Dev ekranda Televidyon keyfi

Televidyon’u farklı mecra ve medyalara taşıma serüvenimiz tam gaz devam ediyor. Geleceğin sırrı mümkün olan her mecrada yer alabilmek.

Bir gün burada televidyon‘un hikayesini sizlerle baştan sona paylaşmayı çok isterim. Niyet neydi, ne oldu akıbet meselesinin hafızamdaki en belirgin örneği. Teknosohbet macerasından doğup  senesi bile dolmadan aldığı yola bakınca çektiğimiz emekleri helal ediyorum.

Uzun süredir aklımda yayınları web dışındaki ortamlara da aktarabilmek vardı. Böylece insanlar televidyon yayınlarını web sitesine uğramadan da tüketebilecekti. Bunun da yolu RSS beslememizi MRSS‘e çevirmekti. Bu sayede beslemenin içinde genel bir formatta (biz mp4 formatını tercih ettik) bölümlerin kendi dosyaları da olacaktı. Ama kafamı kurcalayan, bizim stratejimizi bozacak birçok konu da vardı. Sıralamak gerekirse

  • İzleyici kitlemizi çok daha genişletecek ancak bu sayede genişleyen kitleyi siteden kopartmış olacaktık. Çünkü podcast olarak takip eden insanlar siteye hiç uğramadan bölümleri izleyecekti. Bu da hem sitede bizim can damarımız olan yorumların köküne kibrit suyu ekecek, hem de reklam gösterim kapasitemizi düşürecekti.
  • Podcast takipçilerine televidyon’daki diğer gelişmeleri sunamayacaktık. Örneğin Kafa Kafaya programını takip eden birisi Sinevidyon diye bir program başladığını asla öğrenemeyecekti.
  • Seyirci ve reklamverenin gözünde daha parçalı bir yapı olacaktık.
  • Cihaz farklılıkları yüzünden uyum sorunları yaşanabilirdi.
  • Abone sayısına bağlı olarak sunucumuza yüklenen istek sayısı ve artan bant genişliği sıkıntı yaratabilirdi.
  • Bizim için iş iki katına çıkacaktı. Web arayüzünden takip edenler için FLV, podcast olarak kendi telefonunda / medyaçalarında takip edenler için MP4 formatında yükleme yapmamız gerekiyordu.

Bütün bu olumsuz ve kafa karıştırıcı şeyleri bir kenara bırakıp başladık. İyi ki de yapmışız.

Bu sayede hem izleyici sayımız arttı, hem de siteye gelmese bile (M)RSS üstünden takip eden sadık bir izleyici kitlesi edindik. Bölümlerimizin izlenme sayısı yüzde 50’ye yakın arttı. Üstelik her an, istediğiniz her yerden bedava wifi bulunduğu anda televidyon bölümlerini izlemek mümkün oldu. Örneğin ben dışarda olduğum zamanlarda kendi telefonumda (şu an için Nokia N96) sitede yayına alınan bölümleri izliyorum. Alışkanlık yarattı desem yeridir 🙂

Elbette bu sayede iPhone uygulamamızın da kapıları aralanmış oldu. Daha ne olsun?

Geçen FriendFeed turu yaparken Burak Dönertaş‘ın girişine denk geldim. Xbox üstünden televizyonundaki televidyon tecrübesinden bahsediyordu. Ardından Göze Sencer‘in kurulumunu gördüm:

2,5 x 3,5 metre! Eminim televidyon’u böyle seyretmek bir başka güzeldir (ekranda benden daha cazip biri olsa hele). Benim ‘dev ekran’ limitlerim şu an için 42 inç ile sınırlı…

Özetle; şu ana kadarki deneyimlerim gösteriyor ki seçenek sunmak, sınırları ve sınırlandırmaları kaldırmak her zaman iyi sonuç veriyor.



Yayın Tarihi:

Kategori:


Yorumlar

3 yanıt

  1. Niyazi Tanyeri avatarı
    Niyazi Tanyeri

    Merhaba;

    İphone uygulamasını sabırsızlıkla bekliyorum ama çıkış tarihi hakkında herhangi bir bilgi yok, serdar abi bu konuda aydınlatırmısın bizi?

  2. Cihan Çağlar Çankaya avatarı

    O ekranın içinde siz ve sayın timur sırt olduğu sürece 😉 15,4” ekranda yeter bize ..

  3. recep bülbülses avatarı
    recep bülbülses

    ya kafanızı bu kadar derin mevzular kurcalıyor madem, merak ediyorum neden bütün programları kapsayan toplu bir rss beslemeniz yok? bu neden hiç kafanızı kurcalamıyor???

    hem yeni program olunca bu sayede haberdar olabiliriz.

    yani anlamakta zorluk çekiyorum. sen git bu kadar sponsor bul, o kadar tasarım, grafik uğraş, şirkette ordu besle ama bir tane toplu rss yok. allaha havale ediyorum.

Görüşlerinizi paylaşın: