çok biliyorduk. Her şey usul usul kabul edilip hayatımıza girdi.

Bize teslimiyet düştü yine.

Sonra hayatımıza Gezi Parkı olayları diye bir şey girdi. Sosyal medyanın başrol oynadığı o karışık günlerde 5651’e ek düzenlemeler gündeme geldi ama fırsat kalmadı. Mart 2014’te gerçekleşecek yerel seçimler öncesi kaset, belge taktikleri yeniden ayyuka çıkmışken bir grup Ak Parti Milletvekili internet düzenlemesine yönelik değişiklik teklifini tamamlayarak Meclis’e sundu.

17 Aralık 2013 tarihli Yolsuzluk Operasyonu ve sonrasında yaşananlara bakınca gündemden düşme ihtimalinin kalmadığı bu teklifi 18 Aralık’ta Ak Parti Milletvekili Zeynep Karahan Twitter hesabından duyurdu.

14 Aralık 2013 tarihli değişiklik teklifi memleketi 140 karakterle okuyup kurtarma derdine düşenler için fazlasıyla uzun. Hukukçu değilim ama dikkatimi çeken değişiklikleri özetlemek istedim (yasanın mevcut halini yukarıda verdiğim linkten ayrıca inceleyebilirsiniz).

  • Erişim engelleme yöntemine DNS değiştirerek girmeyi engelleyecek IP tabanlı kısıtlama ve tüm sitenin değil sadece sakıncalı içeriğin engellenmesini sağlayacak adres (URL) tabanlı engelleme.
  • Türkiye’de barındırılan sitelerden uyarı alan sakıncalı içeriğin çıkarılması, yurtdışında barındırılan (yerli / yabancı) sitelerinse içeriği çıkartamasa bile ilgili sayfaya Türkiye’den erişimi engellemesi.
  • Barındırma (hosting) hizmeti sağlayan şirketler kurulacak birlikten yetki belgesi almak (kayda girmek) zorunda. Bunu yapmazsa 50 bin liraya kadar ceza alacak (bu birliğin tüzüğünün devletten onay alma şartı var).
  • Barındırma şirketleri müşterilerinin (barındırdığı sitelerin) trafik bilgilerini (kimin hangi sayfaya eriştiği, vs) geriye dönük olası bir denetime hazır olmak için en az 1, en çok 2 yıl saklaması.
  • Barındırma hizmeti veren şirketlerin aile ve çocukların korunması, suçun engellenmesi için yaptırım beklemeden önlem alması (???).
  • Erişim engelleme kararına uymayanların hapis yerine para cezası verilmesi.
  • Halkın bir kesimini sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet ve bölge ayrımına dayanarak aşağılama da suç kapsamında (muğlak, yoruma açık ve ürkütücü).
  • Bir yayın sebebiyle mağdur olduğunu iddia eden kişi önce site sahibine, ulaşamıyorsa barındırıcı şirkete başvuracak (48 saat içinde cevap verilmek zorunda). İsterse doğrudan Sulh Ceza Hakimi’ne başvurarak engelleme, silme talebinde bulunabilecek. (Eğer içerik yayıncı ya da barındırıcı tarafından silinirse hakim kararı hükümsüz kalıyor)
  • Bir yayın sebebiyle hak ihlaline uğrayan kişi aynı yerde 1 hafta süreyle kendi açıklamasının (tekzip) yayınlanmasını isteyebilecek (mesela Twitter’da bir mesajın yerine ilgili kişinin istediği mesaj mı yayınlancak? Bazı hizmetlerde bu teknik olarak mümkün değil)
  • Hakimler internetteki hak ihlallerine yönelik başvuruları 24 saat içinde karara bağlamak zorunda (yıldırım adalet).
  • Hakim kararını uygulamayan kişilere 500 ile 1000 gün arası adli para cezası.
  • Bu konulardaki uygulama, denetleme ve engelleme yetkisi İnternet Geliştirme Kurulu‘na ait (Orwell’in Bakanlık isimleri aklıma geliyor).

Bu düzenlemenin gerekçesi Milletvekilleri tarafından sunulan teklifte ‘aile, çocuk ve gençlerin korunması; elektronik istismarın engellenmesi’ olarak özetleniyor.

Şöyle bir cümle de dikkat çekiyor. Yorumsuz aktarıyorum:

Bilindiği üzere medya, neyin dikkate değer olduğunu ve toplumun neleri görmesi ve duyması gerektiğini belirleyerek önemli bir işlev üstlenmektedir. İnternet günümüz medyasında en yaygın kullanılan araç olarak öne çıkmaktadır.

Teklifin kalanını TBMM’den inceleyebilirsiniz. Bence inceleseniz iyi olur. Zira bu blog dahil ekranınıza çıkacak (ve çıkamayacak) her şeyi o belirleyecek. Keşke vekillerimiz, kurullarımız bizim adımıza böyle ciddi kararlar alırken ‘gaz almak’ için dahi olsa bizlere de danışsa.

Yoksa her şeye temsili demokrasi deyip geçecek miyiz?

Anlaşılan bir VPN hizmeti seçmenin zamanı geldi de geçiyor. Bildiğimiz, alıştığımız interneti başka bir seçenekle kullanma şansımız kalmıyor çünkü.


Yorumlar

23 yanıt

  1. Kutlu Karatay avatarı

    Amirim, yasa tasarısını okumuştum ancak hiç bir şey anlamamıştım. O kadar saçma bir dil kullanılmış ki belki yazan bile anlamamıştır. Ucu açık çok konu var. Sizin yazdıklarınız daha yalın olarak izah edilmiş.

    URL engelleme, site kapatmaktan daha sıcak gözükse de anladığım kadarıyla “Halkın bir kesimini sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet ve bölge ayrımına dayanarak açıkça aşağılama” kapsamına sokarak örneğin “ekşisözlük” çok rahat kapatılabilir.

    vahim bir yasa tasarısı.. en kötüsü de işin ehli tarafından yapılıp yapılmadığı muallak..

  2. ismail ciftci avatarı
    ismail ciftci

    Sizce internete yonelik getirilmesi gereken tedbirler neler olmali, hangi alanlara yonelik olmali? Ya da soyle sorayim, internetime hicmi dokunulmamali?

  3. Alper Evren avatarı
    Alper Evren

    Bu düzenleme insanların nerede yediklerini ve içtiklerini veyahut nereleri gezip tozduklarını anlattıkları kişisel bloglar dışında çok fazla web sitesinin erişime açık kalamayacağını gösteriyor.

    Ülkemizde hala kimileri “sayfa” ile “site” adresini birbirine karıştırmakta. Bu kısımdan da çok fazla sıkıntı çıkacağını düşünüyorum. Örneğin; engellemeyi yapan kurum/kuruluş/birlik http://www.mserdark.com/yeni-internet-duzenlemesi-ne-goturuyor/ adresini engellemek yerine http://www.mserdark.com/ alan adını engellemeyi seçecektir. Nitekim en kolay görünen yolu budur.

    Daha bir kaç gün evvel arkadaşlara “48 saat içerisinde şikayeti değerlendirerek içeriği site sahibinin kaldırması çok güzel bir şey” dememe rağmen; bugün düzenlemeye bakıyorum ve direkt Sulh Ceza Hakimi’ne yönlendirme görüyorum. Bu ne demektir? Bu şu demek: Bugün Ağrı’dan bir insan Sulh Ceza Hakimi’ne başvurdu ve 24 saat içerisinde Hakim engelleme kararı verdi. Siz ilgili içeriği silseniz dahi kime başvurup engellemenin kaldırılmasını isteyeceğiniz tam bir muamma. Haydi ilgili Hakim’e başvurarak içeriği kaldırdığınızı ispatladınız ve engelleme kararı kaldırıldı. Engelleme kararlarının uygulanması yürürlükteki düzenlemeyle “24 saat” olarak belirlenmiş olmasına rağmen sitelerin ne kadar süre içerisinde geri yayına dönebileceğinin bir hükmü yok. Geri dönüşün de “24 saat içerisinde” olması gerektiği bildiriliyor; lakin tecrübelerden Cuma akşamı mahkemeden aldığınız yok hükmünün ardından gelen pazartesiyi salıya bağlayan geceden önce NS’lere tam olarak uygulanamadığını biliyoruz.

    Üst paragrafta Ağrı’daki Hakim engellemeyi kaldırdı; fakat 24 saat sonra Muğla’daki başka bir Hakim aynı sitenin başka bir sayfası için engelleme kararı verdi. Şimdi ne olacak?

    Bunlar komplo teorisi gibi görünebilir; lakin bugüne kadar yaşanmadığını kimse iddia edemez. En azından bana kabul ettiremez. Çünkü tecrübe ile sabittir.

    Asıl sorun sayfaların farklı Hakimlerce engellenmesi değil; konuya vakıf olmayan bireylerin şikayetlerini belli bir URL üzerine değil site adı üzerine inşa etme ihtimalleridir. Yani bir alt sayfa yerine direkt olarak “benimle ilgili şu sitede bir şey yayınlandı” diyerek şikayete koşma ihtimali. Bu durumda Hakim 24 saat içerisinde neyi araştırarak nasıl karar versin? Burada “her dosyaya bir Hakim sendromu” baş gösterebilir.

    Bir de URL sorunumuz olacak gibi. Şu anki uygulamada engellenecek bir domainin *.sitehost.* u NS’ler TİB’e yönlendirilerek engelleme/koruma ya da idari tedbir kararı hayata geçiriliyor. Bu bizim görebildiğimiz kısmı. Bir de TİB’in nameserverlarının rastgele zamanlarda site sahiplerine yaşattığı aksiyonlar var. Örneğin engellenmiş bir site günlerdir engelli olduğu halde bir anda yayına dönebiliyor ve birkaç saat için tüm Türkiye için yayında kalabiliyor. Bu da site sahiplerinin birkaç saatlik küçük mutluluklar yaşamasına sebep olabiliyor.

    Elbette TİB de çok çabalıyor ve günden güne kendisini geliştiriyor ama halen çok fazla teknik boşluk var. Ben çok şey mi biliyorum bu teknik konularda: Hayır! Birkaç basit noktayı bilen engelleme sisteminin nasıl işlediğini görebilir.

    Bütün teknik detayı ya da olmuşla olacağı geride bırakırsak; bu düzenleme site sahibi bireylerden çok barındırma hizmeti sağlayacak ya da site sahibi olan tüzel kişileri ilgilendiriyor gibi.

    Bu tarz düzenlemeler yapılmaya devam ettiği sürece devlet olarak Girişimci gençlere yapılan KOBİ desteklerini istediğiniz kadar arttırın. Gençler bugün devletten alacakları 5-10 bin TL lik desteğin ardından gelecek bu tarz mali yaptırımlar sonucu da sektöre küsebilirler. Öyle olursa yazık olur.

    İnşallah her şey çok daha güzel olacak; yeter ki biraz daha araştırıp sormayı, dinlemeyi bilelim.

  4. Emre avatarı
    Emre

    “Bir yayın sebebiyle hak ihlaline uğrayan kişi aynı yerde 1 hafta süreyle kendi açıklamasının (tekzip) yayınlanmasını isteyebilecek (mesela Twitter’da bir mesajın yerine ilgili kişinin istediği mesaj mı yayınlancak? Bazı hizmetlerde bu teknik olarak mümkün değil)”

    Orwell’ın 1984’ünde geçmişi değiştirme (düzeltme) olayına da giriştiler artık demek ki.

  5. Hakan avatarı
    Hakan

    Amirim yeni tüketici kanunu ile ilgili yazı yazacak mısınız? zira onda da birçok internet sitesini ilgilendiren önemli konular var. Reklam, karşılaştırma gibi.

  6. abdullah4372 avatarı
    abdullah4372

    Sizin ilginizi çekecek bir reklam üslubu da var. Onu da yazarsanız “maklube” geçer.. Hani mesela bal reklamında anlatıyor, anlatıyor, durduk yere bizi bir şey satın aldırmaya zorluyor psikolojik olarak ve sonunda “Bu-ba-lı-al-mak-ZO-RUN-DA-SI-NIZ” diyor.. http://goo.gl/Pxh915

  7. Murat K. avatarı
    Murat K.

    Benim anlamadığım bu düzenlemeyle blog dağıtıcılarına ne yapılacak. Blogger’ın milyon tane blogu var. Bir çoğu da kapatmaya açık içerikle dolu. Blogger her seferinde 50 bin lira mı verecek, yoksa başka türlü bir önlem mi alınacak. Kullanıcıları genelde bu tip durumlarda mağdur etmeyi isteme Google. Daha önce blogger’ı kapatma durumu olmuştu ancak geri açtılar, youtube’da aynı şekilde. Bu tarz platformların durumunu merak ediyorum. Ama her şeyden önce düzenleme müthiş bir art niyet içeriyor. İnsanları temsil eden bir kişinin dünyadan bihaber vaziyette İnternet ile ilgili yasa çıkarması ve bu yasayı da önemsiz bir şeymiş gibi torba yasayla çıkarmaya çalışması çok garip doğrusu.

    Her şeyden önce internet ile ilgili bir düzenleme, yasa çalışması yapılacaksa tüm muhalefet partileri arasından komisyon kurulup, bilir kişiler tarafından araştırma yapılmalı. Böyle bir yasa bir tek AKP’lileri etkilemeyecek ne yazık ki. Toplumun bütün kesimlerini etkileyecek bir şeyin bu kadar kolay çıkıyor/çıkacak olması rezil bir durum.

    1. abdullah4372 avatarı
      abdullah4372

      AKP’lilerle ne alakası var be. Sanki AKP’ye oy verdik diye bize yasak sitelere izin gelecek. İşiniz gücünüz muhalefet.

  8. dx486 avatarı

    Teklifteki alıntıladığınız cümle zaten hiçbir yoruma gerek bırakmıyor.

    Memleketteki diğer gelişmelerden ayrı değerlendirilmemeli ama… Hepsi bir bütün.

    Hukuk devleti olmaktan vazgeçer, -hukuktaki teknik anlamıyla- polis devleti, parti devleti, tek adam devleti olmayı seçerseniz bu gibi yeni yasalar ve yasaklar doğal. Dahasına da hazır olalım bizde bu teslimiyet oldukça.

    Öneri: Kara liste değil beyaz liste uygulansın.
    Sadece Başbakanlık makamından akredite edilmiş sitelere erişilebilsin.
    Diğer tüm adresler engellensin.
    Kontrol dışı sosyal medya ve Twitter denilen baş belası da bu arada kapatılmış olsun.
    Ne bizi yorsunlar ne de kendilerini. Istedikleri aslında bu tam olarak. Toplumun bileceği, göreceği, duyacağı şeyleri belirlemek. Zaten alıntılanan cümlede açıkça ifade etmekten çekinmemişler. Sözün bittiği yer.

  9. wime77 avatarı
    wime77

    İnternetin ne olduğu anlaşılabilmiş değil çünkü o teknolojiye ve üzerinde söz edebilecek yeteri kadar bilgili insana sahip değiliz.

    İnternet kontrol edilebilir bir yer değil. Bunu anlamamakta ısrar edip onu kontrol altına almaya çalışmalarıda doğal olarak saçma sapan bir durum olarak önümüze çıkartılıyor.

    Devletler yasaklamazlar, yasalarla kontrol ve denetim altına alırlar. Koşullara bağlanır ve insanlar seçimlerinden özgür bırakılır. Hollanda da uyuşturucu satmak serbest değil belirli koşullar altında kullanabiliyorsunuz. Eşcinsel evlilik serbest ve insanlar ilişkilerini yasal bir çerçevede yaşayabiliyorlar.

    Yasalar önünde bir bakan, bakanın oğlu ile sıradan bir vatandaş arasında hiçbir şekilde bir ayrım olmaması gerekirken bu durum ülkemizde FEODALİTE nin BATILILAŞMIŞ hali olarak karşımıza çıkıyor ve eşitlik bozuluyor.

    ^HERKES HADDİNİ BİLECEK’ bile çok şey anlatıyor. Üzerine söz söylemek çokta anlamlı değil.

    Bu nedenle şuan internetin başına gelenler aslında toplmun zihninin yansıması. Bugün RTUK tv için varsa internet için NEDEN OLMASIN diye bir düşüncenin oluşmaması söz konusu OLMAZ.

    Kaç kişi George ORWELL’ i okumuş ? Kaç kişi kitap okuyor ?

    Bugün Nazım Hikmet’in itibarı geri verilmeye çalışılıyor ama birileri kalkıp interneti yasaklıyor. Bunun Galileo ya yapılandan farkı nedir ?

    Bu yasak ya da engel beni hiçbirşekilde engellemiyor. Sizin sitenize engel konulsa bile sizi takip edenler yine etmeye devam edecekler mi ? Edecekler.
    Ama başka bir sorun ortaya çıkacak.Mesela mserdark.com yasaklandı ama içerik sahibi üretmeye devam eder ve sitesini güncellemeye devam ederse ? Bu takip edilecek mi ? Buna yaptırım olacak mı ? Bu skıncalı görülen içeriğin yaratıcısı gözaltına alınacak mı ? Kısca CADI AVI yapılacak mı ?

    Benim tek endişem bu ve korkarım bu yapılacak.

  10. Tayfun avatarı

    bakan çıkıp açıklamasını yaptı sadece içeriği sakıncalı sayfalar engellenecek diye , daha düne kadar blogger ip kısıtlama yöntemiyle engellendiği için 600.000 blog mağdur olmuştu( 4 adet ip’in hepsi engellenmişti) ve oda bu yasalar
    olmadan Diyarbakır da bir mahkemede çıkarılan karar sayesinde yapılmıştı, diji türk konusunda belki haklıydı ama olmayan bir yasa sayesinde, bir blog yüzünden 600.000 kişinin hakları yok sayılmıştı, ulaştırma bakanına sormak isterdim keyfi olarak ip kısıtlama yöntemini kullananları cezalandıracakları bir yasa çıkarmaları gerekirken, bunu yasal bir hale dönüştürdükten sonra bunların iyi niyetli olduğuna nasıl güvenelim ?

    Arkadaşın biride AKP ile ne alakası var demiş, oda haklı muz cumhuriyetlerinde olduğu gibi önüne gelen yasa değiştirirse, oda bu yasaların Mozambik hükümeti tarafından çıkarıldığını zannediyor olabilir:)

  11. […] gazeteci ve yazar M. Serdar Kuzuloğlu, değişikliklerle ilgili kendi sitesinde yayınladığı değerlendirmelerinde bu fıkrayı şu şekilde […]

  12. inceleco avatarı

    Serdar Bey merhaba,

    Kanunlara ben artık bireysel değil de politik açıdan bakar oldum artık. Konu ile alakalı ve 2011 yazında Çin’de 1 ay boyunca kalmış biri olarak sansür hakkındaki tecrübelerimi buradan paylaşmak istiyorum.

    Dünyanın en kaliteli sansür sistemi Çin’dedir buna da “Great firewall” deniyor. Tamamen hükumete ait olan sunucular üzerinden tüm bilgi alışverişi gerçekleşiyor. Doğal olarak Çin hükumeti de istediği siteyi istediği zaman yasaklıyor. Hatta bir keresinde Google’dan hükumet aleyhine olan yazıları kaldırmasını isteyen Çin, Google adım atmayınca Google’a gelmiş geçmiş en büyük siber saldırıyı gerçekleştiriyor.

    Haber: http://www.nytimes.com/2011/06/02/technology/02google.html?pagewanted=all

    Tabi kabul etmese de bunu Çin, saldırı onlar tarafından gerçekleştirildi. Ben olsam ben de kabul etmezdim.

    Yani hemen üst kısmı toparlayacak olursak, Çin kendi çıkarlarını koruma adına elinden geleni ardına koymuyor. Yapıyor, bundan sonra da yapamaya devam edecek.

    İşin garip tarafı şimdi başlıyor. Her ne kadar internet dünyası Çin’de yasak olsa da, dışarıda insanların bu kadar özgür kaldıkları başka bir ülke bilmiyorum ben. 27 günlük ziyaretimde toplamda 2 ya da 3 kere polis arabası gördüm. 15 milyonluk kentte 1 kere olayla karşılaşmadım. Herkes istediğini yapıyor, kimse kimsenin özel hayatına karışmıyor, sorun çıkmıyor, doğal olarak da polis ortalıkta görünmüyor. Fakat gel gelelim internet dünyasında bir haber almaya çalıştığınızda, elde var sıfır. Sabahtan akşama kadar süren yarışma programları ve aksam yarım saat yayınlanan haberler. Bu haberlerin ilk 15 dk’sı ülkemiz ne kadar da güzel (çok uzağa gitmeyin Türkiye’de öyle) 5-10 dk’sı hükumetin insanlara yaptığı yardımlar, geri kalanı da spor ve hava durumu. Kısacası özel hayatta özgürsünüz fakat hükumet aleyhine vs bilgi alma konusunda kapalı kutusunuz ve kafanızı dışarı çıkaramıyorsunuz.

    Yukarıdaki yazdıklarımı bir örnekle açıklayacak olursam. Bildiğiniz üzre 2011’de Mısır ayaklanması gerçekleşti. http://tr.wikipedia.org/wiki/2011_M%C4%B1s%C4%B1r_Devrimi

    Bu devrim boyunca Çin hükumeti ne yaptı dersiniz?

    Cevap: Mısır ve alakalı tüm haberleri filtreye soktu. Haber de şurada: http://www.nytimes.com/2011/02/01/world/asia/01beijing.html

    Yani sansür sansür sansür. Çin’de durum bundan ibaret. Fakat! Ben orada istediğim siteye girdim, istediğim araştırmaları yaptım, istediğim kaynaklara ulaştım. Nasıl olduğunu siz de daha önceki yazılarınızda dile getirdiniz. Can simidi VPN ile.

    Sansür varsa çözüm de vardır.

    Benim internet dünyası konusundaki inancım kesinlikle herhangi bir sansür, yaptırım vs’nin uygulanamayacağıdır. Her ne olursa olsun, hangi filtre getirilirse getirilsin bu engeller kolaylıkla aşılıyor.

    Yakın zaman önce şahsi sitem üzerinden bir makale ve bu makaleye ait bir video yayınladım Youtube üzerinden: http://www.youtube.com/watch?v=t0JNLznHBHk

    Buradaki amacım insanlara aslında sansür diye bir şeyin olmadığını, pc, tel ve tabletlerde nasıl engellerin aşılabileceğini ve çıkacak yasa sonrasında nasıl kayıt sistemini ortadan kaldırılacağı hakkında bilgi verdim. Ülkemizde yeni yeni yeşillenen VPN programlarını en kısa zamanda eminim birçok kişi alıp kullanmaya başlayacak ve tüm yaptırımların karşısına geçecektir. Kolaylıkla ücretli ya da ücretsiz olarak temin edilen bu programlara ne sansür işler ne de kayıt.

    Olayı politik açıya bağlayacak olursam.

    Birkaç yıl önce çok sevdiğim bir hocam bir yazı paylaştı Facebook’ta. Yazıda Amerikan Senetosu’ndaki bir adamın görüşlerinin seçime doğru nasıl da değiştiği anlatılıyordu.

    Bu adam anti-hıristiyan söylemlerde bulunan ve dini sürekli eleştiren bir adamdı ve seçimler yaklaştığında birden bu tutumunu değiştiriyor ve duruşunu her iki tarafa da yaklaştırmaya çalışıyor. Nasıl oluyorsa bir anda yumuşacık, dünya tatlısı, din sever bir adam olup çıkıveriyor. Elinden gelse Umre’ye gider seçimlerden önce. Müslüman oyları da toplamak ister. O kadar yüzsüz bir adam yani.

    Bu bağlamda yeni internet yasasının 17 aralık olaylarından hemen sonra çıkması ve gündem değiştirip belli kesimler tarafından (muhtemelen belli kesimlerden) destek toplamasını da buna bağlayabiliriz diye düşünüyorum.

    Hatırlayın başbakan aynen şunları söyledi: “Ben Youtube’a giriyorum siz de girin”
    Hemen kaynak burada: http://www.radikal.com.tr/turkiye/basbakanin_ben_giriyorum_siz_de_girin_dedigi_youtube_en_cok_girilen_besinci_site-950225

    Uzun lafın kısası internette sansür yoktur; politika, çıkar ve beklenti vardır. Kayıt, ifşa, fişleme yoktur; VPN ve özgürlük vardır.

    İndirin bir tane keyfinize bakın. Bu konuda ek yardım isteyenler olursa buyursunlar: http://www.mserdark.com/internet-kullanicisinin-can-simidi-vpn/

    Vay efendim ben karar veremedim detaylı inceleme istiyorum, sonra da kendi dişime göre bir VPN programı seçmeyim diyenler de kendi blogumdaki yazıyı tavsiye ediyorum:
    http://www.incele.co/en-iyi-7-ucretsiz-vpn-programi/

    Herkese özgür sörflemeler.

  13. Tuncay Şahin avatarı

    Halkın iradesinden bahsediyorlar ama düzenleme yapılırken ne bana nede başka bir vatandaşa soruyorlar.
    Laf demokrasisi istemiyorum, gerçek demokrasi istiyorum !
    http://www.tsahin.com/

  14. […] hakkındaki şahsi fikirlerini dile getiren Serdar Kuzuloğlu yenilikler hakkında şunları ifade […]

  15. karaadam avatarı
    karaadam

    Bundan sonra hepiniz hesap vereceksiniz.Millete klavye kahramanlığı yapamayacaksınız.küfür hakaret edemeyeceksiniz. Porno müstehcenlik izleyemeyeceksiniz. Yazdığınız her kelimeden sorumlu olacaksınız. diyor devlet yani ve de sonuna kadar haklı. Bu devlet benim, senin, onun, hepimizin. Devlet uzaydan gelmedi bizim için çalışıyor. At gözlüğünü çıkarın elinizi eğer varsa vicdanınıza koyun sonrada bir düşünün, hatta bin düşünün ve bir konuşun. Ananız babanız yanınızdayken bakamadığınız şeylere Allah her an yanınızdayken bakabiliyorsanız inancınızı gözden geçirin. Allaha Hakkıyla inanmıyoruz maalesef.Onu bilmiyoruz.. Ne acı..

  16. […] Köşe yazarı ve nam-ı diğer ‘internet ekipler amiri’ Serdar Kuzuloğlu da yeni düzenlemeleri sansüre kılıf olarak olarak niteledi. […]

  17. […] gazeteci ve yazar M. Serdar Kuzuloğlu, değişikliklerle ilgili kendi sitesinde yayınladığı değerlendirmelerinde bu fıkrayı şu şekilde […]

  18. […] M.Serdar Kuzuloğlu‘nun şahane bir yazısı var. Yazının başlığını bayıldım:  Yeni internet düzenlemesi ne götürüyor? Bu yazıyı evernote‘a pocket‘a falan kaydedin. Bir gün tüm bloggerların ihtiyacı […]

  19. […] alerjik reaksiyon zirve yaptı. Bu süreçte Youtube ve Twitter TİB (hükümet) tarafından yeni internet yasasının verdiği yetkiye dahi aykırı olarak tamamen sansürlenmişti. Ardından duruma yönelik kişisel bir itirazı […]

  20. […] Ama konu hakkında geniş bilgi için M.Serdar Kuzuloğlu‘nun şahane bir yazısı var:  Yeni internet düzenlemesi ne götürüyor? Bu yazıyı evernote‘a veya pocket‘a falan kaydedin. Bir gün tüm bloggerların […]

  21. […] ve yetkili kişi ve kurumlarının teknolojinin özgürlükler ile tartışılmaz ilişkisini kavraması gerekiyor. Çin gibi klonlama merkezi veya düşük maliyetli üretim atölyesi olmaktan öte bir hayalimiz […]

Görüşlerinizi paylaşın: