6 yaratıcı dijital kampanya

2014 Cannes Yaratıcılık Festivali’nin ardından ilgimi çeken birkaç dijital iş, heves verici fikir ve imrendirici kampanya örneği.

Cannes Film Festivali,1947’den bu yana düzenleniyor (Lafı geçmişken ‘Cannes’ Türkçede Kan şeklinde telafuz edilir. Ama konumuz bu değil). Akademi Ödülleri‘nden (Oscar) sonra film endüstrisinin en büyük etkinliklerinden biri olarak kabul ediliyor. Ama konumuz bu da değil. Cannes Film  geçmişken Nuri Bilge Ceylan’a yalnız -ve umursamaz- ülkesinden bu baheneyle bir tebrik iletmek boynumuzun borcu. Ama konumuz bu da değil.

Bir de Cannes Lions var. Cannes Film Festivali’ne özenen reklamcıların 1954’te İtalya’nın Venedik şehrinde başlattığı etkinlik. Ürünün, reklamın ve başarının kolay tanımlandığı zamanlarda ‘reklam festivali’ diye adlandırılmış. Ama berberin kendini ‘saç tasarımcısı’, emlakçının ‘gayrımenkul portföy yöneticisi’ diye tanımladığı bugünde reklamcılığın işi hiç de kolay değil.

canneslions2014

Dolayısıyla Cannes Lions bir süredir kendini ‘Uluslararası Yaratıcılık Festivali’ şeklinde özetliyor. Gayet de uygun.

Bu yıl çok istememe rağmen işlerimden ötürü gidemedim. Gitseydim –öncekilerde olduğu gibi– bolca notla dönecektim. Seneye Allah kerim.

Yine de webden canlı yayınlarına, web sitelerinden anafikirlere ve elbette sitesinden bu yıl dünyanın en iddialı zihinlerinin en çok kafa yorduğu (ve bütçe yuttuğu) işlere baktım.

Tahmin edeceğiniz gibi dijital işlerin toplandığı Cyber Lions kategorisi en dikkatle incelediğim bölüm oldu. Grand Prix, Gold, Silver, Bronze şeklinde sıralanan ödülleri kazanan onlarca kampanyaya bakarken gerçekten etkilendim. Mecra ve araçların bolluğu zihni açık, cüreti tam ve cebi dolu müşteriyle birleşince enfes şeylere harç oluyor.

2014 yılının en yaratıcı dijital ödülü Pharrel Williams’ın 24 Hour Happy kampanyasına gitti. Benim için hiçbir şey ifade etmiyor ama sebeplerini anlayabiliyorum. Büyük iş. Yine de benim için bir Bob Dylan / Like a Rolling Stone değil asla!

Cyber kategorisinde ödül alan ve benim için çok daha ilgi çekici ve hayırlı işler de var. Birkaçını burada da anmak isterim.

The Autocomplete Truth

Birleşmiş Milletler’in kadın teşkilatı için hazırlanan bu kampanya enteresan bir tesadüf olarak geçen sene buradaki bir yazımda da değindiğim fikri temel alıyor. Google aramalarındaki otomatik tamamlama hizmeti üstünden erkeklerin (ve elbette bazı kadınları) kadınlara layık gördüğü yaşamları yüzümüze vuruyor.

Speaking Exchange

Teknolojik, ekonomik, askeri ve kültürel onlarca etken sayesinde İngilizce bir dünya dili olma yolunda ilerliyor. Sanılanın aksine bundan en çok şikayetçi olanlar anadili İngilizce olanlar. Dillerinin bozulduğundan, kirlendiğinden şikayet ediyorlar. Çünkü artık İngilizce konuşan nüfus içinde anadili İngilizce olanlar küçük bir azınlığa dönüştü (bu konuya ayrıca girelim, çok bereketli ve lezzetli mesele).

İngilizce bilmeyen birinin dünyanın ne kadar büyük bir parçasından mahrum kaldığı malum. Elbette bunun için öncelikle bilmediğini bilmek gerekiyor.

Bu yüzden her an İngilizce öğrenmek için yüz milyonlarca insan, milyarlarca dolar para döküp saçıyor. Bu büyük bir sektör. Ama iki şeyden de eminiz: dil konuştukça öğrenilen (ve konuşmadıkça körelen) bir şey. Ve en büyük sıkıntı konuşacak, sabredecek, anlayış gösterecek birilerini bulmak.

FCB Brasil reklam ajansının Brezilya’da 500 dershaneyle hizmet veren CNA adlı İngilizce dil kursu için bulduğu fikir bana ekran karşısında HELAL OLSUN diye bağırttırdı. Kampanya dil öğrenmeye çalışanları video chat ile İngilizce bilen ama konuşmaya hasret kalanlarla buluşturuyor. Yalnız kalmış, konuşacak kimse bulamayan ve sohbet hasretiyle huzurevinde yaşayan ABD’li YAŞLILARLA!

Her izlediğimde tüylerim diken diken oluyor.

İnternet işte böyle şeyler yüzünden güzel.

The Hornbach Hammer

Alman yapı marketi Hornbach Facebook sayfasında 2. Dünya Savaşı’ndan kalma bir Rus tankı (evet tank) satın aldığını duyurur. Kimse bir şey anlamaz ama bir heyecan oluşur. Sonra bu tankın eritilip sadece 7 bin adet üretilecek bir çekiçte kullanılacağı açıklanır. Ardından resmen bir çılgınlık başlar. Sıradan bir yapı marketinin, sıradan bir ürününün sahip olmak adına meraklıların birbirini yediği bir kampanyaya dönüşüm hikayesi.

Hornbach’ın Facebook sayfası da sosyal medya kullanımı adına bir ders niteliğinde. Göz atmanızı tavsiye ederim.

Tatoo Skin Cancer Check

Güneş ile tetiklenen cilt kanseri prostat ve göğüs kanserinin toplamından daha fazla görülüyor. Bu birinci gerçek. Brezilyalılar bronz ten ve dövme yaptırma kültürüyle tanınıyor. Bu da ikinci gerçek.

Çok yüksek oranda cilt kanseri vakasıyla karşılaşan Brezilya bu konuda biliçlendirme kampanyası için ülkenin en iyi 200 dövme sanatçısıyla çalışarak onları kanser riski taşıyan cilt lekelerine yönelik eğitir. Dövme yaptırmaya gelen herkesi baştan sona incelerler ve birçok kanser vakasını fark eder ve hayatlarını kurtarırlar.

Sweetie

‘Çocuk istismarı’ tanımı o kadar sterilize, o kadar hijyenik ki yapılan şey hakkında neredeyse hiçbir fikir vermiyor. Ama dünyada çocuk yaştakilerle cinsel bir şeyler yaşamak isteyen tahmininizden ÇOK daha fazla insan var. Bunun için özel turlar, turizm acenteleri bile var. Ama herkesin her aklına geldiğinde bu ülkelere seyahat etme gibi bir lüksü yok. Bu yüzden internet sitelerini kullanıyorlar.

En tercih edilen yöntemlerden biri de canlı webcam seansları…

Bunu engellemek için Hollandalı reklam ajansı LEMZ Amsterdam’ın fikri gerçekten etkileyici. Önce 3D yazılımlarla kimsenin anlayamayacağı kadar gerçekçi görünen 10 yaşında bir Filipinli çocuk modellenir. Sweetie adını kullanacak bu karakter webcam sohbeti için kullanılan ortamlara salınır. Kontrolü bilgisayar başında kampanyayı yöneten yetişkin uzmanların elindedir.

Dünyanın dört bir yanından ‘meraklı’ çocuk olduğunu söylemesine rağmen anında avlanmaya başlar. LEMZ yemlediği bu sübyancı kurbanlardan topladığı bilgi kırıntılarıyla yaptığı internet araştırmalarından yola çıkarak kimliklerini tespit eder ve INTERPOL’e ihbarda bulunur. 1.000’den fazla pedofil böylece yakalanır.

https://www.youtube.com/watch?v=aGmKmVvCzkw

Dear Future Mom

Down Sendromu Günü kapsamında hazırlanan bu kampanya Down sendromlu çocuk sahibi olabilecek anne ve babaları bilinçlendirmeye çalışıyor. Ve bunu gerçekten alkışlatacak derecede iyi yapıyor. İzleyelim:

Biraz Dear 16 year old me tadı bırakmadı değil ama yine de güzel.

Onlarca saatimi yiyen işler arasında başka ilginç bir sürü fikir de var elbette. Ama bu yazı fazla uzadı.

Yaşasın yaratıcılık!

Yorumlar

9 yanıt

  1. Mehmetbol avatarı
    Mehmetbol

    Öğretmen olarak bende ağlamak istiyorum ama ben hiç bir projenin arkasında bizim hayata geçirmeye çalıştığımız fatih projesi gibi teknolojik altyapının olmamasından dolayı.Biz neyi yanlış yapıyoruz biliyormusun amirim eğitim sistemizde bu tür fikirlerin ortaya çıkmasına avantaj sağlayanbözgür fikirleri ortaya çıkartacak nesil yetiştirmeye tersden başlıyoruz çünkü fatih projesiylede bunu yapıyoruz.

  2. sahin toprak avatarı

    Dusunceleriniz ve paylastiklariniz icin ayri ayri tesekkurler

  3. Şehnaz Rizeli avatarı
    Şehnaz Rizeli

    Araştırmasıyla, metniyle, görselleriyle ve inceliklerle dolu uslûbuyla pek şâhâne bi yazı 🙂 “Dünyada neler oluyor kâbilinden” bilgilenme açısından da önemli hem de 🙂 Kapana kısılmış gibi hissettiğimiz memleket gündeminden bi nebze olsun sıyrılmaya da olanak sağlıyor 🙂 Tüm güzel ve yararlı yazılarınız ve nâif uslûbunuz için hasseten teşekkürler M.Serdar Kuzuloğlu… Kaleminize sağlık ♥ Vârolun… 

    1. M. Serdar Kuzuloğlu avatarı

      İlginiz ve güzel sözleriniz için asıl ben teşekkür ederim. Selamlar.

  4. can ekener avatarı
    can ekener

    Çok beğendiğim, son yarım saat içinde bir sürü arkadaşıma e-mail ile link yolladığım harika bir yazı olmuş. Naaptın amirim sen yaa, şimdi bana üzerine düşünecek bir aylık malzeme verdin. iş açtın başıma yaa 🙂 eline sağlık, blog’un güncellensin diye sürekli duadayız.

  5. Bora avatarı
    Bora

    Hocam ne zaman internetin ne kadar çöp bilgi ile dolduğunu düşünsem senin siteni açıyorum . Az öz net bu kadar. İyiki varsın.

  6. Cannes Cannes avatarı

    Serdar’cım lafı geçmişken ‘Cannes’ ‘kan’ şeklinde değil, ‘ken’ şeklinde telafuz edilir.

    1. Aytekin avatarı
      Aytekin

      telaffuz kelimesi de “telafuz” şeklinde değil telaffuz olarak telaffuz edilir.

  7. watcher avatarı
    watcher

    Bence bir kitap yazmalisiniz. Konu ne olursa olsun.

Görüşlerinizi paylaşın: