Ben iyi bir arşivciyim. Görenin şaşırdığı bir evrak, kupür, vs birikimim var. Gazeteciliğin doğasından gereği de değil tam olarak; küçüklüğümden beri böyle bir merakım vardı. İlgi alanlarıma göre derlenmiş, ayrı ayrı dosyalanmış, sınıflandırılmış… Bu işe özenirim. Belki de bu yüzden; sakınan göze çöp batma mecburiyetini de bütün halleriyle yaşarım.
Gazetedeki sayfam haftalık olduğu için her sene teknoloji gündemini 50-52 seferde toplamam gerekiyor. Yani her gün onlarca şey olan bir gündemde 50 sayfada 13-15 haberle seneyi özetlemek… Kolay değildir ve ben de fazlasıyla özenirim. Hiçbir sayfamı 10 saatten daha az bir sürede hazırlamadım. Bu yazma kısmı; hazırlık kısmını pek katmıyorum.
Sayfam yayımlanınca da kesip bir kenara koyarım. 3-4 senelik birikince de gazetedeki arşiv servisine veririm; kendi ciltçilerinde benim için ciltletirler. 14 yılım birkaç cilde sığmış şekilde evin bir köşesinde duruyor.
İki ay önce yeteri kadar biriktiğini düşünerek son birkaç yıllık sayfaları toparlayacaktım ki yerinde yeller estiğini gördüm. Biraz soruşturunca ortaya çıktı ki, temizliğe gelen kadın onları eski gazete sanıp (ki özünde öyle) ATMIŞ!
Birisi sağ kolumu kesseydi ancak bu kadar üzülürdüm. Sakın abarttığımı da sanmayın.
Sabahlara kadar emek çektiğim, her satırının öyküsünü hatırladığım sayfalar topluca çöpü boylamıştı. Çöplere baktım, hurdacılara sordum yok. Geri dönüşü de yok…
Oysa ben çocuklarım biraz büyüyünce kucağıma oturtup normalde hiç huyum olmamasına rağmen özel hayatımdan; dolayısıyla onlardan bahsettiğim yazımı onlara okuyacaktım. Belki onlar ilerde merak edip bir gün açıp babaları neler yazmış bakacaktı.
Olmadı.
Ne kadar üzüldüğümü hiç kimse tahmin bile edemez.
Tam ateşi küllendirmiştim ki, bir hafta sonra seneler seneler boyu topladığım ve 1,5 terabaytlık sabit diskime emanet ettiğim yaklaşık 1,3 terabaytlık BÜTÜN dijital arşivim buhar oldu. Disklerden biri sorun çıkardı, RAID bağlı olduğu için kurtarılamaz hale geldi. Seagate firması sağolsun aldı diskleri ta Hollanda’ya yolladı ve normalde 20 bin euro tutan bir ‘kurtarma’ operasyonunu da göze alarak girişimde bulundu. Hollanda’dan acı haber geldi; diskin kurtarılacak bir tarafı kalmamıştı…
Sonuçta offline arşivimin büyük bir halkası ve online arşivimin tamamı gitti…
Yıllar önce her şeyimi emanet ettiğim dizüstü bilgisayarım çalınınca da aynı şey olmuştu. Onun için artık taşınabilir cihazlarımda hiçbir şey yüklü değil (detaylarını bu blogda da anlatmıştım:.1, 2). Ama evdeki yedeğimin böyle uçacağını nasıl öngörebilirdim ki? Yedeğin de yedeğini mi almalı? Terabayttan söz ederken bu bile başlı başına dert.
Sahip olduklarımız zamanla bize sahip olurmuş. Demek ki şu an neredeyse kuşlar kadar özgürüm.
Görüşlerinizi paylaşın: