Bugün adına internet dediğimiz şey içinde sosyal medya, sohbet hizmetleri gibi bir sürü farklı protokol ve alt ağları barındırıyor. Bu kadar popülerleşmesinin sebebiyse World Wide Web. Ya da daha popüler ismiyle WWW. Hani şu adreslerin başında (bazen) gördüğümüz (ki ne gereği var artık!).

(Sir) Tim Berners-Lee, bugün Büyük Hadron Deneyi ile varlığımızın sırrını keşfetmeye çalışan CERN‘de mühendisken dünyanın dört bir yanından toplanmış meslektaşlarının apayrı sistemlerde birbirinden kopuk, verimsiz çalışma ortamlarını ve sonucundaki ‘bilim israfını’ görünce WWW sistemini icat etti (Berners-Lee’nin kişisel sayfasına girerseniz hala webin ilk yıllarının izlerini taşıyan formunu görebilirsiniz).

Webin bu yazıya dair önem taşıyan ayrıntısı ise link verebilme özelliği. Hani herkesin başkasından kapmak için yanıp tutuştuğu ama vermekten çekindiği. Belgeler arasında link veremiyor olsaydık bugün internetin şimdikine kıyasla hiçbir anlamı olmayacaktı. Dijital ortamlar link verebildiğimiz için bizi bu kadar heyecanlandırıyor. Her sayfada birkaç tıkla başka başka dünyalara açılıyor, sonsuzluk içinde saniyenin bilmem kaçında birinde apayrı alemlere geçiş yapabiliyoruz (bu yazıda bile şu satıra kadar 9 link bulunuyor).

Şimdi gelelim bunları aklıma getiren vesileye.

Her link bir keşfin ilk adımıdır

‘Bir ara bakarım’ diye içini kısayol ve PDF’lerle doldurduğum bir klasörüm var. Onun içindeki günlük kazı çalışmamda bir derlemeye denk geldim. Brand is You etkinliği için hazırlanan Türkiye Nasıl Dünya Markası Olur isimli bir e-kitapçık. Benim de yer almam istenmiş ama zamansızlıktan yazamamıştım.

Karıştırmaya başladım…

22. sayfaya geldiğimde uzun süre yazıya bakamadım. Sayfanın görseline mıhlanıp kalmıştım. Tam bu noktada araya küçük bir bilgi -daha- sıkıştırmak zorundayım.

Posterlere meraklıyım. Ve gerçekten takıntılı olduğum iki poster akımı var: Art Nouveau ve Art Deco (bu konuda genel kültür edinmeye yönelik güzel bir özet tavsiye edebilirim). Bunlar arasında özellikle Art Deco’ya çoğumuz İhap Hulusi Görey‘in elinden çıkan erken Cumhuriyet dönemi çalışmalarından aşinayız. Kitle iletişiminde poster ve ilanların o dönemdeki öneminden dolayı her alanda çok güzel örneklere rastlamak mümkün.

İşte Türkiye Nasıl Dünya Markası olur kitapçığının o sayfasını, o zamana kadar hiç görmediğim Türkiye temalı Art Deco posterler kaplamıştı! Epey sonra gözümü kaydırıp yanındaki yazıya geçtim. Sonundaki imzada bildik bir isim vardı: Emrah Yücel (kendisi bu topraklardan çıkıp dünya markası olmayı başaran isimlerden biri. Sitesine girip yaptığı işlere bakarsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız).

Kitapçıkta ismini görür görmez posterlerin izini bulurum ümidiyle sitesine geçip dolanmaya başladım. Amacım bunların bir parça da olsa yüksek çözünürlüklü olanlarına denk gelip poster yapmak, duvarıma asmaktı. Bu sayede Yücel’in ne kadar çok işe elinin değdiğini bir kere daha görüp takdirimi perçinledim. Sonunda Turizm Bakanlığı’na yapılan işler arasında aradığım şeyin izini buldum.

Sayfadaki linklere tıkladıkça şaşkınlığım iyice büyüdü.

Türkiye temalı toplam 34 poster Emrah Yücel’in sahibi olduğu Iconisus Reklam Ajansı tarafından yapılmıştı. Üstelik bunlar için Türkiye Posterleri isimli özel bir site yapmışlar ve 3 farklı çözünürlükteki (yani boyuttaki) hallerini ücretsiz çekilip, kullanılabilir hale getirmişlerdi!

Tam da ‘körün istediği bir göz’ hali anlayacağınız.

Önceden de belirttiğim gibi posterleri sitesinden inceleyebilir, çekip, bastırıp istediğiniz gibi kullanabilir, bilgisayar ve benzeri cihazlarınıza duvar kağıdı, ekran koruyucu yapabilirsiniz. Ve en önemlisi tanıtımına yardımcı olabilirsiniz.

Unutmadan; başka bir link sayesinde öğrendim ki siz de fikirlerinizle Türkiye Nasıl Dünya Markası olur kitabında yer almak isterseniz bu mümkünmüş.