Sakıp Ağa’nın not defteri

Sakıp Sabancı Müzesi’ni ziyaret ettiğimde karşıma çıkan bir sürpiz.

Geçtiğimiz hafta Sakıp Sabancı Müzesi’nden bir davet aldım. Atlı Köşk’e gitmeyeli seneler olmuştu.

Bu bina 1927 yılında Mısır’ın meşhur Hidiv ailesinden Prens Mehmed Ali Hasan için İtalyan mimar Edouard De Nari tarafından tasarlanmış son derece zarif bir yapı (Hidiv ailesinin bir diğer mekanı da bildiğiniz gibi bugün Anadolu yakasında Hidiv Kasrı adıyla hizmet veriyor).

Bir dönem Sakıp ve Türkan Sabancı’nın ev olarak kullandığı bu köşk 1998’de Sakıp Bey’in kararıyla Sabancı Üniversitesi’ne müzeye dönüştürülmek üzere bağışlanmıştı.

Emirgan’ın meşhur Atlı Köşk’ü 1998’den bu yana Sakıp Sabancı Müzesi olarak hizmet veriyor. Atlı Köşk olarak anılmasının sebebi yola bakan kısmında görülen değil; bu resimde camekanlı kapının hemen önünde yer alan at heykeli.

O günden bu yana Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) adıyla hizmet veren kurumda ailenin yaşam alanı Sakıp Bey’in kişisel merak alanlarından biri olan hat sanatıyla desteklenerek ilginç bir dijital ruha kavuşturulmuş.

Yeni düzenlemede müzeye girişte size verilen iPad’lerde yüklü özel bir Augmented Reality (AR) uygulaması yardımıyla ‘Aile Salonları’ olarak adlandırılan odalarda gerçekle sanal arası yeni bir katmanı daha iPad ekranı üstünden gözlemleme fırsatı buluyorsunuz.

Ziyaretimden birkaç saat önce gerçekleşen tanıtım toplantısı kaydındaki örnekleri izlerseniz belki gözünüzde daha iyi canlanır. Ama bizzat giderek tecrübe etmenizi şiddetle tavsiye ederim.

SSM’ye davetimin asıl sebebi bu yeni teknolojiyle ilgili yer almam istenen bir projeydi (ayrıntı ve gelişmeleri ayrıca aktaracağım). Toplantımızın ardından müzede teşhire açılan yeni bölüm ve eserlere (AR uygulamasının da yardımıyla) hızlıca bakma fırsatı buldum.

Benim gibi meraklı gözler için her köşe fazlasıyla doyurucuydu ama nedense en çok ilgimi çeken şey Sakıp Sabancı’nın hemen girişteki salonda sergilenen kişisel ajandaları oldu. Cebe sığacak formda küçük defterlere alınmış notlar. Her biri kimbilir hangi proje ya da işin ayrıntıları. Arada o dönemin büyük işadamlarının isimleri…

Ajanda ruhun aynasıdır

Sıkça paylaştığım gibi aynı anda elli bin farklı işi yapan biri olarak varlığımı tuttuğum not sistemime ve kullandığım dijital hizmetlere borçluyum. Yıllarla beraber oturmuş kişisel bir tarzım var. Ama bu konuda mutlak bir doğru olmadığını bildiğimden feyz alabileceğim her yeni örnek benim için altın değerinde.

Sakıp Bey’in notlarına da bu gözle baktım. Eminim benim iş yüküm onunkiler yanında denizde kum tanesi gibi kalırdı. Daha uygun bir zamanda detaylarını incelemek için fotoğraflarını çektim.

Not defterleri, boyutlarıyla, not tutma biçimiyle, kullanılan ifade ve kısaltmalarla, içine ne yazıldığıyla sahibi hakkında sandığınızdan çok daha fazla ipucu verir. Bu gözle incelediğim Sakıp Bey’in ajandaları benim için fazlasıyla bereketli oldu. Sizin de ilginizi çekebileceğini düşünerek paylaşmak istedim. (Ama inanın bunları müzede çıplak gözle görmeniz gerçekten çok daha farklı bir etki bırakacaktır)

Üstelik şu aralar giderseniz daha önce hiçbir yerde sergilenmemiş özel koleksiyon eserlerini de içeren Rembrandt ve Çağdaşları sergisini gezme fırsatı da yakalayabilirsiniz. Flemenk resim akımının o dönemde ilk defa halkı ve sıradanlığı tuvale yansıtan etkileyici üslubunu, kusursuz resim tekniğini görmek gerçekten her zaman yakalayamayacağınız bir fırsat.

http://www.youtube.com/watch?v=qgIFnksa08U

Bana epey pahalıya patladı ama yine de çıkışta mağazasına da uğramayı ihmal etmeyin. Çok özenli ve orijinal bir ürün derlemesi sizi bekliyor 😉

(Bu kadar adını anmışken hafızamdaki ilginç bir Sakıp Sabancı anekdotunu da paylaşmadan edemedim. Malum Sakıp Sabancı’nın eş olarak seçtiği Türkan Hanım öz teyze kızıydı. Yıllar sonra neden akraba evliliği yaptığına dair bir soruya bana hep ilginç gelen şu cevabı vermişti: “Babam hep ‘bildiğin ayranı, bilmediğin yoğurda değişme’ derdi”.)


Yorumlar

2 yanıt

  1. […] imzasını taşıyordu. Jones, tam bir mavi kanlı İngiliz zengini. Yani bizim ‘Sakıp Ağa‘ formatından çok farklı. Belgesel ülkenin yeni nesil zenginlerinin başarı […]

  2. […] ailesi koleksiyonunu evinde dostlarına gösterip böbürlenmeyi bilmez miydi? Sakıp Sabancı hatıralarıyla dolu evini hayattayken kurduğu üniversiteye bağışlayıp terk ederek halka […]

Görüşlerinizi paylaşın: